Bizler çocukken sokaklarda arkadaşlarla oynardık. Her şeyimizi birbirimizle paylaşırdık. Akşam olduğunda koyun sığır gibi hayvanlarımızı zar zor eve getirir ahıra katardık. Sorumluluk bilincindeydik. Şimdiki çocuklara bakın? İnstagram ile selfiler yapmak, Facede her şeylerini paylaşmak sanki moda oldu. Benim haber siteme reklam verecek bir esnaf bana dediy ki? Senin instiğramın var mı? O ne dedim yenilir içilir mi? Benim istiğramım yok dedim. Benim günlük binlerce okuyucuya sahip halkın sorunlarını dile getiren internet haber sitem var ona girersen hepsini takip edersin dedim. Yüzünü çevirdi. Biraz geri kalmışsın dedi. Vay anasına dedim! Bizi ne hale getirmişler.
Sosyal medya dediğimiz neyidiği belirsiz yabancıların kontrolündeki o medya yapısı yalnızca çocuklarımızı değil yetişkinleri bile etkilemiş. Had da şehri yöneten bazı yetkililer bile devletin parasıyla Fotoğraf makineleri alıp birkaç tane de maaşlı çalışan elemanı arkalarına taktı mı o gün sosyal medyada birkaç fotoğrafla görülüverirler. Yani sosyal medya hayatlarının içine işlemiş. Gerçek hayatın dışına çıkmış. Bunun ne habercilikle ilgisi var ne vatandaş ile. Sosyal medyada boy gösteriyorlar.
Günümüzde çocukların iç dünyaları da sanal medyada oyun oluvermiş. 8 yaşındaki çocuk bile kafasını telefon ve tabletlerden kaldırmıyor. Sokakta arkadaşlarıyla oyun kurucu rolünde değil sanal âlemde bilimden derslerinden uzak yalan bir dünyadalar. Yardımlaşma yok, sevgi saygı her geçen günde kayboluyor.
Evet, günümüzde ister çocuk olsun ister yetişkin veya şehri yönetenler bir yerde buluşmuş sanki! Sosyal medyada görünmek, var olmanın önüne geçmiş. Oysa çocukluk sokaklarda arkadaşlarıyla hatalarıyla, oyunlarıyla, merakla, düşüp kalkarak öğrenilen bir yaşamdır. Şimdiki çocuklar hiç bu kadar yalnız olmamışlardı. Ya yetişkinler! Deyim yerindeyse evliliğe bile oradan hazırlanıyorlar. Sonra sonuçları ortaya çıkıyor. Yetkililer ise günlük çalışmalarını sanal ortamda paylaşıyorlar.
Çocuklarımızı kontrolsüz bir şekilde internetin karanlık köşelerine bırakıveriyoruz. Anne babalar çocuklarını maalesef kontrol edemiyorlar. Yetkililer çocukların gerçek dünyaya sağlıklı köprüler kurabilmesi için mücadele etmesi gerekiyor. Yine yetkililer bu sanal sistemin parçası değil çocukların gerçek hayatlarına dokunmaları gerekir. Çocuklarımızı sosyal medyanın içinde değil, hayatın gerçek izinde olmalarını sağlamalı. Yürekten gelen sevgiyle sosyal yaşamı kucaklamalılar.