whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Kadınlarımız!

Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların temel sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur. Atatürk kurduğu yeni devletinin çağdaş uygarlık düzeyine erişmesinde kadınların ikinci plana itilmesinin önlenmesini istemiştir. Atatürk, Türk toplumunun geleceği için kadınların erkeklerden daha iyi yetiştirilmesi gerektiğinin de bilincindedir. Bunun nedeni uygarlığın çok hızlı ilerlemesi, yetişecek evlatlara verilecek bilgilerin çoğalıp çeşitlenmesi, insan eğitiminin giderek karmaşık bir hal almasıdır. Bu yüzden kadın, erkeklerden daha çok bilgili, uyanık, zeki ve aydın olmak zorundadır. Zaman ilerledikçe, ilim geliştikçe, medeniyet dev adımlarla yürüdükçe hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre evlat yetiştirmenin güçlüklerini biliyoruz. Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirmek, pek çok özelliği, donanımı taşımalarına bağlıdır. Bu nedenle kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın daha çok feyizli, daha çok bilgin olmaya mecburlardır. Türkiye Cumhuriyeti kurulalı neredeyse 100 yıla varıyor. Kadınlarımız hak ettikleri yetişmişlik düzeyine gelmişler midir? Her bakımdan erkeklerle eşit muamele görmekte midirler? Kısaca kadınlarımız yeterince mutlu mu? Bu soruların cevapları mutlu değildir. Hala toplumumuzda kız çocuklarını okula göndermeyen aileler olduğu gibi yalnızca ilköğretimle de yetinen aileler vardır. Demek oluyor ki kızlarımız gerektiği gibi yetiştirilme noktasında daha çok mesafe almamız gerekiyor. Daha önceleri uygun görülmeyen erkek işi kabul edilen mesleklerde iş hayatına atılan kadınlarımız vardır. Ancak böyle işlere girenler sayıca çok az meclisteki kadın milletvekili sayısına bakınca anlaşılıyor. Hâkimlik, savcılık, valilik, belediye başkanlığı, muhtarlık gibi alanlarda da sayıca azlar. Kadınlarımız mutlu olup olmadığı konusuna gelince, asıl mutsuzluğun kaynağı üzerinde durmak gerekiyor, Kadınlarımızı mutsuzluğa sevk edecek durumlar ve olaylar bir zincir halkası oluşturacak kadar çok var. Bunların başında kadına yönelik şiddet var. Şiddeti tetikleyen unsurlar arasında töremizde olmayan Türk geleneklerine başka toplulukların yaşantısından geçen törel uygulamalar ve onlardan kaynaklanan cinayetler ön planda görünüyor. Ayrıca Tv dizilerinde milli kültürümüzle hiç ilgisi olmayan kadını aşağılayan, kullanan yobaz insanların insanlık dışı uygulamaları ballandıra ballandıra servis ediliyor. Hemen hemen her dizide gözyaşı dökmeyen, dayak yemeyen, öldürülmeyen, tecavüze uğratılmayan kadına yer vermeyen hemen hemen bir dizi yok gibi. Bu insanlık dışı tutumların duygulu kadınlarımızı nasıl incittiklerine dair aldırış eden yok bunları denetleyebilen bir mekanizmada yok. Kısacası kadınlarımız, geçim sıkıntısı çekmeyenlerde dâhil olmak üzere mutsuz. Kadınlarımızın mutluluğu her şeyden önce onlara bakış açımızın değişmesine bağlı başka bir deyişle milli kültürümüze dönmemize bağlı milli kültürden, töreden sapıldıkça insanımızın mutsuzluğunun artacağı bir gerçek, Kadınlarımızın mutlu olmalarını istiyorsak önce özgür iradeleriyle hareket etmelerine imkânlar verilmeli. Bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.
Ekleme Tarihi: 08 Mart 2019 - Cuma

Kadınlarımız!

Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların temel sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur. Atatürk kurduğu yeni devletinin çağdaş uygarlık düzeyine erişmesinde kadınların ikinci plana itilmesinin önlenmesini istemiştir.

Atatürk, Türk toplumunun geleceği için kadınların erkeklerden daha iyi yetiştirilmesi gerektiğinin de bilincindedir. Bunun nedeni uygarlığın çok hızlı ilerlemesi, yetişecek evlatlara verilecek bilgilerin çoğalıp çeşitlenmesi, insan eğitiminin giderek karmaşık bir hal almasıdır. Bu yüzden kadın, erkeklerden daha çok bilgili, uyanık, zeki ve aydın olmak zorundadır.

Zaman ilerledikçe, ilim geliştikçe, medeniyet dev adımlarla yürüdükçe hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre evlat yetiştirmenin güçlüklerini biliyoruz. Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirmek, pek çok özelliği, donanımı taşımalarına bağlıdır. Bu nedenle kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın daha çok feyizli, daha çok bilgin olmaya mecburlardır.

Türkiye Cumhuriyeti kurulalı neredeyse 100 yıla varıyor. Kadınlarımız hak ettikleri yetişmişlik düzeyine gelmişler midir? Her bakımdan erkeklerle eşit muamele görmekte midirler? Kısaca kadınlarımız yeterince mutlu mu? Bu soruların cevapları mutlu değildir. Hala toplumumuzda kız çocuklarını okula göndermeyen aileler olduğu gibi yalnızca ilköğretimle de yetinen aileler vardır. Demek oluyor ki kızlarımız gerektiği gibi yetiştirilme noktasında daha çok mesafe almamız gerekiyor. Daha önceleri uygun görülmeyen erkek işi kabul edilen mesleklerde iş hayatına atılan kadınlarımız vardır. Ancak böyle işlere girenler sayıca çok az meclisteki kadın milletvekili sayısına bakınca anlaşılıyor. Hâkimlik, savcılık, valilik, belediye başkanlığı, muhtarlık gibi alanlarda da sayıca azlar.

Kadınlarımız mutlu olup olmadığı konusuna gelince, asıl mutsuzluğun kaynağı üzerinde durmak gerekiyor, Kadınlarımızı mutsuzluğa sevk edecek durumlar ve olaylar bir zincir halkası oluşturacak kadar çok var. Bunların başında kadına yönelik şiddet var. Şiddeti tetikleyen unsurlar arasında töremizde olmayan Türk geleneklerine başka toplulukların yaşantısından geçen törel uygulamalar ve onlardan kaynaklanan cinayetler ön planda görünüyor. Ayrıca Tv dizilerinde milli kültürümüzle hiç ilgisi olmayan kadını aşağılayan, kullanan yobaz insanların insanlık dışı uygulamaları ballandıra ballandıra servis ediliyor. Hemen hemen her dizide gözyaşı dökmeyen, dayak yemeyen, öldürülmeyen, tecavüze uğratılmayan kadına yer vermeyen hemen hemen bir dizi yok gibi. Bu insanlık dışı tutumların duygulu kadınlarımızı nasıl incittiklerine dair aldırış eden yok bunları denetleyebilen bir mekanizmada yok.

Kısacası kadınlarımız, geçim sıkıntısı çekmeyenlerde dâhil olmak üzere mutsuz. Kadınlarımızın mutluluğu her şeyden önce onlara bakış açımızın değişmesine bağlı başka bir deyişle milli kültürümüze dönmemize bağlı milli kültürden, töreden sapıldıkça insanımızın mutsuzluğunun artacağı bir gerçek, Kadınlarımızın mutlu olmalarını istiyorsak önce özgür iradeleriyle hareket etmelerine imkânlar verilmeli.

Bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.