whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Uğur Mumcu’yla 6 ay önce

1992 yılı Haziran ayıydı Ankara Cumhuriyet Gazetesi bürosunu ziyaret etmiştim. Şu an Milletvekili o günlerde Ankara temsilcisi olan Mustafa Balbayı ziyaret ettikten sonra görmeyi arzu ettiğim Uğur Mumcuyu çalışma odasında ziyaret ettim. Odası dolu doluydu masasının üstü kitap ve dosyalarla yığlıydı. Yarım saat saat kadar sohbet ettik. PKK ve tarikatlar üzerinde duruyordu. İyi hatırlıyorum. Futullah Gülen cemaatinin örgütlü yapılarının durumlarını sormuştu. Sonra özelleştirmeler üzerine sohbet ettik. Seydişehir’e konferans için davet etmiştim. İnşallah bir gün demişti.. 24 Ocak 1993 Pazar günüydü. İstanbul yurt haberler müdürümüz beni Taraşcı mahallesindeki düğünlerde altın takıların kalkmasına yönelik bir haber derlememi istedi ve oraya gönderdi. O gün gazeteci arkadaşım Mustafa Sarıkamış beyle gitmiştik. Dönemin Belediye başkanı rahmetli Abdurrahim Dağlı konuyla ilgili bize yardımcı oldu.Çünkü takıların kalkmasına ailelerin rahat etmesini sağlayanbelediye başkanının kendisiydi.  Bir genç geldi yanımıza biraz hasbihal ettikten sonra Ankara’da Uğur Mumcunun arabasına konan bombanın patlaması üzerine öldüğünü söyleyince üzerimden sanki soğuk bir su dökülmüştü. Uğur Mumcu… Suikastinin hemen sonrasında yapılan incelemeler ve açıklamalar büyük tartışma başlatmıştı. Patlamanın ardından olay yerine gelen emniyet uzmanları, patlamayla ortaya saçılan parçaları cımbızla toplamak yerine süpürmüştü. Yapılanlar, delillerin karartılmaya çalışıldığı şüphesini doğurmuştu. Cinayetin hemen ardından dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin, Mumcu’nun ailesine ve kamuoyuna cinayetin faillerinin yakalanacağı sözü vermiş, devletin ağzından bunun “devletin namus borcu olduğu” ifade edilmişti. Ancak o günden bu yana cinayet üzerindeki sis perdesi kaldırılabilmiş değil. Sağ ya da sol görüşlü olması, inancının ne olduğu ben başta olmak üzere kimseyi ilgilendirmez. İnsan mıydı? Ahlâklı mıydı? Dürüst müydü? Adil miydi? Evet… Bu soruların cevaplarının tamamı Evet… Siyasi görüşü, dini inancı ve yaşantısı kendisi ile ilgili durumlardır. Bunları kullanarak topluma zarar vermemiştir Uğur Mumcu… Adam gibi adam, gerçek bir gazeteci ve en önemlisi İnsandı… Ve biz… Rahmetli Uğur Ağabeyin tırnağı bile olamayız gazetecilikte… Kaleme aldığı son yazısında İsrail ve PKK arasındaki ilişkiyi cesur bir şekilde dile getirmişti Uğur Mumcu. 24 Ocak 1993 tarihinde, bindiği arabasına bomba konularak katledilmişti. Bu durumda hemen suçlanabilecek grup belliydi. Suçu Ülkücülere atmaya çalıştılar ve başardılar da. Bu sayede hem gerçek katiller aradan sıyrıldı hem de sağ-sol kardeş kavgası daha da körüklendi. Suikastin hemen sonrasında yapılan incelemeler ve açıklamalar büyük tartışma yaratmıştı. Şimdi son yazısından bazı pasajlar alalım ne dersiniz? “Ortadoğu’nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor. Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir. MOSSAD, İsrail’in gizli istihbarat örgütüdür. Bu örgütün, Kürt lider Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı? Barzani’nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi. Kimse bu ilişkiye, “Hayır olmadı” diyemiyor. CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu ? MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney’de yayınlanan “Israel’s Secret Wars-A History of Israel’s Intelligence Services” adlı kitapta sergileniyor. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington’daki Brooking Enstitüsü‘nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış. Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor. Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği yazılıyor…” Yazının girişi can alıcı olmuş fakat devamında da çok çok önemli bilgiler resmen ortaya konuluyor. Buyurun işte yazının son kısmı. “70’li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu? Kitaba göre sürüyor. “Körfez Savaşı” sırasında Irak’ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv’e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı. Baba Molla Mustafa Barzani ile kurulan ilişkiler, şimdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor. MOSSAD, Barzani’ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor. Kitapta, Mesud Barzani’nin İsrail’e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor. Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek… Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek… İlgi belli… İlişki de belli… Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş halinde de dünya bu savaşın farkında değil mi?” 7 Ocak 1993’te Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan bu yazı, Uğur ağabeyi resmen ölüme götürdü. Şimdi bu yazıyı daha dikkatli okumak gerektiğini düşünüyorum. Yazının içindeki çok dikkat çekici kısımları tek tek irdelemek gerektiği kanaatindeyim. Öncelikle Türkiye’nin son 50 yıllık tarihini iyi okumak gerekir bana göre. Kanlı 1 Mayıs’ları, Kahramanmaraş’ı, Çorum’u, Sivas Madımak’ı, Gazi Mahallesi’ni. Doğan Öz, Ümit Kaftancıoğlu, Hamit Fendoğlu, Gün Sazak, İlhan Darendelioğlu, İlhan Erdost, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Vedat Aydın, Mehmet Sincar, Gaffar Okkan, Hrant Dink, Necip Hablemitoğlu cinayetlerini işleyen tetikçilerin kimler tarafından korunup kollandığını iyi anlamak gerekmez mi? Bu ülkede çok insanımız öldürüldü. Bu insanların kabahati neydi? Uğur Mumcu gibi araştırmacı, çağdaş ve demokrat bir gazeteci olamasak da, O’nun fikirleri ve bildikleri yüzünden öldürüldüğünü çok çok iyi biliyoruz. Yeni nesillerden yeni Uğur’lar yetişmesi ümidiyle… Umudumuz hiç bitmesin, güzel günler bizim olsun… ölüm yıldönümünde bir kez daha anma ve anlamak dileğiyle, Uğurlar olsun güzel insan Uğur abi… Uğur Mumcu’nun kitabından bir söz; ‘’Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız.’’
Ekleme Tarihi: 20 Ocak 2018 - Cumartesi

