whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Sanatla anılan şehir olmalıyız?

Seydişehir sanatla anılan bir şehir olması gerekir. Bununda alt yapısı belediye ve çeşitli kurumların desteğiyle çaba gösterilmeli. Her türlü sanatın daha fazla öne çıkması için ortak bir mücadele yürütülmesi gerekir. Özellikle eğitim camiası ve belediye bu işi istemesi gerekir. Hazır sanat ve sanatçılarla şehrimiz sanatta ileri gidemez. Kendi alt yapımızdan yetişmesi icap eder. Bu şehir sanatla anılmaya başlanıp sanatla iç içe olduğunda birçok sorun ve sıkıntıların önüne geçilebilir. İleri demokrasi ülkelerinde sanat önceliği her şeyden önce ağır basar. Bir şehir kimliğini korumada belediyelere önemli görevler düşer. Mesela! Folklörden kentin simgesel yönlerine ve köy yaşamına kadar kültür envanteri oluşturulması gerekir. Örneğin Çalmantada köy düğünleri yok olmak üzere. Köylerdeki giysiler bugün önemini kaybediyor. Birçok şehirlerde şalvar festivali gibi kültürel etkinlikler yapılıyor. Okullarımızda tiyatroya yönelik faaliyetler sergilenmeli ve yaz tatillerinde de devam etmeli. O ekiplere el emekleri gözetilmeli. Düşünün! Bostandere köyünde yaklaşık 3 bin yıl önce tiyatro varmış bugün kalıntılarda gün yüzüne çıkarıldı. Ama orada hiçbir sanatsal faaliyet yapılmadı. Hadda şehrimizde bir tiyatro binası bile yok. Seydişehir’e mutlaka sanat gelmeli. Bu işe yatkın bir belediye başkanımız varken adımlar atılmalı. Sanat deyince birçoğumuzun aklına ne gelir bilmem! Benim aklıma resimden karikatüre, tiyatrodan sinemaya, romandan şiire, müzikten tüm sahne sanatlarına faaliyetler gelir. Pekiyi şehrimizde bunların hangisi var? Kentin resim sanatında, bir döneme damgasını vurmuş ressamlarımız vardı. Fakat emeklerini sergileyecek ne bir sanat merkezi ne de bir salon vardı. Bunlardan biri Fatma Kırdar hanımefendidir. O da yok olmaya yüz tutuyor. Çünkü her şey sahipsiz olunca resim sanatına meyli olanların şevki de kırılınca kimse heves etmedi. Ressam da yetişmiyor. Parasal bir değer de etmiyor. Bir dönem bu şehrin Ahmet Umutlu nezaretinde tiyatro gurubu vardı. Çok da iyi gidiyordu, ara verildi. Sahip çıkılmayınca içi de boşaltıldı. Mesela! Heykel sanatı. Diyeceğim o ki! Şehrimize bakıp geleceğe yön verecek malzemeye sahibiz. İyi bir seçici olmalıyız. Belediye başkanımız bu işe yatkın olunca tiyatro kenti, resim kenti, heykel kenti, Fotoğraf sanatı kenti, Müzik, karikatür, spor gibi yerel kültürü harmanlayacak ön çalışmalar yapılmalı. Seydişehir’i bilen, anlatan, farklılıkları ortaya koyabilecek kaynak kişilerden yararlanılmalı. Belediyemiz ve devlet kurumlarının destekleriyle yerelde iyi çalışarak önce ulusal, daha sonraki yıllarda uluslararası faaliyetlerde marka olmanın yolunu açmalıyız.
Ekleme Tarihi: 27 Temmuz 2025 -Pazar

Sanatla anılan şehir olmalıyız?

Seydişehir sanatla anılan bir şehir olması gerekir. Bununda alt yapısı belediye ve çeşitli kurumların desteğiyle çaba gösterilmeli.

Her türlü sanatın daha fazla öne çıkması için ortak bir mücadele yürütülmesi gerekir. Özellikle eğitim camiası ve belediye bu işi istemesi gerekir. Hazır sanat ve sanatçılarla şehrimiz sanatta ileri gidemez. Kendi alt yapımızdan yetişmesi icap eder. Bu şehir sanatla anılmaya başlanıp sanatla iç içe olduğunda birçok sorun ve sıkıntıların önüne geçilebilir. İleri demokrasi ülkelerinde sanat önceliği her şeyden önce ağır basar. Bir şehir kimliğini korumada belediyelere önemli görevler düşer. Mesela! Folklörden kentin simgesel yönlerine ve köy yaşamına kadar kültür envanteri oluşturulması gerekir. Örneğin Çalmantada köy düğünleri yok olmak üzere. Köylerdeki giysiler bugün önemini kaybediyor. Birçok şehirlerde şalvar festivali gibi kültürel etkinlikler yapılıyor.

Okullarımızda tiyatroya yönelik faaliyetler sergilenmeli ve yaz tatillerinde de devam etmeli. O ekiplere el emekleri gözetilmeli. Düşünün! Bostandere köyünde yaklaşık 3 bin yıl önce tiyatro varmış bugün kalıntılarda gün yüzüne çıkarıldı. Ama orada hiçbir sanatsal faaliyet yapılmadı. Hadda şehrimizde bir tiyatro binası bile yok. Seydişehir’e mutlaka sanat gelmeli. Bu işe yatkın bir belediye başkanımız varken adımlar atılmalı.

Sanat deyince birçoğumuzun aklına ne gelir bilmem! Benim aklıma resimden karikatüre, tiyatrodan sinemaya, romandan şiire, müzikten tüm sahne sanatlarına faaliyetler gelir. Pekiyi şehrimizde bunların hangisi var? Kentin resim sanatında, bir döneme damgasını vurmuş ressamlarımız vardı. Fakat emeklerini sergileyecek ne bir sanat merkezi ne de bir salon vardı. Bunlardan biri Fatma Kırdar hanımefendidir. O da yok olmaya yüz tutuyor. Çünkü her şey sahipsiz olunca resim sanatına meyli olanların şevki de kırılınca kimse heves etmedi. Ressam da yetişmiyor. Parasal bir değer de etmiyor.
Bir dönem bu şehrin Ahmet Umutlu nezaretinde tiyatro gurubu vardı. Çok da iyi gidiyordu, ara verildi. Sahip çıkılmayınca içi de boşaltıldı. Mesela! Heykel sanatı. Diyeceğim o ki! Şehrimize bakıp geleceğe yön verecek malzemeye sahibiz. İyi bir seçici olmalıyız. Belediye başkanımız bu işe yatkın olunca tiyatro kenti, resim kenti, heykel kenti, Fotoğraf sanatı kenti,

Müzik, karikatür, spor gibi yerel kültürü harmanlayacak ön çalışmalar yapılmalı.
Seydişehir’i bilen, anlatan, farklılıkları ortaya koyabilecek kaynak kişilerden yararlanılmalı.
Belediyemiz ve devlet kurumlarının destekleriyle yerelde iyi çalışarak önce ulusal, daha sonraki yıllarda uluslararası faaliyetlerde marka olmanın yolunu açmalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.