whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Sanatsız, kültürsüz toplum olduk

1945 yılı ikinci dünya savaşında faşist Nazilerin varlığına son verildi. 1949 yılında Federal Almanya kuruldu. İlginç olan şu ki; Federal Almanya yönetimi öncelikle “Berlin Operası” onarımı ile işe başlamıştır! ABD’li görevli sorar; “Bunca yıkılmış bina varken, kent harabe halindeyken? Neden önce opera binası?” Alman yönetici yanıtlar; “Önce yıkılan insanı onarmalıyız! Kentin onarımını her koşulda yaparız!” Sanat ve kültür, bireyin ve toplumun manevi gücüdür. Ulusal kültürü gelişmiş toplumlarda! Sanat kültür her zaman ön planda yer almaktadır. Ülkemizde ne oldu. Pandemi koşullarında en büyük darbeyi tiyatro ve tiyatro sanatçıları oldular! Çünkü “siyasi iradenin kültür karnesi zayıflarla dolu! Bu pandemi döneminde tiyatrolar kapandı, oyuncuları işsiz kaldı, kirada olanlar kira bedelini ödeyemediler, elektrik-doğalgaz faturaları ve vergi-sigorta borçları da ödenemedi. Toplum ise uzun süre “tiyatro” ile “kültürel beslenme” olanağını kaybetti. Müzik alanında da aynı sorunlar yaşandı. Siyasi iktidarın, kültür-sanat siyaseti işte böyle ortaya çıktı! Ne tiyatrolara, ne tiyatro ve müzik sanatçılarına sahip çıkılmadı! Oysa Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk;  “Efendiler; milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkâr olamazsınız! Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Diyor. Eğitim, kültür ve sanattan koparılmış bir toplum; Düğünlerde silahla eğlenir ve masum insanların canına kıyar! Düğün konvoylarında gürültü kirliliği üretir! Uyuyan çocukları, sınava giren öğrencileri, hastaları, yaşlıları, vardiyalı çalışanları rahatsız eder! Ana yolları keser, görgüsüzce araba kullanır, bunu “mutluluk ve eğlence” sayar! Kendisi gibi düşünmeyene kin ve öfke duyar, düşman olur! Çünkü insan sevgisi ve hoşgörü kültürünün öncüleri olan atalarını Yunus Emre’yi, Mevlana’yı, Hacı Bektaş’ı tanımaz! 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü idi. Sessiz sedasız geldi geçti. Farkında olan var, gözlerini kulaklarını kapayanlar da var. Bütün kültür emekçilerine sanatçılarımıza saygıyla.
Ekleme Tarihi: 07 Nisan 2022 - Perşembe

Sanatsız, kültürsüz toplum olduk

1945 yılı ikinci dünya savaşında faşist Nazilerin varlığına son verildi.

1949 yılında Federal Almanya kuruldu.

İlginç olan şu ki;

Federal Almanya yönetimi öncelikle “Berlin Operası” onarımı ile işe başlamıştır!

ABD’li görevli sorar; “Bunca yıkılmış bina varken, kent harabe halindeyken? Neden önce opera binası?”

Alman yönetici yanıtlar; “Önce yıkılan insanı onarmalıyız! Kentin onarımını her koşulda yaparız!”

Sanat ve kültür, bireyin ve toplumun manevi gücüdür.

Ulusal kültürü gelişmiş toplumlarda! Sanat kültür her zaman ön planda yer almaktadır.

Ülkemizde ne oldu. Pandemi koşullarında en büyük darbeyi tiyatro ve tiyatro sanatçıları oldular!

Çünkü “siyasi iradenin kültür karnesi zayıflarla dolu!

Bu pandemi döneminde tiyatrolar kapandı, oyuncuları işsiz kaldı, kirada olanlar kira bedelini ödeyemediler, elektrik-doğalgaz faturaları ve vergi-sigorta borçları da ödenemedi.

Toplum ise uzun süre “tiyatro” ile “kültürel beslenme” olanağını kaybetti.

Müzik alanında da aynı sorunlar yaşandı.

Siyasi iktidarın, kültür-sanat siyaseti işte böyle ortaya çıktı!

Ne tiyatrolara, ne tiyatro ve müzik sanatçılarına sahip çıkılmadı!

Oysa Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk; 

“Efendiler; milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkâr olamazsınız!

Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Diyor.

Eğitim, kültür ve sanattan koparılmış bir toplum;

Düğünlerde silahla eğlenir ve masum insanların canına kıyar!

Düğün konvoylarında gürültü kirliliği üretir! Uyuyan çocukları, sınava giren öğrencileri, hastaları, yaşlıları, vardiyalı çalışanları rahatsız eder!

Ana yolları keser, görgüsüzce araba kullanır, bunu “mutluluk ve eğlence” sayar!

Kendisi gibi düşünmeyene kin ve öfke duyar, düşman olur!

Çünkü insan sevgisi ve hoşgörü kültürünün öncüleri olan atalarını Yunus Emre’yi, Mevlana’yı, Hacı Bektaş’ı tanımaz!

27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü idi. Sessiz sedasız geldi geçti. Farkında olan var, gözlerini kulaklarını kapayanlar da var.

Bütün kültür emekçilerine sanatçılarımıza saygıyla.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hürriyet Bıyıklı
(07.04.2022 08:43 - #167)
Kaleminize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.