whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Bahaddin Paslı gitti, bir kütüphane kapandı!

Bir Afrika atasözüdür bu başlık. Der ki: “Bir yazar öldüğünde bir kütüphane kapanmış demektir.”  Gazeteci, yazar, şair Bahaddin Paslı’yı önceki gün, kuruluşuna harç koyduğu Alaylar Camisindeki törenin ardından sonsuzluğa uğurladık. İlçenin ilk matbaasını kuran ve ilk gazetecilerindendi. Sağlığından geriye 17 eser bıraktı. İlçenin yerel gazete ve internet sitelerinde çok güzel yazıları şiirleri yayımlandı. Beraber yaptığım röportajlarda çok renkli yaşamı ve eğitim hayatı vardı. Gazeteciliği çok benimsiyordu. Yeniden dünyaya gelse aynı mesleği yapacağını defalarca söylerdi. Her kesime örnek olmaya çalışırdı. Bir sorumda yöneticiler ne yapması gerekir dediğimde ‘insan inşa etmeye çalışsınlar. Hizmet nasıl olsa yapılır derdi.” Paslı emmim, dünyadaki bütün gelişmelere açıktı, hem yaşadığı topraklarla barışıktı. Sağlığında çıkardığı kitaplarla evindeki gazete arşiviyle benim de “öğretmenim” olmuştu. Seydişehir tarihimizi ve kültürümüzü kökenlerimizi aklın ve bilimin ışığında hep kaleme almıştı. Paslı emmim ilçenin kimliğini bilinçli beyniyle anlatırdı. O büyük bir Cumhuriyet aydınıydı. Yaşayan kütüphaneydi Dönemin belediye başkanları ona danışmanlık teklif etmişlerdi. Kabul etmedi. O bilimini hapsetmek istemiyordu. Serbest olarak halkın içerisinde kalıp üretkenliğinden herkesin yararlanmasını isterdi. Yazar Paslı ilçe sorumluluklarını üzerinde taşırken ne aklın terazisinden şaştı ne yolunu değiştirdi. Hep, “dünyayı izleyen, Seydişehir için, insanlık için düşünen” bir kimlik taşırdı.  Ben merhum Paslı emmimle her sohbetimde sanki bir çeşmeden kana kana su içer gibi oluyordum.  Yeni nesil gazetecilere hep nasihat ederdi,’’ Hiç kimsenin onurunu kırmadan olaylara objektif baksınlar, Zenginlerin hatırı için görmemezlikten gelmesinler, Fakirlerin hatırı için her şeyin üstüne gitmesinler bu meslekte bir takım incelikler var bunlara dikkat etsinler’’ der ve sürekli öğüt verirdi. Yine bir röportajımızda Ben gazeteciliği bıraktım, ama kalemimi hiçbir zaman bırakmadım yazmaya devam ediyorum demişti. Bir yazarın dediği gibi “Yükselen güneşin altın ışınları.” gibiydi. Gittiği yerleri aydınlatıyordu. 81 yaşında olmasına rağmen son nefesine dek yazdı, üretti. Bir kütüphane kapandı ama Paslı emmimin bize bıraktığı kültür mirasının yeni kuşaklarla çoğalacağına inanıyoruz. Evindeki gazete arşivinin dijital ortama alınıp ilçenin 1950 li yıllardan bu günlere kadar nasıl gelindiğini manşet haberlerinde hep yazmıştı. Bu ilçenin okullarında rehber derslerinde öğretmenler tarafından slayt olarak gösterilirse her çocuk sorumluluk bilincini kavramış olur. Bahaddin Emmim bana bunları yapacak bir baba yiğit arıyorum demişti.
Ekleme Tarihi: 17 Ekim 2022 - Pazartesi

Bahaddin Paslı gitti, bir kütüphane kapandı!

Bir Afrika atasözüdür bu başlık. Der ki: “Bir yazar öldüğünde bir kütüphane kapanmış demektir.” 
Gazeteci, yazar, şair Bahaddin Paslı’yı önceki gün, kuruluşuna harç koyduğu Alaylar Camisindeki törenin ardından sonsuzluğa uğurladık. İlçenin ilk matbaasını kuran ve ilk gazetecilerindendi. Sağlığından geriye 17 eser bıraktı. İlçenin yerel gazete ve internet sitelerinde çok güzel yazıları şiirleri yayımlandı. Beraber yaptığım röportajlarda çok renkli yaşamı ve eğitim hayatı vardı. Gazeteciliği çok benimsiyordu. Yeniden dünyaya gelse aynı mesleği yapacağını defalarca söylerdi. Her kesime örnek olmaya çalışırdı. Bir sorumda yöneticiler ne yapması gerekir dediğimde ‘insan inşa etmeye çalışsınlar. Hizmet nasıl olsa yapılır derdi.”

Paslı emmim, dünyadaki bütün gelişmelere açıktı, hem yaşadığı topraklarla barışıktı. Sağlığında çıkardığı kitaplarla evindeki gazete arşiviyle benim de “öğretmenim” olmuştu.

Seydişehir tarihimizi ve kültürümüzü kökenlerimizi aklın ve bilimin ışığında hep kaleme almıştı.

Paslı emmim ilçenin kimliğini bilinçli beyniyle anlatırdı. O büyük bir Cumhuriyet aydınıydı. Yaşayan kütüphaneydi
Dönemin belediye başkanları ona danışmanlık teklif etmişlerdi. Kabul etmedi. O bilimini hapsetmek istemiyordu. Serbest olarak halkın içerisinde kalıp üretkenliğinden herkesin yararlanmasını isterdi.

Yazar Paslı ilçe sorumluluklarını üzerinde taşırken ne aklın terazisinden şaştı ne yolunu değiştirdi. Hep, “dünyayı izleyen, Seydişehir için, insanlık için düşünen” bir kimlik taşırdı. 
Ben merhum Paslı emmimle her sohbetimde sanki bir çeşmeden kana kana su içer gibi oluyordum. 

Yeni nesil gazetecilere hep nasihat ederdi,’’ Hiç kimsenin onurunu kırmadan olaylara objektif baksınlar, Zenginlerin hatırı için görmemezlikten gelmesinler, Fakirlerin hatırı için her şeyin üstüne gitmesinler bu meslekte bir takım incelikler var bunlara dikkat etsinler’’ der ve sürekli öğüt verirdi.
Yine bir röportajımızda Ben gazeteciliği bıraktım, ama kalemimi hiçbir zaman bırakmadım yazmaya devam ediyorum demişti.
Bir yazarın dediği gibi “Yükselen güneşin altın ışınları.” gibiydi.
Gittiği yerleri aydınlatıyordu.

81 yaşında olmasına rağmen son nefesine dek yazdı, üretti. Bir kütüphane kapandı ama Paslı emmimin bize bıraktığı kültür mirasının yeni kuşaklarla çoğalacağına inanıyoruz.

Evindeki gazete arşivinin dijital ortama alınıp ilçenin 1950 li yıllardan bu günlere kadar nasıl gelindiğini manşet haberlerinde hep yazmıştı.

Bu ilçenin okullarında rehber derslerinde öğretmenler tarafından slayt olarak gösterilirse her çocuk sorumluluk bilincini kavramış olur.

Bahaddin Emmim bana bunları yapacak bir baba yiğit arıyorum demişti.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.