Sakin olan ülkenin geçen hafta içinde dolar şoku yaşadı. 7 TL.’yi geçen dolarla yeni zenginler ortaya çıkıyordu. Aniden gelen dolar tusinamisi karşısında ilk şoku atlatan Başkan Erdoğan’ın çağrı ve toparlaması ile koltuklarına yayılan bakanlar başta olmak üzere ülke idarecilerinin işin ciddiyet ligini anlayıp, harekete geçene kadar dolarına dolar katanın yanında batanların sayısı bir hayli fazlaydı. Dün dos bugün kuzu postu içinde ki kurt olduğu ancak anlaşılan ABD ve onun başında ki Başkan Trupm’un bir twitti ile adeta son bahar yaprağı gibi dalından kopup giden Türk Lirası da yaz sıcağında yalanan dondurma gibi eridi. Bütün bunlara rağmen yeni zamlanmış olan motorini depolarına dolduranların adeta savaşta kaçıyormuşçasına ekonominin durumunu umursamaz bir tavırla Akdenize doğru bayram tatiline yollara düşenlerin ardı arkası kesilmiyor. Seydişehir- Antalya karayolunda gördüğüm manzara buydu. Hemen hepsinin eline ABD menşeli telefon, altlarında Mersedez, BMW gibi son model lüks arabalar. Dolar yükselmiş, ekonomik savaş varmış demeden ailece, yetmez komşuları da yanlarına alıp akın akın yollara düşmüşlerdi. Ve şu an okuduğum bir haberde de yoksul vatandaşların dolar duasına çıktıklarını gördüm. Belki daha ömründe doları bile bilmeyen ve eline almayan bu vatandaşlar imam nezaretinde ellerini açarak dua ediyorlardı. Vay anasına ne günlere kaldık! Kimlere kaldık. Gördüğüm bir şey gerçekten da bu ülkede ya bir şeylerin ters gittiği yâda birilerinin sanki ABD’nin de arka planlı yardımıyla gündem değiştirip, bindikleri atlarla Üsküdar’ı geçmeye devam ediyordular. Bu durumlara anladıysam Arap olayım. Antalya çevre yolunda gördüğüm manzaraları düşüne düşüne Seydişehir’e doğru ilerlerken tıklım tıklım olan yolda giden arabalara şaşıyordum. 25 yıldır kullandığım ama değiştiremediğim Rus malı Lada marka otomobilimle kıt kanat aldığım yakıtla eve gelirken arabamın içinde sıcaktan yandım..