whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Nerede o eski aşklar!

Her geçen seneye göre aşkların da değiştiğini gördük. 1980’li yıllara gidelim... Bu yıllarda âşık olmanın neyi farklıydı, neler hissediyorduk? Dinlediğimiz müzikler, aşkın saflığına inanışımız ve duygularımızı yansıtma biçimlerimiz farklıydı sanki... 80’li yıllarda “O beni seviyor” diyebilmenin kanıtlarından biri, büyük bir heyecanla hazırlanan karışık kasetlerdi. Kaset yoksa sana âşık değildi. Çarşı merkezindeki kaset satıcılarının sevgililerin isteğine göre kayıt yapmak için yoğun mesaileri vardı. Büyük müzik setlerini kısık sesle dinlerdin. O kasetlerin seslerini dinlemek bambaşka olurdu. Nasıl acılı, nasıl derinden yaralı gözyaşların sel olurdu. İç çekmeden edemiyor insan, o günlerde 'aşk' daha derin ve daha anlamlıydı. Sevmek ve sevgili ilişkisi bile daha içtendi. Komşun bile olsa sözlünle fazla gezip tozamazdın. Sessiz ve utangaç bir şekilde en fazla ev telefonundan nefes alıp vererek dinlerdin aşkının 'alo' sesini… Bir daha da aramaya asla cesaret edemezdin. Randevulaşmak tamamen o evdeki ahizeli makineye bağlıydı. Belki de paran gitmesin ya da kimse fark etmesin diye takoz cep telefonunu çaldırırdın. İki kere çaldırınca "Seni seviyorum" demiş olurdun. İnanırdın! "Oradaydım" derse, evet, inanırdın. O zamanlar ilişki bittiyse biterdi. Geri dönüş sokaklarda yatmana bağlıydı ya da sevdiğinin kardeşi varsa şanslıydın. Kız kardeş nazını çeker buluştururdu. Şimdi herkes farklı odalarda kulaklık takıyor. … Bazı şeyler aptallaştı mı ya da bizim hislerimiz mi hafifleşti? Günümüz aşklarına bakıyorum, her dakika birbirlerinden haberdar olmak istiyorlar. Her an yan yana olup vakit geçirmek istiyorlar. Belki de bu yüzden bir birilerine 'hasret' olmuyorlar.  Telefonunda bir dakika cevap vermeyen sevgiliye atılan trip, bizim zamanımızda bir haftayla ölçülüyordu. Ah ah, iletişim hızlandı da, aşklarımız hafifledi sanki. Telefonun başında beklemeler, balkondan seyretmeler, utangaç tavırlarla içilen birer limonata… Nerde o eski aşklar… O samimiyetler. Şimdilerdeki aşklar pamuk ipliğine bağlı yeni nişanlıların veya evli çiftlerin boşanmalarının her geçen yıl çoğaldığı ne kadar kolay geliyor günümüz insanına. Şimdikinlere bajınca! Nerede o eski aşklar….
Ekleme Tarihi: 24 Aralık 2021 - Cuma

Nerede o eski aşklar!

Her geçen seneye göre aşkların da değiştiğini gördük. 1980’li yıllara gidelim... Bu yıllarda âşık olmanın neyi farklıydı, neler hissediyorduk?

Dinlediğimiz müzikler, aşkın saflığına inanışımız ve duygularımızı yansıtma biçimlerimiz farklıydı sanki...

80’li yıllarda “O beni seviyor” diyebilmenin kanıtlarından biri, büyük bir heyecanla hazırlanan karışık kasetlerdi. Kaset yoksa sana âşık değildi. Çarşı merkezindeki kaset satıcılarının sevgililerin isteğine göre kayıt yapmak için yoğun mesaileri vardı. Büyük müzik setlerini kısık sesle dinlerdin. O kasetlerin seslerini dinlemek bambaşka olurdu. Nasıl acılı, nasıl derinden yaralı gözyaşların sel olurdu. İç çekmeden edemiyor insan, o günlerde 'aşk' daha derin ve daha anlamlıydı. Sevmek ve sevgili ilişkisi bile daha içtendi.

Komşun bile olsa sözlünle fazla gezip tozamazdın. Sessiz ve utangaç bir şekilde en fazla ev telefonundan nefes alıp vererek dinlerdin aşkının 'alo' sesini… Bir daha da aramaya asla cesaret edemezdin.

Randevulaşmak tamamen o evdeki ahizeli makineye bağlıydı. Belki de paran gitmesin ya da kimse fark etmesin diye takoz cep telefonunu çaldırırdın. İki kere çaldırınca "Seni seviyorum" demiş olurdun. İnanırdın! "Oradaydım" derse, evet, inanırdın.

O zamanlar ilişki bittiyse biterdi. Geri dönüş sokaklarda yatmana bağlıydı ya da sevdiğinin kardeşi varsa şanslıydın. Kız kardeş nazını çeker buluştururdu. Şimdi herkes farklı odalarda kulaklık takıyor. … Bazı şeyler aptallaştı mı ya da bizim hislerimiz mi hafifleşti? Günümüz aşklarına bakıyorum, her dakika birbirlerinden haberdar olmak istiyorlar. Her an yan yana olup vakit geçirmek istiyorlar. Belki de bu yüzden bir birilerine 'hasret' olmuyorlar.  Telefonunda bir dakika cevap vermeyen sevgiliye atılan trip, bizim zamanımızda bir haftayla ölçülüyordu. Ah ah, iletişim hızlandı da, aşklarımız hafifledi sanki. Telefonun başında beklemeler, balkondan seyretmeler, utangaç tavırlarla içilen birer limonata… Nerde o eski aşklar… O samimiyetler. Şimdilerdeki aşklar pamuk ipliğine bağlı yeni nişanlıların veya evli çiftlerin boşanmalarının her geçen yıl çoğaldığı ne kadar kolay geliyor günümüz insanına.

Şimdikinlere bajınca! Nerede o eski aşklar….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.