whatsapp
Havva Dilek
Köşe Yazarı
Havva Dilek
 

Virüsü yendiğimiz gün, bayram olacak yeryüzü!

“Kapıda bekleme beni bu bayram anne; Gelemem.” Kimi zaman binde bir yaşama  umuduyla  yürüyen karettasındır siyah beyaz bir kumsalda. Kimi zaman çocuğunun  büzüşen dudağından dökülen “anne seni çok özledim! ” cümlesidir seni hayata tutunduran. Kimi zaman bir dostun  ansızın çaldırdığı  telefonun kulağında ki  sesidir odanın penceresinde perdeni açtıran. Kimi zaman tek  kişilik yalnızlığa çevirdiğin anahtardır  çelik kapıyı  umuduna bağlayan. Kimi zaman   kenttin hengâmesinden  henüz oturmadığın bir  banka  yürüyeceğin  yoldur seni sabahına uyandıran. Kimi zaman kalbinin gitmesine razı gelmediği  için istemsizce dökülen  birkaç damla gözyaşıdır   peronda  seni  umutlandıran. Hayat! Bazen hayat öyle bir şeyler yaşatır ki tepetaklak oluruz, gökyüzü griye boyanır, kanadını yitirir kuşlar. Bütün yollar özlemek kokar. Bir telefon, bir cümle, bir hasret, yollar, yolculuklar, sabah, vuslat, öylece baka kalırız aynaya. Bayram telaşı, öpülen  el, dokunulan yara, bukağılar anlamsız birer cümle olup sırıtır yüzümüze. Bütün kapılar hüzün kokar. Bu bayram korona virüs salgını nedeniyle kapılarını açamayacağız annemizin, babamızın, kardeşimizin, eşimizin, dostumuzun. Uzaklar belki biraz daha uzak olacak, belki eski fotoğrafları açıp bakacağız gözümüzde birkaç damla yaş ile, anılar geçip karşımıza oturacak. Sarılamamanın, dokunamamanın sızısıyla bükülen boynumuz. Geçecek! Yine heyecanla yollara düşeceğiz, gözyaşlarını sileceğiz kapıların. Yine kalabalık kahvaltılarda gülümseyeceğiz birbirimize. Yine çocukların şen kahkahaları dolduracaklar sokakları. Umut ile, bayramınız bayram ola!
Ekleme Tarihi: 23 Mayıs 2020 - Cumartesi

Virüsü yendiğimiz gün, bayram olacak yeryüzü!

“Kapıda bekleme beni bu bayram anne; Gelemem.”

Kimi zaman binde bir yaşama  umuduyla  yürüyen karettasındır siyah beyaz bir kumsalda.

Kimi zaman çocuğunun  büzüşen dudağından dökülen “anne seni çok özledim! ” cümlesidir seni hayata tutunduran.

Kimi zaman bir dostun  ansızın çaldırdığı  telefonun kulağında ki  sesidir odanın penceresinde perdeni açtıran.

Kimi zaman tek  kişilik yalnızlığa çevirdiğin anahtardır  çelik kapıyı  umuduna bağlayan.

Kimi zaman   kenttin hengâmesinden  henüz oturmadığın bir  banka  yürüyeceğin  yoldur seni sabahına uyandıran.

Kimi zaman kalbinin gitmesine razı gelmediği  için istemsizce dökülen  birkaç damla gözyaşıdır   peronda  seni  umutlandıran.

Hayat!

Bazen hayat öyle bir şeyler yaşatır ki tepetaklak oluruz, gökyüzü griye boyanır, kanadını yitirir kuşlar.

Bütün yollar özlemek kokar.

Bir telefon, bir cümle, bir hasret, yollar, yolculuklar, sabah, vuslat, öylece baka kalırız aynaya.

Bayram telaşı, öpülen  el, dokunulan yara, bukağılar anlamsız birer cümle olup sırıtır yüzümüze.

Bütün kapılar hüzün kokar.

Bu bayram korona virüs salgını nedeniyle kapılarını açamayacağız annemizin, babamızın, kardeşimizin, eşimizin, dostumuzun.

Uzaklar belki biraz daha uzak olacak, belki eski fotoğrafları açıp bakacağız gözümüzde birkaç damla yaş ile, anılar geçip karşımıza oturacak.

Sarılamamanın, dokunamamanın sızısıyla bükülen boynumuz.

Geçecek!

Yine heyecanla yollara düşeceğiz, gözyaşlarını sileceğiz kapıların.

Yine kalabalık kahvaltılarda gülümseyeceğiz birbirimize.

Yine çocukların şen kahkahaları dolduracaklar sokakları.

Umut ile, bayramınız bayram ola!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.