Uğur Mumcu’yla 6 ay önce

1992 yılı Haziran ayıydı Ankara Cumhuriyet Gazetesi bürosunu ziyaret etmiştim. Şu an Milletvekili o günlerde Ankara temsilcisi olan Mustafa Balbayı ziyaret ettikten sonra görmeyi arzu ettiğim Uğur Mumcuyu çalışma odasında ziyaret ettim.

Odası dolu doluydu masasının üstü kitap ve dosyalarla yığlıydı. Yarım saat saat kadar sohbet ettik. PKK ve tarikatlar üzerinde duruyordu. İyi hatırlıyorum. Futullah Gülen cemaatinin örgütlü yapılarının durumlarını sormuştu. Sonra özelleştirmeler üzerine sohbet ettik. Seydişehir’e konferans için davet etmiştim. İnşallah bir gün demişti..

24 Ocak 1993 Pazar günüydü. İstanbul yurt haberler müdürümüz beni Taraşcı mahallesindeki düğünlerde altın takıların kalkmasına yönelik bir haber derlememi istedi ve oraya gönderdi. O gün gazeteci arkadaşım Mustafa Sarıkamış beyle gitmiştik. Dönemin Belediye başkanı rahmetli Abdurrahim Dağlı konuyla ilgili bize yardımcı oldu.Çünkü takıların kalkmasına ailelerin rahat etmesini sağlayanbelediye başkanının kendisiydi.  Bir genç geldi yanımıza biraz hasbihal ettikten sonra Ankara’da Uğur Mumcunun arabasına konan bombanın patlaması üzerine öldüğünü söyleyince üzerimden sanki soğuk bir su dökülmüştü.

Uğur Mumcu… Suikastinin hemen sonrasında yapılan incelemeler ve açıklamalar büyük tartışma başlatmıştı. Patlamanın ardından olay yerine gelen emniyet uzmanları, patlamayla ortaya saçılan parçaları cımbızla toplamak yerine süpürmüştü. Yapılanlar, delillerin karartılmaya çalışıldığı şüphesini doğurmuştu. Cinayetin hemen ardından dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin, Mumcu’nun ailesine ve kamuoyuna cinayetin faillerinin yakalanacağı sözü vermiş, devletin ağzından bunun “devletin namus borcu olduğu” ifade edilmişti. Ancak o günden bu yana cinayet üzerindeki sis perdesi kaldırılabilmiş değil.

