İhanet, insanlık tarihi kadar eski bir kavram. Sözlük anlamıyla güveni boşa çıkarma, sadakatten sapma ve verilen söze, bağlılığa aykırı davranma olarak tanımlanmaktadır. Ancak ihanet yalnızca kelime anlamıyla değil, bireylerin ve toplumların hafızasında bıraktığı derin yaralarla da önem arz etmektedir. Dostluklarda, aşkta, aile ilişkilerinde ya da siyasi bağlamlarda karşımıza çıkan ihanet, bireylerin güven duygusunu zedelediği gibi toplumsal bağları da zayıflatır.
İhanet, çoğu zaman güven duygusunun kırılmasıyla ilişkilidir. İnsanlar, sevdiklerine veya güvendiklerine sadakat beklerler. Bu beklenti boşa çıktığında ortaya çıkan hayal kırıklığı, öfke ve üzüntü bireylerin psikolojik bütünlüğünü sarsar. Psikologlar, ihanetin yarattığı etkinin kimi zaman fiziksel bir kayıptan daha ağır olabileceğini belirtmektedir. Sanki bir cenaze var ama defin işlemi tamamlanamayan bir hissiyat gibi ihanet!
Felsefeciler, ihanetin sadece bireylere değil, ortak değerlere ve toplumsal düzene de zarar verdiğini vurgular. Bir toplumda ihanetin yaygınlaşması, bireyler arası güveni aşındırarak sosyal yapının çözülmesine yol açabilir. Ülkemizin sürülmüş olduğu bu düzen esas sosyal kokuşmuşluğun üzerine atılan son adım ve son nefes çırpınışlarının kanıtı olmaktadır.
Antik çağlardan modern çağa kadar, devletlerin yıkılışında, savaşların gidişatında ya da liderlerin düşüşünde ihanetin rolü büyüktür. Bir ihanet bazen bir imparatorluğu çökertmiş, bazen de bir halkın kaderini değiştirmiştir. Dolayısıyla ihanet sadece bireysel bir mesele değil, aynı zamanda tarihsel ve toplumsal bir olgudur.
Ülkemizin neredeyse tüm şehirlerinde yaşanan koltuk kapmaca sevdasında Seydişehir de nasibini alarak en ağır biçimde ihanete uğramıştır. Erdem sahibi olan kirli işlere yaşamı boyunca bulaşmamış kişiler Mustafa Kemal Atatürk posterlerini de alarak istifa etmiş ya da cezaevinde yatma onuruna nail olmuşlardır. Güya şehrin iyiliğini düşünen şahıslar da iktidarın yalancı kucak açmasına koşa koşa sarılmışlardır. Allah bi yastıkta kocatsın! Bu bozgun işgal düzeni yansın yıkılsın! Aydınlıklar karanlığı boğacaktır elbette! Bu toplum ihanete sebep olanları ve ihanet edenleri unutmayacaktır! Emekleri zayi olan, oy vermiş ve hiçe sayılan bir millet ettiği ahh ve vahhları unutur mu sizce?