whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

İstiklal yazarı Necip Fazıl eserinden

Necip Fazıl’ı kendi yazdığı eserlerinden kendi eliyle yazdığından dinleyelim. "Şairliğim on iki yaşımda başladı. Annem hastahanedeydi. Ziyaretine gitmiştim... Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı küçük ve eski bir defter... Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde... Haberi veren annem, bir an gözlerimin içine bakıp; ''Senin dedi; Şair olmanı ne kadar isterdim!'' Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Gözlerim, hastahane odasının penceresinde, savrulan kar ve uluyan rüzgâra karşı içimden kararımı verdim: ''Şair olacağım!'' ''Ve oldum..." Necip Fazil, 23 yaşına geldiğinde, yazdığı "kaldırımlar" isimli şiiriyle, sanat çevrelerinin takdirini toplamış ve bundan sonra adı bu şiirle anılmıştır: ''Sokaktayım, kimsesiz, bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler. Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi, Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.'' Necip Fazıl hayatında o kadar fazla mahkemelik olmuş ki, artık kendisinden bıkan hakim, bir gün Necip Fazıl'a: "Bak, seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim!.." der. Necip Fazıl, hakimin bu uyarısını anlamamış gibi; "Hakim bey, yoksa istifa mı ediyorsunuz?" der. Necip Fazıl, hayat pahalılığını şöyle anlatıyor: ''Ölsen kefen pahalı, Bilmem kaça patiska? Yaşasan kaça pişer, Bir tencere kapuska?'' İslam'a irtica, Müslüman'a mürteci diyenlere şöyle cevap veriyor: ''Zamanı kokutanlar, mürteci diyor bana, Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana...'' Adaletsizliğin çirkinliği karşısında şu beyitle ortaya koyuyor; ''Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul, Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul!'' Necip Fazıl'ın şiirlerinde "ölüm" konusu, işlenen konuların başında gelir. ''Gökte zamansızlık hangi noktada? Elindeyse yıldız yıldız hecele! Hüküm yazılıyken kara tahtada İnsan yine çare arar ecele!'' İnsanlar bir bir öldüğü halde, yaşayanlar, nedense ölüme bir türlü inanamamaktadırlar; ''Minarede "ölü var" diye bir acı sela... Er kişi niyetine saf saf namaz... Ne ala! Böyledir de ölüme kimse inanmaz hala! Ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazan...'' Büyük Şair, tabutu şöyle tarif ediyor; ''Tahtadan yapılmış bir uzun kutu: Baş tarafı geniş, ayakucu dar. Çakanlar bilir ki bu boş tabutu, Yarın kendileri dolduracaklar...'' ''Cılız vücuduma tam görünse de, İçim bu dar yere sığılmaz diyor. Geride kalanlar hep dövünse de, İnsan birer birer yine giriyor.'' ''Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir! Mezarda geçer akçe neyse onu biriktir!'' Hüner; ''O dem ki, perdeler kalkar, perdeler iner, Azrail'e "hoş geldin" diyebilmektir hüner... Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?'' Peygamber (s.a.v)' in getirip bildirdiği her şeye iman etmek gerekir; ''Sende insan ve toplum, sende temel ve bina; Ne getirdin, götürdün, bildirdinse; amenna!'' Ona göre ölçü; peygamber ölçüsü olmalıdır; ''Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim; Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!'' Bugün gençliğimizin yüzde kaçı O’nu tanıyor? Bir yarışma programında, O’nun sesinden “kaldırımlar” şiiri sesli olarak soruldu. Yarışmacı üniversite dördüncü sınıf öğrencisi ve O’nu tanıyamadı. Necip Fazıl’ı tanımayan bir gençlik, kimin gençliği? O’nu tanıtamayan Bakanlığın önündeki “millî” kelimesi ne kadar “millî”?
Ekleme Tarihi: 27 Aralık 2018 - Perşembe

İstiklal yazarı Necip Fazıl eserinden

Necip Fazıl’ı kendi yazdığı eserlerinden kendi eliyle yazdığından dinleyelim.

