Johan Galtung Emperyalizmin Yapısal Teorisi adlı kitabından alıntı yapılarak yorumlanmıştır. Emperyalizm kendi çıkarları için dünya haklarını ihlal çiğner. Bir bütünü parçalayarak etkisiz hale getirir. Kendisine piyon yapar. Oyun üstüne oyun oynar. Dünyayı hep bu şekilde yönetmiştir. Böl, parçala ve yönet! Şu analizler her şeyi ifade ediyor! İkinci Dünya Savaşına kadar, “Dünyanın efendisi” yani egemen gücü Büyük Britanya ya da diğer adıyla İngiltere idi. “Emperyalist” bir ülkeydi. Çıkarının olduğu ülkeye silahlı gücü ile girer, petrol başta olmak üzere tüm zenginliklerini ele geçirirdi. İkinci Dünya “Paylaşım Savaşı” da aynı amaçla çıkarıldı. Yeni palazlanan ABD (Amerika Birleşik Devletleri) başkanı Roosevelt, 1941’de Japonların “Pearl Hourbor Baskınını” bir hafta öncesi öğrenmişti! ( 50 yıl sonra CIA açıklaması) Ama yakıt tankı gemileri ile bazı denizaltı ve savaş gemilerini çekerek, bu baskına sessiz kaldı. Bu saldırıda 2500 üzerinde asker ve sivil öldü! Ya sonra? İkinci Dünya Savaşı sona ererken, Japonlar fiilen teslim olmuşken, Hiroşima ve Nagazaki’ye patlattığı iki atom bombasıyla, “Dünyanın yeni efendisi” olduğunu ilan etti! Her savaş, “ekonomik çıkar” adına yapılır! ABD, bu savaş sonrası tüm dünyada “Ticari efendi” oldu! Sömürmeyi planladığı ülkelere “süt tozu” ve “kullanılmış eski silah” hibe ederek, stoklarında biriken otomobilleri, beyaz eşya başta olmak üzere sınai ve tarımsal ürünlerini ihraç etti. ABD hızla zenginleşirken, ABD’nin ekonomik ve askeri ilişki kurduğu ülkeler hızla yoksullaşmaya başladı! Türkiye, bu çok yönlü sömürünün somut bir örneğidir! Bunun kanıtı için, Demokrat Parti döneminde ABD ile yapılan “ikili anlaşmaları” incelemelisiniz! ABD, hiçbir uluslararası hukuk kuralı tanımadı! Çıkarı olan her ülkeye silahı ve istihbarat örgütleriyle saldırdı. Bu saldırında “yerli işbirlikçilerini” kullandı! Vietnam Savaşı başta olmak üzere, ABD’nin dünya insanlığına karşı birçok günahı vardır. ABD emperyalizmi, geri kalış ya da kendilerini “gelişmekte olan ülke” sanan pek çok ülkeyi çok yönlü sömürdü. ABD’ye “sivil kişi” olarak bile girebilmenin koşulları çok zor iken, nasıl oldu da “ikiz kuleler saldırısı” olabildi? ABD’de ABD yönetiminin istemediği hiçbir olay olamaz! Dünyanın çeşitli ülkelerinde sömürüsünü sürdürebilmek isteyen ABD, bu amaçla terör örgütlerini de örgütler, eğitir, donatır ve amaçları için kullanır. Görev süresi biten maşalarını da hiç düşünmeden harcar! Tıpkı Usame Bin Ladin gibi. Tıpkı, Saddam gibi. Taliban denilen örgütü 1996’da Afganistan’da iktidara getiren de, 2001’de Afganistan’ı işgal edip iktidardan uzaklaştıran da, bugün iktidara getiren de aynı ABD’dir! Türkiye ile NATO üyesi olarak “Stratejik Ortak” olan da ABD’dir, Türkiye’nin parçalanması ve “Büyük İsrail Projesi” adına Türkiye’ye tuzak kuran, Suriye ve Irak’ta bölücü örgütleri silahlandıran, eğitip donatan da aynı ABD’dir! ABD emperyalizmi, sömüreceği ülkelerin yöneticileri hakkında her türlü bilgiye ve gereğinde kullanacağı “Şantaj Belgelerine” sahiptir! Örneğin; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi sülale egemenliği ülkelerin asıl efendisi ABD’dir! Dilediği zaman silah satar, dilediği zaman uluslararası siyasette bir Piyon gibi kullanır!