Bizler gazeteci olarak tüm siyasi partilere aynı mesafedeyiz. Siyasi parti adaylarının görüşlerini projelerini dinleriz. Sonra yayınlarız. Öncelikle şunu belirteyim aday olmak cesaret işidir. Bütün adaylarımıza hayırlı olsun diyoruz. Seydişehir zor bir şehirdir. Ben 1984 yılı belediye başkanlarından Osman Kocaoğlu döneminden bu tarafa gazetecilik yaptım. Başkanların çalışmalarını yakından takip ettim. Şunu söyleyebilirim geçen süreçlerde ilçemiz Avrupa kenti gibi modern bir şehir yapılaşmasına kavuşamadı. Rusların 1971 yılında yaptıkları lojmanlardaki sosyal tesisleri bile şehirleşme açısından örnek almamışlar. Hepimiz istişare kültürünü geliştirmek zorundayız. Seydişehir’i yönetecek kişilerin vizyon projeleri olmalıdır. Kentin yönetimine gelecek kişilerin donanımlı olanları seçilmesi gerekir. Vizyonu olan, kişiler seçilirse ilçemize hizmet gelir. Bütün adaylarımız Seydişehir’e hizmet etmek istiyor. Siyasi partilerin ittifak yapmaları da normaldir. Fakat genel bir siyasi görüşe mensup iken başka bir siyasi partiden aday olunması bizim toplumda yadırganıyor. Bu açıdan diyorum ki; Belediye başkanının partisi olmamalı! Belediye başkanlarımızın veya adayların siyasi bir partinin üyesi olmaması gerekiyor. Muhtarlar gibi partisiz olunması bence daha doğrudur. Maalesef mevcut durum bu. Partili olursa ne olur, yanı sakıncası ne? Birincisi, hiçbir siyasi partiye üye olmayan dışarıda pek çok donanımlı kişiler var. Ama siyasilerin genelde kendi adamım mantığıyla bunlara set çekmesi görmemeleri bu insanların dışarda kalmasına neden oluyor. Bir de şu söz hâkim. Efendim ben eskiden beri partiliyim. Diğeri bizden değil  dedi mi tamam. Sen yabancı oluyorsun ötekileşiyorsun. Diğer bir yandan da eğer iktidardaki bir partinin adayı isen had da belediye başkanı iken tekrar aday adayı isen şimdiki gibi, eşit şartlarda seçime gidemiyorsun. O hem iktidarın hem de belediyenin gücünü kullanıyor. Yani fırsatçılık kanayan yara! Devlet imkânlarıyla seçime katılmış oluyorsun. Devletin imkânlarından kullanıldığı bir sistemin hala devam ettiği bir ülkede seçime doğru giderken anayasadaki eşitlik ilkesi rafa kalkmış oluyor. Demokrasi adına seçime gidildiği ileri sürülen ülkemde. Onun için diyorum ki; Kimse alınmasın! Belediye başkan adayı olanların partili olmaması gerekiyor. Aynı muhtarlar gibi. Çık aday ol seçilirsen şehri yönet. Hükümetten de eşit şekilde yardım al. Hiç olmazsa devletin milletvekili, bakanı v.s işini gücünü bırakıp yerel seçimle uğraşmasın. Devletin kaynakları boşa gitmesin. Herkes işine baksın!