"Şairliğim on iki yaşımda başladı.

Annem hastahanedeydi. Ziyaretine gitmiştim... Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı küçük ve eski bir defter... Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde... Haberi veren annem, bir an gözlerimin içine bakıp;

''Senin dedi; Şair olmanı ne kadar isterdim!''

Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Gözlerim, hastahane odasının penceresinde, savrulan kar ve uluyan rüzgâra karşı içimden kararımı verdim:

''Şair olacağım!''

''Ve oldum..."

Necip Fazil, 23 yaşına geldiğinde, yazdığı "kaldırımlar" isimli şiiriyle, sanat çevrelerinin takdirini toplamış ve bundan sonra adı bu şiirle anılmıştır:

''Sokaktayım, kimsesiz, bir sokak ortasında;

Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.

Yolumun karanlığa saplanan noktasında,

Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;

Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.

İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;

Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;

Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...

Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor

Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi,

Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.

Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;

Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.''

Necip Fazıl hayatında o kadar fazla mahkemelik olmuş ki, artık kendisinden bıkan hakim, bir gün Necip Fazıl'a:

"Bak, seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim!.." der.

Necip Fazıl, hakimin bu uyarısını anlamamış gibi;

"Hakim bey, yoksa istifa mı ediyorsunuz?" der.

Necip Fazıl, hayat pahalılığını şöyle anlatıyor:

''Ölsen kefen pahalı,

Bilmem kaça patiska?

Yaşasan kaça pişer,

Bir tencere kapuska?''

İslam'a irtica, Müslüman'a mürteci diyenlere şöyle cevap veriyor:

''Zamanı kokutanlar, mürteci diyor bana,

Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana...''

Adaletsizliğin çirkinliği karşısında şu beyitle ortaya koyuyor;

''Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul,

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul!''

Necip Fazıl'ın şiirlerinde "ölüm" konusu, işlenen konuların başında gelir.

''Gökte zamansızlık hangi noktada?

Elindeyse yıldız yıldız hecele!

Hüküm yazılıyken kara tahtada

İnsan yine çare arar ecele!''

İnsanlar bir bir öldüğü halde, yaşayanlar, nedense ölüme bir türlü inanamamaktadırlar;

''Minarede "ölü var" diye bir acı sela...

Er kişi niyetine saf saf namaz... Ne ala!

Böyledir de ölüme kimse inanmaz hala!

Ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazan...''

Büyük Şair, tabutu şöyle tarif ediyor;

''Tahtadan yapılmış bir uzun kutu:

Baş tarafı geniş, ayakucu dar.

Çakanlar bilir ki bu boş tabutu,

Yarın kendileri dolduracaklar...''

''Cılız vücuduma tam görünse de,

İçim bu dar yere sığılmaz diyor.

Geride kalanlar hep dövünse de,

İnsan birer birer yine giriyor.''

''Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir!

Mezarda geçer akçe neyse onu biriktir!''

Hüner;

''O dem ki, perdeler kalkar, perdeler iner,

Azrail'e "hoş geldin" diyebilmektir hüner...

Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...

Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?''

Peygamber (s.a.v)' in getirip bildirdiği her şeye iman etmek gerekir;

''Sende insan ve toplum, sende temel ve bina;

Ne getirdin, götürdün, bildirdinse; amenna!''

Ona göre ölçü; peygamber ölçüsü olmalıdır;

''Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim;

Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!''

Bugün gençliğimizin yüzde kaçı O’nu tanıyor? Bir yarışma programında, O’nun sesinden “kaldırımlar” şiiri sesli olarak soruldu. Yarışmacı üniversite dördüncü sınıf öğrencisi ve O’nu tanıyamadı. Necip Fazıl’ı tanımayan bir gençlik, kimin gençliği? O’nu tanıtamayan Bakanlığın önündeki “millî” kelimesi ne kadar “millî”?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.