whatsapp
Av. Mustafa Bademci
Köşe Yazarı
Av. Mustafa Bademci
-
 

10 Aralık insan hakları günü

10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabulü, insanlık tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kabul, insan haklarının uluslararası düzeyde korunmasına yönelik ilk adım olduğu için 10 Aralık, bütün dünya ülkelerinde insan hakları günü olarak anılmaktadır. İnsan hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasında dünden bugüne tarihimizde Batı’dan farklı bir yol izlenmiştir. 29 Eylül 1808’de devletin ileri gelenleriyle *ayanlar arasında yapılan anlaşma (Sened-i İttifak) padişahın yetkilerini sınırlandıran ilk belgedir. Toplumda can ve mal güvenliğinin sağlanması, adil yargılanma ve eşit vergilendirme ilk kez 1839’da Tanzimat Fermanı ile güvence altına alınabilmiştir. Devletin hükümranlığı altında bulunan Müslüman olmayan kimselerin Müslümanlarla eşit kabul edilmesi, din değiştirme baskısının önlenmesi, kamu hizmetine girme ve askere alınma hizmetleri 1856 Islahat Fermanı ile düzenlenmiştir.   1876 ‘da kabul edilen Kanun-u Esasi, tarihimizde kabul edilen ilk anayasadır. Bu anayasa ile Zoralım (müsadere), angarya, kişi dokunulmazlığı, din özgürlüğü, konut dokunulmazlığı gibi haklar anayasal güvence altına alınmıştır. Yapılan 1909 değişikliği ile devletin teokratik yapısı korunmakla birlikte artık en önemli kurum Meclis-i Mebusan’dır. Gerek Meclis-i Ayan, gerekse  Meclis-i Mebusan Padişah’ın izni olmaksızın toplanabilecektir. Padişah anayasaya bağlılık yemini etmekle yükümlüdür.  Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih sahnesinden çekilişinin ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde insan hakları alanındaki uygulamalar, modern hukuk anlayışına uygun şekilde gelişme göstermiştir. 1924 Anayasası temel eşitlik ve özgülük anlayışını benimsemiş, siyasi ve medeni haklara yer vermiştir.  1961 Anayasası, insan haklarına dayalı devlet ilkesini kabul ederek, temel hak ve özgürlükleri ayrıntılı bir şekilde düzenlemiş ve güvenceye bağlamıştır. 1982 Anayasası ile hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması alanı genişletilmişse de 2001 değişiklikleri ile insan haklarına dayalı devlet ilkesi Anayasa’ya yeniden geri dönmüştür.  Cumhuriyet Türkiye’si, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kabulünden kısa bir süre sonra imzalanmış, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1954’te onaylamıştır. Türk vatandaşları ulusal hukuki yolları tükettikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) bireysel başvuruda bulunabilmektedir.   1808 Yılı’nda Sened-i İttifak’la başlayan iki yüz yıllık insan hakları yolculuğumuz, Cumhuriyet dönemiyle laik, demokratik ve sosyal hukuk devletine evrilmiştir. Bu süreç, ulusal düzeyde anayasal metinler ile uluslararası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla sürekli denetim altında gelişerek ilerlemeyi sürdürecektir.  İnsan hak ve özgürlükleri aydınlığında çağdaş demokrasiyi kurmuş, yüzü gülen insanların yurdu Güçlü Türkiye’ye doğru…  Dipçe: *Ayan: Osmanlı döneminde taşra şehir ve kasabalarında devlete ait bazı işleri görmekle yetkilendirilmiş (vergi toplama, savaş zamanında asker toplama vb. ) nüfuzlu kişi.
Ekleme Tarihi: 09 Aralık 2025 -Salı

10 Aralık insan hakları günü

10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabulü, insanlık tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kabul, insan haklarının uluslararası düzeyde korunmasına yönelik ilk adım olduğu için 10 Aralık, bütün dünya ülkelerinde insan hakları günü olarak anılmaktadır.

İnsan hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasında dünden bugüne tarihimizde Batı’dan farklı bir yol izlenmiştir. 29 Eylül 1808’de devletin ileri gelenleriyle *ayanlar arasında yapılan anlaşma (Sened-i İttifak) padişahın yetkilerini sınırlandıran ilk belgedir. Toplumda can ve mal güvenliğinin sağlanması, adil yargılanma ve eşit vergilendirme ilk kez 1839’da Tanzimat Fermanı ile güvence altına alınabilmiştir. Devletin hükümranlığı altında bulunan Müslüman olmayan kimselerin Müslümanlarla eşit kabul edilmesi, din değiştirme baskısının önlenmesi, kamu hizmetine girme ve askere alınma hizmetleri 1856 Islahat Fermanı ile düzenlenmiştir. 

 1876 ‘da kabul edilen Kanun-u Esasi, tarihimizde kabul edilen ilk anayasadır. Bu anayasa ile Zoralım (müsadere), angarya, kişi dokunulmazlığı, din özgürlüğü, konut dokunulmazlığı gibi haklar anayasal güvence altına alınmıştır. Yapılan 1909 değişikliği ile devletin teokratik yapısı korunmakla birlikte artık en önemli kurum Meclis-i Mebusan’dır. Gerek Meclis-i Ayan, gerekse  Meclis-i Mebusan Padişah’ın izni olmaksızın toplanabilecektir. Padişah anayasaya bağlılık yemini etmekle yükümlüdür. 

Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih sahnesinden çekilişinin ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde insan hakları alanındaki uygulamalar, modern hukuk anlayışına uygun şekilde gelişme göstermiştir. 1924 Anayasası temel eşitlik ve özgülük anlayışını benimsemiş, siyasi ve medeni haklara yer vermiştir.  1961 Anayasası, insan haklarına dayalı devlet ilkesini kabul ederek, temel hak ve özgürlükleri ayrıntılı bir şekilde düzenlemiş ve güvenceye bağlamıştır. 1982 Anayasası ile hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması alanı genişletilmişse de 2001 değişiklikleri ile insan haklarına dayalı devlet ilkesi Anayasa’ya yeniden geri dönmüştür.

 Cumhuriyet Türkiye’si, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kabulünden kısa bir süre sonra imzalanmış, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1954’te onaylamıştır. Türk vatandaşları ulusal hukuki yolları tükettikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) bireysel başvuruda bulunabilmektedir.  

1808 Yılı’nda Sened-i İttifak’la başlayan iki yüz yıllık insan hakları yolculuğumuz, Cumhuriyet dönemiyle laik, demokratik ve sosyal hukuk devletine evrilmiştir. Bu süreç, ulusal düzeyde anayasal metinler ile uluslararası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla sürekli denetim altında gelişerek ilerlemeyi sürdürecektir.

 İnsan hak ve özgürlükleri aydınlığında çağdaş demokrasiyi kurmuş, yüzü gülen insanların yurdu Güçlü Türkiye’ye doğru… 

Dipçe:

*Ayan: Osmanlı döneminde taşra şehir ve kasabalarında devlete ait bazı işleri görmekle yetkilendirilmiş (vergi toplama, savaş zamanında asker toplama vb. ) nüfuzlu kişi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.