Bir zamanlar ormanların katili keçi davarı diye bazı meçhul şahıslar ver yansınsın etmişti. Bütün keçileri de günahkâr ilan edip neredeyse kökünü kurutmuştuk. Şimdi bir ses daha yükseldi! Deprem bölgesinde çam ağaçlarının binalara zarar vermesi nedeniyle tamamının kesilmelerini savunan bir yazı. Demirden, çimentodan çalınıp üstelik batak arazilerde yüksek binalar yapıldığı için depremlerde binlerce insanın öldüğü bir ülkede, içimizin kan ağladığı bir zaman diliminde bir çam ağacının çok yakınındaki bir binaya zararını konu eden bir yazı beni çok şaşırttı. Şu cahilliğe bakınız!  Yerleşim yerlerinde bunca tür ağaç varken bu çam düşmanlığı nereden çıkmış acaba? Hangi özelliği temel alınmış? Onu bu konuda diğer ağaçlardan ayıran ne? Çok komik!  Neden binanın müteahhidi, kontrol mühendisi, imarı suçlanmıyor da Çam ağacı hedef alınmış. Bunu ortaya atan zihniyet kim acaba? Yaptığı inşaatı yıkılan müteahhit "Benim binam, yakınında dikilmiş çam ağaçları yüzünden yıkıldı" demez mi! Şimdi! Belediyeyi bu konuda suçlarsa? Park ve Bahçeler müdürlüğü yaptığına göre bu konuda bilgisizliği irdelemeye gerek var mı? Oturduğunuz binanın hemen yanına bir çam ağacı diktiğinizi farz edelim. Çam ağacı taban suyunun yüzeye yakın olduğu yerde normal gelişimini yapamaz. Uygun topraklarda kazık kök geliştirir. Yani yan kökler belirli büyüklüğü aşmaz. Bu nedenle bir incir ağacı gibi kökü "sırnaşıklık" edecek durumda değildir. Hiçbir ağacın ana kökünden uzanan yatay köklerinin beton yapıda temel duvarına işleyerek zarar vermesi mümkün değildir. Onlar ancak  çatlaklar olması halinde rutubete erişmek için temel alanına işleyebilir. Ağaçların köklerinde en etkin faktör suya yönelmedir. Bu nedenle kurak yörelerde ağacın bulunduğu noktada üst toprak işleyip çok sulandığında ağaç kökleri aşağı doğru yönelmez. Bu nedenle, bir ağacın ilk kaygısı kök bölgesini "sağlamlaştırmaktır" Onun için çam ağaçlarının günahını almayın.