whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Siz anı kaybetmeyin

Dış dünyada savaş, ülkemizde de yaklaşmakta olan seçim, karışıklıklarla ve öfke dolu kavgalı günler sanki geliyor gibi bir hava. İnsanlar birbirine diş biliyor, birbirini aşağılıyor. Tarafların kulakları tıkalı. Yaşadığımız şehirler yorucu. Sanki her yerde neşe, zarafet, yaratıcılık azalmış gibi. Sert ve acı sözler bizi bir oraya bir buraya savurup duruyor, aklımız tutarsızlıklarda, aymazlıklarda keskin biçimde “taraf” olmuşuz. Bu gidişle yaşadığımız bu günleri anarken, ileride belki bu puslu havaları hatırlayacağız. Ne güzel ifade etmiş Orhan Veli! Yeni bir iş, diploma, özlenen bir ziyaretçi, bir bebek, keyifle ulaşılacak bir hedef, sağlık dolu bir nefes, elini sevgi ile tutacak bir yoldaş... Gönülden kopan bir kahkaha, içi gülen gözler... Böyle güzel günleri yaşarken kapılıp gidiyor insan.  Kapılıp gidiyor da yukarıda yazdığım bulutlu günler de tutsak etmiyor mu insanı? Yaşıyorsunuz işte. Düşünüyorum da insanoğlu, nasıl? Ne yapmalı etmeli de? Duygularını onların keyifle aktığı yerlere doğru akıtabilmeli? Gerçekten önemli olanları kendi kendisine fısıldayarak mı acaba? Claude Monet ne diyor? Hayatı ıskalamamalı! “Dünyaya gelen her çocuk, Tanrı’nın insanlardan ümidini kesmediğinin bir işaretidir” demiş büyük üstat. Reinhold Niebuhr’un kitabında şöyle der; “Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için güç ve cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri anlamak için anlayış ve de en önemlisi, ikisi arasındaki farkı bilebilmek için akıl ve hikmet ver.” Unutmayın ki, siyasette ve günlük işlerde bazen kazandığını zannederken kaybedersin, kaybettiğini sanarken kazanırsın. Siz anı kaybetmeyin. Onun dönüşü yok... Bilin ki, yıllar sonra dönüp arkaya baktığınızda bu çekişmelerin, kavgaların hiçbirini hatırlamayacaksınız, ama eşinizin, çocuğunuzun, torununuzun doğum gününü unutmayacaksınız. Savaş, siyasi çekişme, ekonomik kriz, seçim haberlerine gözünü dikeceğinize, gözleriniz, bahar resimlerini, günün doğuşunu, yeşil yaprakları, zarif duruşları, içleri gülen bakışları seçin! Yani kavga değil, aşk şarkısı, çocuk cıvıltısı, bahar yağmurunun ıslak toprağa düşüşünü dinleyin. Zor-mor demeyin. Deneyin olur, pişman olmazsınız... Bazen bazı şeyleri duymayın, görmeyin, söylemeyin... Sevgi, tebessüm, anlayış, empati, iyimserlik, neşe, bilgi, hikmet, sanat, zarafet, dostluk, kahkaha, zarif şakalar, sofralar, aşklar sevgililer, yaşam! Emin olun dünya güzel olacak. Yalnız ki, biz doğru pencereden bakmayı 
Ekleme Tarihi: 08 Kasım 2023 - Çarşamba

Siz anı kaybetmeyin

Dış dünyada savaş, ülkemizde de yaklaşmakta olan seçim, karışıklıklarla ve öfke dolu kavgalı günler sanki geliyor gibi bir hava. İnsanlar birbirine diş biliyor, birbirini aşağılıyor. Tarafların kulakları tıkalı. Yaşadığımız şehirler yorucu. Sanki her yerde neşe, zarafet, yaratıcılık azalmış gibi. Sert ve acı sözler bizi bir oraya bir buraya savurup duruyor, aklımız tutarsızlıklarda, aymazlıklarda keskin biçimde “taraf” olmuşuz. Bu gidişle yaşadığımız bu günleri anarken, ileride belki bu puslu havaları hatırlayacağız.
Ne güzel ifade etmiş Orhan Veli!

Yeni bir iş, diploma, özlenen bir ziyaretçi, bir bebek, keyifle ulaşılacak bir hedef, sağlık dolu bir nefes, elini sevgi ile tutacak bir yoldaş...
Gönülden kopan bir kahkaha, içi gülen gözler...
Böyle güzel günleri yaşarken kapılıp gidiyor insan. 

Kapılıp gidiyor da yukarıda yazdığım bulutlu günler de tutsak etmiyor mu insanı? Yaşıyorsunuz işte.
Düşünüyorum da insanoğlu, nasıl? Ne yapmalı etmeli de? Duygularını onların keyifle aktığı yerlere doğru akıtabilmeli? Gerçekten önemli olanları kendi kendisine fısıldayarak mı acaba?

Claude Monet ne diyor? Hayatı ıskalamamalı!
“Dünyaya gelen her çocuk, Tanrı’nın insanlardan ümidini kesmediğinin bir işaretidir” demiş büyük üstat.
Reinhold Niebuhr’un kitabında şöyle der; “Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için güç ve cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri anlamak için anlayış ve de en önemlisi, ikisi arasındaki farkı bilebilmek için akıl ve hikmet ver.”
Unutmayın ki, siyasette ve günlük işlerde bazen kazandığını zannederken kaybedersin, kaybettiğini sanarken kazanırsın.

Siz anı kaybetmeyin. Onun dönüşü yok...
Bilin ki, yıllar sonra dönüp arkaya baktığınızda bu çekişmelerin, kavgaların hiçbirini hatırlamayacaksınız, ama eşinizin, çocuğunuzun, torununuzun doğum gününü unutmayacaksınız.
Savaş, siyasi çekişme, ekonomik kriz, seçim haberlerine gözünü dikeceğinize, gözleriniz, bahar resimlerini, günün doğuşunu, yeşil yaprakları, zarif duruşları, içleri gülen bakışları seçin!
Yani kavga değil, aşk şarkısı, çocuk cıvıltısı, bahar yağmurunun ıslak toprağa düşüşünü dinleyin.
Zor-mor demeyin. Deneyin olur, pişman olmazsınız... Bazen bazı şeyleri duymayın, görmeyin, söylemeyin...
Sevgi, tebessüm, anlayış, empati, iyimserlik, neşe, bilgi, hikmet, sanat, zarafet, dostluk, kahkaha, zarif şakalar, sofralar, aşklar sevgililer, yaşam!
Emin olun dünya güzel olacak.
Yalnız ki, biz doğru pencereden bakmayı 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.