Eskiden gazeteler revaçtaydı. Radyo, televizyon, bilgisayar çağında internet siteleri derken günümüzde sosyal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Günün her saati, elimizdeki telefonlardan farklı hayatlara tanıklık ediyor, çoğu zaman bu hayatlarla kendi yaşantımızı kıyaslıyoruz. Bu dijital dünyada en büyük rol sahipleri toplumu hop kaldırıp hop oturtarak olumsuz huzur bozucu yöne çekiyorlar. Abartılı yaşam tarzlarıyla milyonlara ilham verdiklerini iddia edenler çoğu zaman insanlar üzerinde algı yaratarak yaşamın doğal iniş çıkışlarını gizleyerek entelektüel hayat sunmaya çalışıyorlar. Televizyonlardaki dizi filmlerimiz bile bu hale geldi. Dijital hayat gençler üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip hale geldi. Z kuşağı dediğimiz genç kesim kendilerine sunulan gerçek bir yaşam zannediyorlar. İşte bu yaşam tarzı gerçekle bağdaşmadığı için gençler üzerinde özgüven problemleri, depresyon ve yalnızlık gibi sorunlarla baş başa kalabiliyor. Ne yazık ki bu durum toplumu nezdinde de krize yol açıyor. Kendi kimliğinden şüphe eden, sürekli daha iyisini yapma baskısı altında ezilen bir nesil yetişiyor. Dijital dünyada sosyal medyada gördüklerimiz sosyalleşme değildir. Bireyi yalnızlaştıracak hayali bir söylemdir. Unutmayalım ki asıl önemli olan, kendi gerçeğimizi bulmak ve onu özgürce yaşamaktır. Hayali saplantıya uzanacak sosyal medya içeriklerinden sakınmalıyız. Atalarımız nasıl yaşamışsa o yaşam biçimini örnek almalıyız.
Sosyal medyadan uzak durmalıyız!
Eskiden gazeteler revaçtaydı. Radyo, televizyon, bilgisayar çağında internet siteleri derken günümüzde sosyal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Günün her saati, elimizdeki telefonlardan farklı hayatlara tanıklık ediyor, çoğu zaman bu hayatlarla kendi yaşantımızı kıyaslıyoruz. Bu dijital dünyada en büyük rol sahipleri toplumu hop kaldırıp hop oturtarak olumsuz huzur bozucu yöne çekiyorlar. Abartılı yaşam tarzlarıyla milyonlara ilham verdiklerini iddia edenler çoğu zaman insanlar üzerinde algı yaratarak yaşamın doğal iniş çıkışlarını gizleyerek entelektüel hayat sunmaya çalışıyorlar. Televizyonlardaki dizi filmlerimiz bile bu hale geldi. Dijital hayat gençler üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip hale geldi. Z kuşağı dediğimiz genç kesim kendilerine sunulan gerçek bir yaşam zannediyorlar. İşte bu yaşam tarzı gerçekle bağdaşmadığı için gençler üzerinde özgüven problemleri, depresyon ve yalnızlık gibi sorunlarla baş başa kalabiliyor. Ne yazık ki bu durum toplumu nezdinde de krize yol açıyor. Kendi kimliğinden şüphe eden, sürekli daha iyisini yapma baskısı altında ezilen bir nesil yetişiyor. Dijital dünyada sosyal medyada gördüklerimiz sosyalleşme değildir. Bireyi yalnızlaştıracak hayali bir söylemdir. Unutmayalım ki asıl önemli olan, kendi gerçeğimizi bulmak ve onu özgürce yaşamaktır. Hayali saplantıya uzanacak sosyal medya içeriklerinden sakınmalıyız. Atalarımız nasıl yaşamışsa o yaşam biçimini örnek almalıyız.
Ekleme
Tarihi: 12 Haziran 2025 -Perşembe
Sosyal medyadan uzak durmalıyız!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.