whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Kokladığımız toprak ve çiçekleri maziye gömdük

Çocukluğumun geçtiği Gökhüyük köyü 10 bin yıl öncesine dayanan en eski tarihi köylerden birisidir. Kırk, elli yıl evveline kadar nüfusumuzun büyük çoğunluğu köy ve kasabalarda yaşıyordu.  Eskiden çevre köylerden gelen insanlar bir ay misafir edilirlerdi. Bizim köyde çocukluğumda 5 tane oda vardı. Köye gelen seyyahlar aylarca kalırlardı. Bizden başka köylere gidenlerde uzun bir zaman misafir kalırlardı. Doğduğum köy hayatımın en güzel anıları ile dolu bir yerdir. Yakın komşuluk ilişkilerinin kurulabildiği sosyal bir yapıydı. Mahalle kavramı bilinmezdi. Baskısı da yoktu. Kardeşliğin, dayanışmanın, sevginin, dostluğun paylaşıldığı yerdi.  Evlerde hoş sohbetlerle komşuların yardımlaşmasıyla hayatı tanıdık, sofralarımızda aşımızı beraber kaşıklardık. Mahalle aralarında kendi yaptığımız oyuncakları ve geleneksel oyunları oynardık. Köyün yaşlıları kadar gençlerinde de dostluk vardı, kardeşlik vardı, paylaşım vardı, sahip çıkma vardı. Şimdi nerede? Paran varsa güçlü isen sana sahip çıkan bulunur bu zamanda. Sen ne kadar iyi iş yaparsan yap kıymeti yok. Abilerimiz vardı, bizleri kollayan. Akseki köylerinden develerle getirilen incirleri, kestaneleri vs. getirip satanların heybe ve sepetlerinden aşırır bir güzel yerdik. Çerçi çiler hiç eksik kalmazdı. Kanallarımızdan balık akardı. Kendimiz tutar pişirirdik o yağ balıklarının tadından vaz geçilmezdi. Şimdi kanallardan balık da akmıyor. Aksa da tutmaya kalksan yasak diye hırsız muamelesi görürler. Eskiden bağ bahçe ve tarlalarımızda bolluk vardı, aşırdığın şey göze bile görünmezdi, şimdi ise o bolluk yok anında göze çarpar ve hırsız damgasını yer çocuklar. Köy şartlar evet zordu ama halk elbirliği yapar hayatı yaşanabilir kılardı. Huzur evi diye bir kavram bilinmezdi. Evin kızı, gelini konu komşu yaşlılara bakarlardı. Herkes yaptığı işte desteklenirdi. Kimsenin çarkın dişlisi arasında yok olmasına müsaade edilmezdi. Yaşam şartları bizleri yok etti. Geçmiş geçmişte kaldı. Belki de en son hatırlayan bizim kuşak. Doğduğumuz mekânları, kokladığımız toprak ve çiçekleri maziye gömdük. Yığınlarca insan kalabalıklarının arasına karışarak, kaybettik aslımızı ve kendimizi. Çok katlı apartmanların arasından birbirimize selam dahi vermeden hatta tanımadan geçip gidiyor. Birbirimize ve kendimize yabancılaştık. Sonbahar yaprakları gibi dağıldık dört bir yana ve şimdi uzaklardan telefon çalınca, karşımıza sesini dahi unuttuğumuz dostlarımız çıkıyor. İçimizi bir titreme alıyor eskiye özlem duyuyoruz. Eski insanlarımız kanat önderleriydi. Çileli hayatlarını neşeli bir hayata çevirmesini iyi bilirlerdi, güçlü ve dinamik bir mantık anlayışları, ruh halleri vardı. Ya bugün çileli hayatlarını neşeli hayata çevirebilecek insan kaldı mı ki?     Evet! Eskiden çile vardı, zorluk vardı ama insanlar mutluydu. Günümüzde bakıyorum hiç mutlu insan göremiyorum. Sanırım ara ara yazıp hatırlatacağım eski günleri. 
Ekleme Tarihi: 23 Mart 2022 - Çarşamba

Kokladığımız toprak ve çiçekleri maziye gömdük

Çocukluğumun geçtiği Gökhüyük köyü 10 bin yıl öncesine dayanan en eski tarihi köylerden birisidir.

