Genelde kahve Osmanlının Çay ise Türklerin içeceği olarak bilinir. Ne olursa olsun kahve yalnızlığın içeceğidir. İnsan sadece yalnızken düşünebilir.
Gerek çevresel faktörler gerekse hüzünlü anlarda insanların çoğu kahve sigaraya eğilim gösteriyor. Hal böyle olunca, doğallığın ve samimiyetin olmasını beklediğimiz yerlerde, bunları da yitirebiliyoruz. Dostluklar veya aile bağları güzel sohbetlerle taçlanır. Hüzünler kederler aza indirilir. Yaşadıklarımız yalnızlıkla değil çevresel faktörlerle yenilebilir. Bazen hayata karşı kaybettiğimiz samimiyetleri veya sevdiklerimizi yalnızlığa kahve ve sigaraya bırakmayalım. Bu hayatı ıskalamak olur! Bir fincan kahveyi dostluklarla pekiştirelim. Ne sırtlandığımız öğretiler ne hüzünler hayata karşı samimiyetimizi bozmasın.
Buna rağmen hayata dönüp baktığımızda kimi bir kahveye eşlik etmeyi, kimi bir kahve başında yalnız kalmayı tercih ediyor.
Yalnızlık incitir insanı. İncindikçe bin parçaya bölünür ve her bir parçası kâinatta başıboş kalır. Her bir yalnız parçayı anlamak yerine, inciterek güçsüz olmayı seçiyor insan. Iskaladığı her an için bedel ödüyoruz.
Kahvenin yalnızlığına değil, tadına bırakalım kendimizi. Hayatın kederini pişmanlıklarını bir resim yapmak ya da yazı yazmak yoluyla teselli edelim. Bir sanat dalıyla uğraşalım. Her olumsuzluğu geride bırakalım. Şimdi bir fincan kahve yapın kendinize ve için. Sanat edebiyat kültürel faaliyetlerle uğraşın. İşte o zaman kahvenin tadını alırsınız. Tadın ki, olumsuzluklar geride kalsın. Kahvenin tadı damağınızda. Sevgiyle kalın.