Sağ ya da sol görüşlü olması, inancının ne olduğu ben başta olmak üzere kimseyi ilgilendirmez. İnsan mıydı? Ahlâklı mıydı? Dürüst müydü? Adil miydi? Evet… Bu soruların cevaplarının tamamı Evet… Siyasi görüşü, dini inancı ve yaşantısı kendisi ile ilgili durumlardır. Bunları kullanarak topluma zarar vermemiştir Uğur Mumcu… Adam gibi adam, gerçek bir gazeteci ve en önemlisi İnsandı…

Ve biz… Rahmetli Uğur Ağabeyin tırnağı bile olamayız gazetecilikte…

Kaleme aldığı son yazısında İsrail ve PKK arasındaki ilişkiyi cesur bir şekilde dile getirmişti Uğur Mumcu. 24 Ocak 1993 tarihinde, bindiği arabasına bomba konularak katledilmişti. Bu durumda hemen suçlanabilecek grup belliydi. Suçu Ülkücülere atmaya çalıştılar ve başardılar da. Bu sayede hem gerçek katiller aradan sıyrıldı hem de sağ-sol kardeş kavgası daha da körüklendi. Suikastin hemen sonrasında yapılan incelemeler ve açıklamalar büyük tartışma yaratmıştı.

Şimdi son yazısından bazı pasajlar alalım ne dersiniz?

“Ortadoğu’nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor. Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir. MOSSAD, İsrail’in gizli istihbarat örgütüdür. Bu örgütün, Kürt lider Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı? Barzani’nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi. Kimse bu ilişkiye, “Hayır olmadı” diyemiyor. CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu ? MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney’de yayınlanan “Israel’s Secret Wars-A History of Israel’s Intelligence Services” adlı kitapta sergileniyor. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington’daki Brooking Enstitüsü‘nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış. Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor. Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği yazılıyor…”

Yazının girişi can alıcı olmuş fakat devamında da çok çok önemli bilgiler resmen ortaya konuluyor. Buyurun işte yazının son kısmı.

“70’li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu? Kitaba göre sürüyor. “Körfez Savaşı” sırasında Irak’ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv’e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı. Baba Molla Mustafa Barzani ile kurulan ilişkiler, şimdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor. MOSSAD, Barzani’ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor. Kitapta, Mesud Barzani’nin İsrail’e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor. Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek… Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek… İlgi belli… İlişki de belli… Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş halinde de dünya bu savaşın farkında değil mi?”

7 Ocak 1993’te Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan bu yazı, Uğur ağabeyi resmen ölüme götürdü. Şimdi bu yazıyı daha dikkatli okumak gerektiğini düşünüyorum. Yazının içindeki çok dikkat çekici kısımları tek tek irdelemek gerektiği kanaatindeyim. Öncelikle Türkiye’nin son 50 yıllık tarihini iyi okumak gerekir bana göre. Kanlı 1 Mayıs’ları, Kahramanmaraş’ı, Çorum’u, Sivas Madımak’ı, Gazi Mahallesi’ni. Doğan Öz, Ümit Kaftancıoğlu, Hamit Fendoğlu, Gün Sazak, İlhan Darendelioğlu, İlhan Erdost, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Vedat Aydın, Mehmet Sincar, Gaffar Okkan, Hrant Dink, Necip Hablemitoğlu cinayetlerini işleyen tetikçilerin kimler tarafından korunup kollandığını iyi anlamak gerekmez mi? Bu ülkede çok insanımız öldürüldü. Bu insanların kabahati neydi?

Uğur Mumcu gibi araştırmacı, çağdaş ve demokrat bir gazeteci olamasak da, O’nun fikirleri ve bildikleri yüzünden öldürüldüğünü çok çok iyi biliyoruz. Yeni nesillerden yeni Uğur’lar yetişmesi ümidiyle… Umudumuz hiç bitmesin, güzel günler bizim olsun… ölüm yıldönümünde bir kez daha anma ve anlamak dileğiyle, Uğurlar olsun güzel insan Uğur abi…

Uğur Mumcu’nun kitabından bir söz; ‘’Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız.’’

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.