Önümüzdeki Mart’ta yapılacak yerel seçimler birçok bilinmeze gebe. Örneğin İstanbul’u ve Ankara’yı AK parti kaybederse sonuçları ne olur? Bunlar ülkemizin geleceği üzerinde etkili olacak önemli konular. Kendi yerelimize, Seydişehir Belediyesi’ne bakacak olursak; Acaba bu kez ilçenin başına gerçekten şehir sevdalısı bir başkan gelebilecek mi? Partiler, Seydişehir için güzel hayalleri olan bir aday göstermeye özen gösterecek mi?  Yoksa çoğu zamanki gibi “İnsanlar nasıl olsa partiye oy veriyor. Odunu aday koysam seçilir!” mantığı ile partizanlık ve oy avcılığı mı ön planda tutulacak? Halkımız aday profiline hiç bakmaz ise,  sadece parti amblemine damga basmayı bilir ise olacağı budur. Partisinin belediye başkan adayı olur.. Öte yandan milletimiz bazen aday profiline karşı beklenmedik tepki de gösterebiliyor.    Seydişehir Belediye Başkanlığı’nda gönlü olduğu söylenen isimler var;   Ben buradan isim belirtmeyeceğim yakında onlar basının huzurunda kendilerini kamuoyuna tarif ederler. Bildiğim bir şey varsa mevcut başkan yeniden aday olacağa benziyor. Bunun haricinde sürpriz adaylarda gündem de. MHP’ de ise eski belediye başkanı Abdülkadir Çat’ın adı geçiyor. Genel merkez ne der onu kestirmek zor. CHP ise sessiz ve derinden gidiyor. İYİ Parti de belirsizlik sürüyor. Seydişehir halkı nazarında nasıl bir aday profili isteniyor. Vizyonlu bir başkan adayı ne getirir ne götürür asıl ona bakmak lazım! Cumhurbaşkanı’nın istediği gibi ehliyetli, liyakatlı, halka tepeden bakmayan, gurur ve kibir abidesi olmayan, başarılarıyla milletin gönlünde yer alan gibi kriterlere uyan var mı ona bakmak lazım!.. Bu söz yalnız Ak parti adayları için değil diğer parti adayları içinde geçerlidir. Fakat asıl en başta söylediğim gibi bu şehrin sevdalısı ve bu şehir için güzel hayaller olan bir aday gösterin de biz de gönlümüzce bir oy verelim. Mesala bu şehirde CHP ve aynı tabana dayalı kominist, sosyalist, sosyal demokrat insanlarımız var ve bunların sayıları 15 bini buluyor. Fakat partilerinin yanlış aday üzerinde durmaları onları bir araya getiremeyerek seçim kazanamıyorlar. 25 yıldır yerel seçimde adları yok. Bunların çocukları, torunları vesaireleri ayrımcılıktan işe giremiyorlar. İşe girenler de belli bir tabana dayalı siyaset ve cemaat üyeleri. İşte sorun burada.. Tüm kesimi kucaklayacak halkın belediye başkanını çıkartmaktır. Sen kalk bir etkinlikte, bir eğlencede tek kesime dayalı sanatçı konferansçı getir sonrada dön geriye ben halkçı başkanım de.. Geç orayı.. Bu memlekette her kesime hitap edecek sanatçıyı, konuşmacıyı vs. getirebiliyor musun.. İşte halkçı başkan sensin. Dine inanca bakmadan herkesi kucaklayacaksın.. Kural budur. Bakalım 30 Mart sınavı ne diyecek. Adayların partisi önemli değil önemli olan halka eşit mesafede duruşudur. Seydişehir’e böyle bir aday çıkarmak dileğiyle…