Türkiye genelinde delta varyantı virüs hızla yayılırken Seydişehir’de artışlar hat safhaya çıktı. Günlük 70-80 vakanın 40 civarı delta varyantı tespit ediliyor. Son zamanlarda kimle konuşsam, yakın çevresinde korona virüse yakalanan tanıdıklardan söz edip ölenler bile var diyorlar. Sorun sadece bizim ülkemizin ya da bizim kentimizin sorunu değil. Bütün dünya yeniden tedirgin. Bütün dünya bu salgını yenmeye çalışıyor. Mikrop da öyle bir mikrop ki, sürekli kendini yeniliyor, değiştiriyor. İnsanlıkla bu acımasız virüs arasında büyük bir savaş yaşanıyor. Virüsün aşısını da bulduk. Ama insanların tamamını bu aşıyı yaptırmaya ikna edemiyoruz. Hala çok büyük bir direnç var. Bakın, havalar serinliyor. Okullar açılıyor. Şimdi normal grip vakaları da artacak. Basit grip ile korona virüs gribi birbirine karışacak. Kimileri basit gribe yakalandığında korkacak, korona sanacak. Kimileri korona virüs kapmış olmasına rağmen, kendisini normal grip olmuş sanacak, önlemini almayacak. Avrupa’da bazı ülkeler, vatandaşları için karneler hazırlamışlar. Bu karnelerde insanların aşılı olup olmadıkları belirtiliyor. Elinde aşı olduğunu belgeleyen karnesi bulunmayanlar, bakkala, markete, lokantaya bile giremiyor. 6 Eylül’den itibaren çocuklarımızı riske atacağız. Hala aşısını olmayan öğretmenler bile var. Türkiye genelinde her gün yaklaşık 300 kişiyi koronadan toprağa veriyoruz. Her şey serbest ve üstelik bir de okulları, üniversiteleri açıyoruz. Ne olur aşılarınızı yaptırın. Ne olur maske, mesafe, temizlik kurallarını eksiksiz uygulayın. Bu salgın kontrol edilemez noktaya gelirse çok büyük acılar, çok büyük kısıtlamalar yaşayabiliriz. Kesinlikle yeni kapanmalar olsun demiyorum. Kesinlikle okullar açılmasın, çocuklar evde kalsın da demiyorum. Ama herkes önlem alsın. Herkes küresel sorumluluk bilinci ile gidip aşısını yaptırsın. Kim ki, hastalık kaptığından zerre kadar şüphe duyuyorsa, kendisini toplumdan izole etsin, başkasına bulaştırmamak için gerekli önlemi alsın. Tehlike büyük.