whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Mutsuzluğa iten ayrıştırma

Doğduğun coğrafya kaderindir mantığından bir adım uzaklaşamayan insanlık; dil, din, ırk, renk gibi bölünmelere son derece yaratıcı yeni bölenler ekliyor her gün. Dünyamızın bize çığlık çığlığa birlikte hareket etme ve el ele verme çığlıklarına karşılık bizlerin bunca acıya rağmen pek de akıllandığımızı söyleyemeyiz. Bizim coğrafyamız için konuşacak olursak; Yunus Emre’nin “bölüşerek tok oluruz, bölünerek yok oluruz” sözünden söylersek pek de ters olmaz. Ne de çok sever olduk ayrışmayı. En başarılı olduğumuz konulardan biri oldu. Her konuda bizler ve ötekiler olarak ayrılabiliyoruz birbirimizden. Bu konuda sürekli yaratıcı ayrılma noktaları yaratmakta çok da başarılıyız. Üstelik bunu yaparken de karşımızdakinin nedenlerini dinlemek, anlamaya çalışmak ya da ortak noktada buluşmak gibi bir kaygımız da olmuyor. Tercih edilmiş bir dışlama, müthiş bir önyargı ve kimi zaman nefrete kadar giden ve farkında olmadan hem bizi zayıflatan, güçsüz bırakan hem de hasta eden duyguları içimize alıyoruz. Bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi giyinmeyen, bizim gibi görünmeyen, bizim gibi konuşmayan ya da bizim inandıklarımıza inanmayan insanlar ile yaşamak… Katlanılması gereken bir durum mu, yoksa aslında biz farkında olmadan hayatımızı yaşanabilir kılan renkler mi? Birini diğerinden üstün kıldığına inandığımız özellikler ve düşüncelerin kıstaslarını belirleyenlerin kendi özgür zihinlerimiz olduğundan ne kadar eminiz? Ve bir masaya oturup “hep birlikte olsun” derken bunlar ne kadar önemli… Bir Çin atasözü “Dünyada kusursuz iki insan vardır.” der “Biri ölmüştür, biri ise henüz doğmamıştır.” Mutlak doğru, biricik bir güzellik ölçüsü ve hatasız bir canlı olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Mutsuzluğa ve güçsüzlüğe iten tüm ayrıştırmaların bizler için her açıdan ne kadar yok edici olduğunu görmekten henüz çok uzak olan insanlık; bunu bir gün anlar mı? Ancak başka bir çaresi olmadığını anladığında dünyadaki cennetini kuracaktır… 
Ekleme Tarihi: 10 Nisan 2021 - Cumartesi

Mutsuzluğa iten ayrıştırma

Doğduğun coğrafya kaderindir mantığından bir adım uzaklaşamayan insanlık; dil, din, ırk, renk gibi bölünmelere son derece yaratıcı yeni bölenler ekliyor her gün. Dünyamızın bize çığlık çığlığa birlikte hareket etme ve el ele verme çığlıklarına karşılık bizlerin bunca acıya rağmen pek de akıllandığımızı söyleyemeyiz. Bizim coğrafyamız için konuşacak olursak; Yunus Emre’nin “bölüşerek tok oluruz, bölünerek yok oluruz” sözünden söylersek pek de ters olmaz.
Ne de çok sever olduk ayrışmayı. En başarılı olduğumuz konulardan biri oldu. Her konuda bizler ve ötekiler olarak ayrılabiliyoruz birbirimizden. Bu konuda sürekli yaratıcı ayrılma noktaları yaratmakta çok da başarılıyız. Üstelik bunu yaparken de karşımızdakinin nedenlerini dinlemek, anlamaya çalışmak ya da ortak noktada buluşmak gibi bir kaygımız da olmuyor. Tercih edilmiş bir dışlama, müthiş bir önyargı ve kimi zaman nefrete kadar giden ve farkında olmadan hem bizi zayıflatan, güçsüz bırakan hem de hasta eden duyguları içimize alıyoruz.
Bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi giyinmeyen, bizim gibi görünmeyen, bizim gibi konuşmayan ya da bizim inandıklarımıza inanmayan insanlar ile yaşamak… Katlanılması gereken bir durum mu, yoksa aslında biz farkında olmadan hayatımızı yaşanabilir kılan renkler mi? Birini diğerinden üstün kıldığına inandığımız özellikler ve düşüncelerin kıstaslarını belirleyenlerin kendi özgür zihinlerimiz olduğundan ne kadar eminiz? Ve bir masaya oturup “hep birlikte olsun” derken bunlar ne kadar önemli…
Bir Çin atasözü “Dünyada kusursuz iki insan vardır.” der “Biri ölmüştür, biri ise henüz doğmamıştır.” Mutlak doğru, biricik bir güzellik ölçüsü ve hatasız bir canlı olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Mutsuzluğa ve güçsüzlüğe iten tüm ayrıştırmaların bizler için her açıdan ne kadar yok edici olduğunu görmekten henüz çok uzak olan insanlık; bunu bir gün anlar mı? Ancak başka bir çaresi olmadığını anladığında dünyadaki cennetini kuracaktır… 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.