Dilin sussa ne fayda
Gönül susar mı sandın
Boşluk tanımayan uzayda
Işık söner mi sandın
Hiç kimse kalmasın dışarıda
Herkes geçsin iç içe
Cennetteki mutluluk hep kuşatma altında
Kenetlenin gönül gönüle
Hakikatler sonsuz akışta
Sesler, bakışlar ve hatıralar
Her şey ve kimsesizler bile
Silinmez kayıt altında
Ey kadim tarihlerden beri
Susuz çöllere hayat veren
Eskiyen ve kopuşun ıssızlığa
Çılgın coşkuyla akan aşk nehri
Sensin Hakkın ve hakikatin sesi
Sensin hayatın en güzel cenneti
Şafağın kızıllığında ağrıyan gönlüme
Yağmur bereketiyle açan
gül ile bülbülün şevki
Saçlarımda bahar rüzgârı
Gözlerimde umut ışığı
Sesimde içli ağıtlar
Çelişkiler kazanında dönüyor çarklar
Yeryüzü sanki kan çanağı
Cahil her şeyi zahirde anlar
Bir seçimdir hayata çaktığın her çivi
Sökülen kul hakları ve yırtılan fermanlar
Devrim sancısı çoğaldıkça çoğaldı
Ufukta vakti dolan bir devrin kapanışı
Lâkin ölüm eksiltmiyor hayatı
Bizi eksilten özden değil
Suretten okumaktır dünyayı
Cehennemde cenneti
Cennette cehennemi yaşatır insan
Kimdir hayatı eşzamanlı hükümsüz kılan
Ne hakikat arayışı suçlu
Ne de emek gayretiyle yoğrulan zaman