Kırk, elli yıl evveline kadar nüfusumuzun büyük çoğunluğu köy ve kasabalarda yaşıyordu. 

Eskiden çevre köylerden gelen insanlar bir ay misafir edilirlerdi. Bizim köyde çocukluğumda 5 tane oda vardı. Köye gelen seyyahlar aylarca kalırlardı.

Bizden başka köylere gidenlerde uzun bir zaman misafir kalırlardı.

Doğduğum köy hayatımın en güzel anıları ile dolu bir yerdir. Yakın komşuluk ilişkilerinin kurulabildiği sosyal bir yapıydı. Mahalle kavramı bilinmezdi. Baskısı da yoktu. Kardeşliğin, dayanışmanın, sevginin, dostluğun paylaşıldığı yerdi. 

Evlerde hoş sohbetlerle komşuların yardımlaşmasıyla hayatı tanıdık, sofralarımızda aşımızı beraber kaşıklardık. Mahalle aralarında kendi yaptığımız oyuncakları ve geleneksel oyunları oynardık.

Köyün yaşlıları kadar gençlerinde de dostluk vardı, kardeşlik vardı, paylaşım vardı, sahip çıkma vardı. Şimdi nerede?

Paran varsa güçlü isen sana sahip çıkan bulunur bu zamanda. Sen ne kadar iyi iş yaparsan yap kıymeti yok.

Abilerimiz vardı, bizleri kollayan. Akseki köylerinden develerle getirilen incirleri, kestaneleri vs. getirip satanların heybe ve sepetlerinden aşırır bir güzel yerdik. Çerçi çiler hiç eksik kalmazdı. Kanallarımızdan balık akardı. Kendimiz tutar pişirirdik o yağ balıklarının tadından vaz geçilmezdi. Şimdi kanallardan balık da akmıyor. Aksa da tutmaya kalksan yasak diye hırsız muamelesi görürler. Eskiden bağ bahçe ve tarlalarımızda bolluk vardı, aşırdığın şey göze bile görünmezdi, şimdi ise o bolluk yok anında göze çarpar ve hırsız damgasını yer çocuklar.

Köy şartlar evet zordu ama halk elbirliği yapar hayatı yaşanabilir kılardı.

Huzur evi diye bir kavram bilinmezdi. Evin kızı, gelini konu komşu yaşlılara bakarlardı. Herkes yaptığı işte desteklenirdi. Kimsenin çarkın dişlisi arasında yok olmasına müsaade edilmezdi.

Yaşam şartları bizleri yok etti. Geçmiş geçmişte kaldı. Belki de en son hatırlayan bizim kuşak.

Doğduğumuz mekânları, kokladığımız toprak ve çiçekleri maziye gömdük. Yığınlarca insan kalabalıklarının arasına karışarak, kaybettik aslımızı ve kendimizi. Çok katlı apartmanların arasından birbirimize selam dahi vermeden hatta tanımadan geçip gidiyor.

Birbirimize ve kendimize yabancılaştık. Sonbahar yaprakları gibi dağıldık dört bir yana ve şimdi uzaklardan telefon çalınca, karşımıza sesini dahi unuttuğumuz dostlarımız çıkıyor. İçimizi bir titreme alıyor eskiye özlem duyuyoruz.

Eski insanlarımız kanat önderleriydi. Çileli hayatlarını neşeli bir hayata çevirmesini iyi bilirlerdi, güçlü ve dinamik bir mantık anlayışları, ruh halleri vardı. Ya bugün çileli hayatlarını neşeli hayata çevirebilecek insan kaldı mı ki?    

Evet! Eskiden çile vardı, zorluk vardı ama insanlar mutluydu. Günümüzde bakıyorum hiç mutlu insan göremiyorum.

Sanırım ara ara yazıp hatırlatacağım eski günleri. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.