whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

Hüzünlü Bayram

Bu bayramda, yine Seydişehir’e ağlamak düştü. Son zamanlarda ki ilçeye gelen şehitlerin yası bayrama hüzün karıştırdı. Şeker Tadında maalesef bir bayram geçiremedik. Bayramların hayatımızda çok önemli yeri vardır. Çünkü bayram sevinç, mutluluk, huzur, saadet demektir. Gerçek manada bayramlar dargınlarla, kırgınlarla barışma, eş, dost, arkadaşlarla iletişim kurma fakir fukara garip guraba ile hem hal olma hem de anne- baba başta olmak üzere aile büyüklerini arayıp sorma, yıllarca açılamayan kapıları aralama, görülemeyenleri görme, bilinemeyenleri bilme, çevremizde ve âlemi islamda olup bitenleri gözlemleme maddi imkân yoksa manevi olarak bir halis dua ile destekleme demektir. Beni hüzne boğan Bayramın ardından kalan bir şehit annesinin feryatlarıydı. Protokol ile şehitlik ziyaretimizde Horoz ailesinin fertleri gözü yaşlı mezarın yanında yaşlı gözlerle protokol üyelerine Biz yandık. Başka anneler ağlamasın diyordu. İkiz çocukları her gün babamız ne zaman gelecek diyorlar. Bir şey diyemiyoruz, içimiz parçalanıyor diye serzenişlerde bulundu. Çok şey anlatan annenin sözlerinden gel de hüzünlenme be arkadaş. Bu şehit anne ne diyor! Benim, benim canım kadar sevdiğim güzel oğlum, Onur dolu bir yaşamın olsun istedim oğlum, İki günlük dünyadayız oğlum, oğlum canım oğlum, Artık ben yorgunum oğlum, canım oğlum.  Ben bir insan olarak barış yanlısıyım. Sadece bu ülkede değil, dünyada barış istiyorum.  Kimsenin burnunun kanamasını istemiyorum.  Bu ülkede kimsenin ölmesini istemiyorum. Kan ve şiddet durmalı. Elbirliğiyle bu kirli savaşların durması için hayır demeli, elimizi taşın altına koymalıyız. Analar ağlamasın, çocuklar yetim kalmasın. Milli gelirimiz çatışmalara, savaşa gitmemeli. Bu topraklar asildir ve güzeldir. Barışın, sevginin hâkim olduğu bir vatan kurmak hepimizin görevidir. Bütün dünyada zorda olsa barışı dillendirmeliyiz. Ülkemizi, dünyamızı, insanları seviyorsak kavgaları kini nefreti, öfkeyi değil,  Barışı ama yalnızca barışı dilimizden eksik etmeyelim. Bakın sevdiğim sanatçılardan merhum Yılmaz Güney, 1972 yılında ne demiş; ‘’Dünyanın öbür ucunda, hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk. Yüreğimizin yufkalığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili. Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım. Yaşamak ne güzeldir be sevgili! Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek. Ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın... Bir gün seninle oturabilecek miyiz sevgili? Oğlumuz koşacak mı kırlarda, görecek miyiz; bir kuzu için ağlayacak mı? Hasretle öperim...’’ Evet, sanatçı ne güzel yazmış Keşke savaşlar olmasaydı. Halkın yoksul çocukları ölümü görmeseydi. Barış umuduyla yanan annelerin gözyaşlarına kan sıçramasaydı ne güzel olurdu yaşam. Kim ne söylerse söylesin Arkadaş ben barıştan yanayım…
Ekleme Tarihi: 27 Haziran 2017 - Salı

Hüzünlü Bayram

Bu bayramda, yine Seydişehir’e ağlamak düştü. Son zamanlarda ki ilçeye gelen şehitlerin yası bayrama hüzün karıştırdı. Şeker Tadında maalesef bir bayram geçiremedik.

Bayramların hayatımızda çok önemli yeri vardır. Çünkü bayram sevinç, mutluluk, huzur, saadet demektir. Gerçek manada bayramlar dargınlarla, kırgınlarla barışma, eş, dost, arkadaşlarla iletişim kurma fakir fukara garip guraba ile hem hal olma hem de anne- baba başta olmak üzere aile büyüklerini arayıp sorma, yıllarca açılamayan kapıları aralama, görülemeyenleri görme, bilinemeyenleri bilme, çevremizde ve âlemi islamda olup bitenleri gözlemleme maddi imkân yoksa manevi olarak bir halis dua ile destekleme demektir.

Beni hüzne boğan Bayramın ardından kalan bir şehit annesinin feryatlarıydı. Protokol ile şehitlik ziyaretimizde Horoz ailesinin fertleri gözü yaşlı mezarın yanında yaşlı gözlerle protokol üyelerine Biz yandık. Başka anneler ağlamasın diyordu. İkiz çocukları her gün babamız ne zaman gelecek diyorlar. Bir şey diyemiyoruz, içimiz parçalanıyor diye serzenişlerde bulundu. Çok şey anlatan annenin sözlerinden gel de hüzünlenme be arkadaş.

Bu şehit anne ne diyor! Benim, benim canım kadar sevdiğim güzel oğlum, Onur dolu bir yaşamın olsun istedim oğlum, İki günlük dünyadayız oğlum, oğlum canım oğlum, Artık ben yorgunum oğlum, canım oğlum.

 Ben bir insan olarak barış yanlısıyım. Sadece bu ülkede değil, dünyada barış istiyorum.  Kimsenin burnunun kanamasını istemiyorum.  Bu ülkede kimsenin ölmesini istemiyorum. Kan ve şiddet durmalı. Elbirliğiyle bu kirli savaşların durması için hayır demeli, elimizi taşın altına koymalıyız. Analar ağlamasın, çocuklar yetim kalmasın. Milli gelirimiz çatışmalara, savaşa gitmemeli. Bu topraklar asildir ve güzeldir. Barışın, sevginin hâkim olduğu bir vatan kurmak hepimizin görevidir.

Bütün dünyada zorda olsa barışı dillendirmeliyiz. Ülkemizi, dünyamızı, insanları seviyorsak kavgaları kini nefreti, öfkeyi değil,  Barışı ama yalnızca barışı dilimizden eksik etmeyelim.

Bakın sevdiğim sanatçılardan merhum Yılmaz Güney, 1972 yılında ne demiş;

‘’Dünyanın öbür ucunda, hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk.
Yüreğimizin yufkalığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili. Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım. Yaşamak ne güzeldir be sevgili! Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek. Ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın... Bir gün seninle oturabilecek miyiz sevgili?
Oğlumuz koşacak mı kırlarda, görecek miyiz; bir kuzu için ağlayacak mı?
Hasretle öperim...’’

Evet, sanatçı ne güzel yazmış Keşke savaşlar olmasaydı. Halkın yoksul çocukları ölümü görmeseydi. Barış umuduyla yanan annelerin gözyaşlarına kan sıçramasaydı ne güzel olurdu yaşam. Kim ne söylerse söylesin Arkadaş ben barıştan yanayım…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.