whatsapp
Aydın Mutlu Dinçoğul
Köşe Yazarı
Aydın Mutlu Dinçoğul
-
 

21. yüzyılın tekno-oligarşisi

19. Yüzyılın başından beri kapitalizm, Avrupa ve Kuzey Amerika'nın sınırlarını aşarak küresel emperyal bir güce dönüşmeye başlamıştı. Son iki yüzyıl içinde iki kez dünyayı yeniden paylaşabilmek için dünya savaşları çıkaran emperyal güçler, savaş sonrasında soğuk savaş politikalarının eşliğinde, klasik sömürgeciliğin yerine yeni sömürgecilik dönemine geçiş yaptılar. 21. Yüzyıla girerken dünyayı internet ağları ve uydularla kuşatanlar, küresel sömürülerini artık çok daha dar bir oligarşi eliyle gerçekleştirmeyi başarmışlardı. Bugün küresel oligarşinin sömürüsü, devasa teknoloji şirketleri aracılığı ile yapılmaktadır. Android cep telefonları ve kuantum bilgisayar programları, tarımda ve sanayide muazzam bir dijital otomasyon ve sürekli yenilenen yazılımlar, filmler, diziler, reklamlar ve algıları yöneten bilgi bombardımanlarıyla, internet ağı üzerinden hayatımızı sömürgeleştiren ve hayatlarımız hakkında her şeyi görüp, toplumlarımızı yönlendirmeye başlayan bir avuç çok uluslu şirket… Nihayetinde bu küresel tekeller, dünyanın yeni diktatörleri ve ultra-emperyal gücün tekil hiyerarşik merkezi haline gelmişlerdir. Onlar için sekiz saat sömürü yeterli değildir, artık her dakika ve her saniye sömürü altındayız ve geleceğimiz de satın alınmış durumdadır.  Öyle ki beynin dijital kopyasını çıkarmaları ve beyin fonksiyonlarını çiplerle gelişmiş bilgisayarlara bağlamaları konusunda hırsla çalışıyorlar. Böylece bir beynin süper bilgisayarlarla bağlantı kurarak, dünyanın tüm bilgilerine erişebilmesi sağlanacak. Bir sonraki adım ise çalışan insanlara gerek duyulmayan ve tüm üretimin robotlar ve makineler aracılığıyla yapıldığı akıllı kentlerdir. Nihayetinde grev, sendika ve kamuoyu baskısı olmadan yürüyen “huzurlu bir sömürü” çağı planlanmaktadır. Tıp, hukuk, mimarlık, mühendislik, fizik ve kimya alanları,  biyolojik ve genetik araştırmalar, uzayın ele geçirilmesi ve uzay kolonilerinin kurulması gibi devasa çalışmalar, yapay zekânın dijital akış gücüyle yürütülerek hızla ilerleyecek. Programlanmış olan bu süreçler, gelecekteki savaşların yapısını belirleyecek ve bu savaşlar, geliştirilen yapay zekâların kontrolünde ilerleyen teknoloji savaşları olacaktır. Küresel sömürü piramidinin tepesindeki oligarşinin kendini sözde tanrısal kıldığı ve “ölümsüz” bir egemenliğe açılan “teknolojik bir tekillik” çağının kapısı yirmi yıl içinde aralanmak üzeredir. Böylesi otoriter distopyalara karşı insanlığı kucaklayan yeni değerler dizisi oluşturmak ve küresel bir demokrasi ağı örerek insanlığı barışa, adalete ve özgürlüğe kavuşturmak, bugünden geleceğe uzanan en temel görev ve sorumluluk olmaktadır.
Ekleme Tarihi: 24 Eylül 2025 -Çarşamba

21. yüzyılın tekno-oligarşisi

19. Yüzyılın başından beri kapitalizm, Avrupa ve Kuzey Amerika'nın sınırlarını aşarak küresel emperyal bir güce dönüşmeye başlamıştı.

Son iki yüzyıl içinde iki kez dünyayı yeniden paylaşabilmek için dünya savaşları çıkaran emperyal güçler, savaş sonrasında soğuk savaş politikalarının eşliğinde, klasik sömürgeciliğin yerine yeni sömürgecilik dönemine geçiş yaptılar.

21. Yüzyıla girerken dünyayı internet ağları ve uydularla kuşatanlar, küresel sömürülerini artık çok daha dar bir oligarşi eliyle gerçekleştirmeyi başarmışlardı.

Bugün küresel oligarşinin sömürüsü, devasa teknoloji şirketleri aracılığı ile yapılmaktadır.

Android cep telefonları ve kuantum bilgisayar programları, tarımda ve sanayide muazzam bir dijital otomasyon ve sürekli yenilenen yazılımlar, filmler, diziler, reklamlar ve algıları yöneten bilgi bombardımanlarıyla, internet ağı üzerinden hayatımızı sömürgeleştiren ve hayatlarımız hakkında her şeyi görüp, toplumlarımızı yönlendirmeye başlayan bir avuç çok uluslu şirket…

Nihayetinde bu küresel tekeller, dünyanın yeni diktatörleri ve ultra-emperyal gücün tekil hiyerarşik merkezi haline gelmişlerdir.

Onlar için sekiz saat sömürü yeterli değildir, artık her dakika ve her saniye sömürü altındayız ve geleceğimiz de satın alınmış durumdadır.  Öyle ki beynin dijital kopyasını çıkarmaları ve beyin fonksiyonlarını çiplerle gelişmiş bilgisayarlara bağlamaları konusunda hırsla çalışıyorlar. Böylece bir beynin süper bilgisayarlarla bağlantı kurarak, dünyanın tüm bilgilerine erişebilmesi sağlanacak.

Bir sonraki adım ise çalışan insanlara gerek duyulmayan ve tüm üretimin robotlar ve makineler aracılığıyla yapıldığı akıllı kentlerdir. Nihayetinde grev, sendika ve kamuoyu baskısı olmadan yürüyen “huzurlu bir sömürü” çağı planlanmaktadır.

Tıp, hukuk, mimarlık, mühendislik, fizik ve kimya alanları,  biyolojik ve genetik araştırmalar, uzayın ele geçirilmesi ve uzay kolonilerinin kurulması gibi devasa çalışmalar, yapay zekânın dijital akış gücüyle yürütülerek hızla ilerleyecek.

Programlanmış olan bu süreçler, gelecekteki savaşların yapısını belirleyecek ve bu savaşlar, geliştirilen yapay zekâların kontrolünde ilerleyen teknoloji savaşları olacaktır.

Küresel sömürü piramidinin tepesindeki oligarşinin kendini sözde tanrısal kıldığı ve “ölümsüz” bir egemenliğe açılan “teknolojik bir tekillik” çağının kapısı yirmi yıl içinde aralanmak üzeredir.

Böylesi otoriter distopyalara karşı insanlığı kucaklayan yeni değerler dizisi oluşturmak ve küresel bir demokrasi ağı örerek insanlığı barışa, adalete ve özgürlüğe kavuşturmak, bugünden geleceğe uzanan en temel görev ve sorumluluk olmaktadır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.