Yüksek hızlı tren hattının Seydişehir’den geçmesi ve birde istasyon kurulması tüm ilçeyi mutlu etmişti. Halk her zaman olduğu gibi bir kez daha birlik, beraberlik içinde projenin uygulamasını bekliyordu. Konya Milletvekillerinin bu konu üzerine devreye girmesi ile ümitlerimiz biraz daha yeşermişti. Hızlı Tren muhabbeti her geçen gün bölgede duyuldu, yayıldı. Siyasilerden sivil topluma iş adamlarına kadar ilçede oluşan lobi faaliyetleri Belediye başkanlığını öncülüğünde Cengiz holding başkanın da Ulaştırma bakanıyla görüşmesi olumlu sonuç vermişti. Seydişehir’de oluşan bu baskı kısa süreli de olsa herkesi rahatlatmıştı. Hızlı tren ümitleri biraz daha artmıştı. Bu birlik, bu beraberlik beni herkesten çok sevindirmişti. İşte bu dedim, işte böyle olmalı dedim. İlçede bir hizmet gelecekse bir çivi çakılacaksa beraberlik içinde olalım diye yıllardır yazıyorum. İlçeye hangi yatırım olursa olsun gelecek hizmetler için böyle birlik içinde olmamız gerekirdi. Her olayda yaşadığımız gibi kamuoyu baskısı, siyasi baskı, kurum ve kuruluşların baskısı birçok şeyi değiştirir. Yeter ki istemesini bilelim. Seydişehir’in kalkınmasını istemeyenler mutlaka vardır. Beklenen her hizmet bazılarının işine gelmeyebilir. Şu anda Ülkenin bazı yerlerinde yarım kalan yatırımların tamamlanması adına hızlı tren projesi maalesef beklemede. Kimse Ankara’ya gidip işi takip etmiyor. Gidilse de bu iş gündeme geliyor mu bilemiyoruz. Son zamanlarda Türkiye’de büyük projelerin yapım kararının çıktığını duyuyoruz. Bu tür kararları da Ankara veriyor. Ben diyorum ki siyasiler de dâhil birbirimize atıp tutmayalım. Gelin Ankara’ya çıkartma yapalım. Gerekirse Bakanların kapısında yatıp kalkalım. Gerekirse Beştepe’ye gidelim Sayın Cumhurbaşkanımızın kapısında yatıp kalkalım. Bizim hızlı tren için sesimizi Seydişehir halkına değil, Ankara’ya duyurmamız gerekir.  Bu işler ilçemizde değil, Ankara’da bitiyor. Harekete geçelim. Aslan bir kez daha ayağa kalkarsa alamayacağımız hiçbir yatırım kalmaz.