whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Barışcı toplum olmak

Çatışmacı bir kültüre sahip toplumlarda ilişkiler daha fazla çatışmacı bir eğilim izlerken, barışçıl kültürlerde barışçıl ilişkilerin daha fazla olduğu görülmektedir. Türkiye toplumuna bakıldığında tarihsel ve siyasal kültür hatta sivil kültür bile çatışma temelli bir anlayışa dayanıyor. Bu nedenle, sorunlarını barışçıl yollarla çözmek yerine çatışma ile çözmeyi yeğlemektedir. Çatışmacı kültürün etkisinde olan toplumlarda da doğal olarak barışçıl ilişkilerin gelişmesine katkı yapan aktörler vardır. Bu aktörler belki çatışmayı engelleme kapasitesine sahip değiller fakat barışçıl ilişkilerin gelişmesine kendi güçleri mesabesinde katkı yapabilirler. Bunların başında evrensel ilkeler ve hakkaniyet ölçüsünde işleyen bir adalet sistemi, tarafsız kolluk ve polis teşkilatı, öğretmenler, akademisyenler, din görevlileri, sanatçılar, yaşlılar ve sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu aktörlerin barış temelli söylem ve eylemleri bir toplumun barış kapasitesini ve sürdürülebilir bir barış inşa etme iradelerini belirler. Barış inşası ve toplumsal barış kapasitesinin arttırılması için adaletin evrensel ölçeklerde işleyebilen bir yapıya kavuşturulması esastır. Polis ve jandarma gibi kolluk kuvvetler toplumsal olaylarda çoğu zaman taraflı ve ideolojik davrandıkları görülmektedir. Üniversitede bile bilimsel ve evrensel eğitim yerine, resmi ideoloji ve lise tipi eğitimi sürdüren tonla akademisyen bulunmaktadır. Kısacası, öğretmenler, akademisyenler ve din görevlilerinin de barışçıl ilişkileri inşa etme konusunda görevlerini hakkıyla yapabilmeleri için devlet ideolojik eğitimden vazgeçmeli, akademisyenler akademik özgürlüğünü kullanmaktan kaçınmamalı ve din görevlileri de sadece dini saf bir şekilde anlatacak özgürlüğe ve serbestliğe kavuşturulmalıdır. Özetle, demokratik olmayan toplumların barış kapasitesi maalesef bu kapasiteyi oluşturan aktörlerin zayıflığı ve isteksizliği nedeniyle oldukça düşüktür. Bu nedenledir ki bu toplumlar, sorunlarını barışçıl yöntemlerle çözme iradesini geliştirememektedir. Bu nedenledir ki bu toplumların savaş, ötekileştirme ve düşmanlaştırma edebiyatı oldukça güçlüdür. Bu nedenledir ki, toplumun ahlaki ve mantıki tutarlılığı zayıftır. Çözüm, yukarıda sözü edilen aktörlerin asli sorumluluklarını evrensel ölçeklerde yerine getirecek kapasiteye ulaşmalarındadır.
Ekleme Tarihi: 30 Haziran 2019 - Pazar

Barışcı toplum olmak

Çatışmacı bir kültüre sahip toplumlarda ilişkiler daha fazla çatışmacı bir eğilim izlerken, barışçıl kültürlerde barışçıl ilişkilerin daha fazla olduğu görülmektedir. Türkiye toplumuna bakıldığında tarihsel ve siyasal kültür hatta sivil kültür bile çatışma temelli bir anlayışa dayanıyor. Bu nedenle, sorunlarını barışçıl yollarla çözmek yerine çatışma ile çözmeyi yeğlemektedir.

Çatışmacı kültürün etkisinde olan toplumlarda da doğal olarak barışçıl ilişkilerin gelişmesine katkı yapan aktörler vardır. Bu aktörler belki çatışmayı engelleme kapasitesine sahip değiller fakat barışçıl ilişkilerin gelişmesine kendi güçleri mesabesinde katkı yapabilirler. Bunların başında evrensel ilkeler ve hakkaniyet ölçüsünde işleyen bir adalet sistemi, tarafsız kolluk ve polis teşkilatı, öğretmenler, akademisyenler, din görevlileri, sanatçılar, yaşlılar ve sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu aktörlerin barış temelli söylem ve eylemleri bir toplumun barış kapasitesini ve sürdürülebilir bir barış inşa etme iradelerini belirler.
Barış inşası ve toplumsal barış kapasitesinin arttırılması için adaletin evrensel ölçeklerde işleyebilen bir yapıya kavuşturulması esastır.
Polis ve jandarma gibi kolluk kuvvetler toplumsal olaylarda çoğu zaman taraflı ve ideolojik davrandıkları görülmektedir. Üniversitede bile bilimsel ve evrensel eğitim yerine, resmi ideoloji ve lise tipi eğitimi sürdüren tonla akademisyen bulunmaktadır. Kısacası, öğretmenler, akademisyenler ve din görevlilerinin de barışçıl ilişkileri inşa etme konusunda görevlerini hakkıyla yapabilmeleri için devlet ideolojik eğitimden vazgeçmeli, akademisyenler akademik özgürlüğünü kullanmaktan kaçınmamalı ve din görevlileri de sadece dini saf bir şekilde anlatacak özgürlüğe ve serbestliğe kavuşturulmalıdır.
Özetle, demokratik olmayan toplumların barış kapasitesi maalesef bu kapasiteyi oluşturan aktörlerin zayıflığı ve isteksizliği nedeniyle oldukça düşüktür. Bu nedenledir ki bu toplumlar, sorunlarını barışçıl yöntemlerle çözme iradesini geliştirememektedir. Bu nedenledir ki bu toplumların savaş, ötekileştirme ve düşmanlaştırma edebiyatı oldukça güçlüdür. Bu nedenledir ki, toplumun ahlaki ve mantıki tutarlılığı zayıftır.
Çözüm, yukarıda sözü edilen aktörlerin asli sorumluluklarını evrensel ölçeklerde yerine getirecek kapasiteye ulaşmalarındadır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.