whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Bağcılık neden yaygınlaştırılmıyor?

Seydişehir bağcılık için en uygun iklim şartlarına sahip bölge konumundadır. İlçeni özellikle asar tepe dediğimiz Yenice köy, Kızılca ve Kavak arasındaki mevkilerin bağcılık potansiyeli yüksektir. Daha eskiden Hititler (Etiler) döneminde buralarda bağcılık yapılmış gıda ve sağlık alanında da kullanılmış. Yani ilçemizde bağcılığın tarihçesi M.Ö. 5000 yılına kadar dayanır. Diğer taraftan Gökhüyük ve Oratakaraören taraflarına kadar da bağcılıkla üzüm yetiştirilmiştir. Benim çocukluğumda kendimizin de üzüm bağları vardı.  Bölgemizde asma yetiştiricilik yüz yıllardır yapılmaktır. Bu alanlardaki meyve bahçeleri ve bağları tarih boyunca anlatır. Ne yazık ki şimdilerde bağcılıkta bahçe işleri de pek kalmadı. Özellikle Suğla gölü ve kanallarının uzandığı Suğla ovasında tarım havzası insanlık tarihiyle birlikte tarımın merkezi bu merkezde bağcılık neden geriledi sorusu aklıma geliyor. Ülkemizde az olan bu tarım potansiyeli Avrupa ve ABD’ de azdır talebi ise çoktur. Üzüm meyvesi sofralık, kurutmalık ve şaraplık olarak önemli bir sektör olarak her zaman değer kazanmaktadır. Peki, bunu teşvik edici geliştirici çalışmalar neden yapılmıyor. İşsizliğin diz boyu olduğu hem ilçemize hem de ülkemizde bu bağcılığa neden önem verilmiyor anlamış değilim! Eğer kalkınacaksak, işsizlik azalacaksa para da kazanacaksak getirisi yüksek olan bağcılığa odaklanmayız.   Tarımın gelişmesi için bölgemizde bağcılığı teşvik etmeliyiz bence. Yetkililerimiz bu çalışmalara bolca zaman ayırmalıdır.
Ekleme Tarihi: 05 Mayıs 2019 - Pazar

Bağcılık neden yaygınlaştırılmıyor?

Seydişehir bağcılık için en uygun iklim şartlarına sahip bölge konumundadır.

İlçeni özellikle asar tepe dediğimiz Yenice köy, Kızılca ve Kavak arasındaki mevkilerin bağcılık potansiyeli yüksektir. Daha eskiden Hititler (Etiler) döneminde buralarda bağcılık yapılmış gıda ve sağlık alanında da kullanılmış.

Yani ilçemizde bağcılığın tarihçesi M.Ö. 5000 yılına kadar dayanır. Diğer taraftan Gökhüyük ve Oratakaraören taraflarına kadar da bağcılıkla üzüm yetiştirilmiştir. Benim çocukluğumda kendimizin de üzüm bağları vardı.  Bölgemizde asma yetiştiricilik yüz yıllardır yapılmaktır. Bu alanlardaki meyve bahçeleri ve bağları tarih boyunca anlatır.

Ne yazık ki şimdilerde bağcılıkta bahçe işleri de pek kalmadı. Özellikle Suğla gölü ve kanallarının uzandığı Suğla ovasında tarım havzası insanlık tarihiyle birlikte tarımın merkezi bu merkezde bağcılık neden geriledi sorusu aklıma geliyor.

Ülkemizde az olan bu tarım potansiyeli Avrupa ve ABD’ de azdır talebi ise çoktur. Üzüm meyvesi sofralık, kurutmalık ve şaraplık olarak önemli bir sektör olarak her zaman değer kazanmaktadır. Peki, bunu teşvik edici geliştirici çalışmalar neden yapılmıyor. İşsizliğin diz boyu olduğu hem ilçemize hem de ülkemizde bu bağcılığa neden önem verilmiyor anlamış değilim! Eğer kalkınacaksak, işsizlik azalacaksa para da kazanacaksak getirisi yüksek olan bağcılığa odaklanmayız.  

Tarımın gelişmesi için bölgemizde bağcılığı teşvik etmeliyiz bence. Yetkililerimiz bu çalışmalara bolca zaman ayırmalıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.