Ramazan-ı Şerif’in dinimizde büyük bir önemi, ayrı bir yeri vardır. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Bin aydan daha hayırlı olan İslam âleminin en önemli gecelerinden "Kadir Gecesi"ni yine bu ay içinde idrak ediyoruz.  Ramazan-ı Şerif, rahmet ve mağfiret ayı olması sebebiyle inananlar tarafından hasretle beklenen, kendine mahsus manevi iklimiyle herkesi kucaklayan ve her gönülde sıcacık esintiler bırakan ibadetlerin yapıldığı, hayır ve hasenatın dağıtıldığı mübarek bir aydır.  Bu nedenle " On Bir Ayın Sultanı " denilmiştir.  Ramazan-ı Şerif deyince akla ilk gelenlerden biri de iftardır.  Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor; "Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez." Ramazan ayının güzel gelenekleri vardır ki; İftar vermek bu güzel geleneklerden biridir. İftar vermek çok sevaptır, ama kimlere verilir? Öncelikle ihtiyacı olanlara yani, oruç tutup da iftar yapmaya gücü olmayanlara, akrabaya, eşe, dosta ve komşuya verilir. Ne yazık ki teori ile pratik örtüşmüyor.  İhtiyacı olanlara değil, olmayanlara iftar veriliyor. Reklam kokan iftar yemekleri amacından saptırılıyor.  İftara davet edilenlerin birçoğu yemeğe muhtaç değil ama oraya harcanan paralar ile belki de onlarca, yüzlerce fakir-fukara sevindirilebilir! İftar verilmesin demiyorum, iftar sofraları, birlik beraberlik ve kaynaşmanın olduğu bir gelenektir bunu da biliyorum iftar sofralarında fakir-fukaranın, garip-gurebanında bulunması gerekir diyorum. Ramazan ayı dinimizin emrettiği “tevazuluk” tan uzaklaştırıldı. Ramazan ayı “gösteriş ayı”na, iftarlar da “şov”a dönüştü. Dinde riya yoktur. Dinde, “gösteriş yapmak” günahtır. İftar yemekleri, “hayır işlemek için” değil, “gösteriş yapmak için” verilir oldu. İftar sofraları artık “fakir-fukara için” değil, “siyasi ve ticari şov yapmak için” kuruluyor. Ramazan ayının “gösteriş” amaçlı kullanılması, yoksulların yerine varlıklı insanların davet edilmesi hiç kimsenin dikkatinden kaçmıyor. Bu tür davetlerle düzenlenen iftarların fakir-fukaranın, garip-gurebanın karınlarını doyurmak yerine, karnı tok olanlara hizmet edildiği gözlerden kaçmıyor.