whatsapp
Havva Dilek
Köşe Yazarı
Havva Dilek
 

Otur Süleyman !

Sallayıp durma öyle,  yüzüme  bakmadan otur. Dalga dalga bayraklaşan karanlığa dokun hele Ağırlıkların dökülsün eteğinden. Kentin kayıp kadınlıklarının dudaklarından öp önce hayat bulsun düşleri… Çocuklarını emzir yetimhanelerde Gölgelerin çıngırakları incitmeden yıldızlarını Bileklerinde ki intiharları kazı geceye görünmeden gizlice. Geçmiş zaman deme … Baksana Sesim bozulmuş kuş yuvası dalında Akşamım mısır tarlası caddelerde domuzlarını besliyor habire. Nefesim eski  İstanbul sokakları Sallanıp duruyor doklarda, 14. yüzyılın Venedikli tacirleri boğazımdan çalıyor gibi yine. Oysa otuzuncu yaşımı aşmıştım çoktan Sandıklara kilitlemiştim ağıtları, Çığlıkları Su yollu aynalara saklamıştım. Aynalar nedensiz asmaz insanın yüzünü, Nedensiz dağılmaz yatak odaları 21. Yüzyılda. Oturma odaları misafirlerine incelik içiriyor Sanırsın labratuvar numunesi Vitrinlik takımlar sohbetin dip noktasında Kendini vuruyor metal  insanlar yemek masalarında Sırayla…               İçimde  ince bir ağrı Ağrı Dağı… Kral yolu nerdeydi ? Patika nerde ? Metro duraklarından doğuruyor sabahları. Eski pencerelerde yeni çiçekler açmaz ki Süleyman… Şu bulutları söküp atmalı Oturdukları koltuklarıyla yerlerinden. Yanaklarımda ki şemsiyenin tellerini dişlerime geçirmiş rüzgar Bir vardiya  gıcırtısı akşam. Nasıl bir yazdır bu böyle ? Ağustos sıcağında yer yerinden oynasa yaprak kımıldamaz mı ? Pencereyi kapat üşüyorum Süleyman… Saksıda ki kuşlar ihtiyar çiçekler gibi El üstünde Kaydıraktan kayıyor her sabah reklamlık hayatlar, Taş suratlı kaldırımlara benziyor git gide insanlar… Ön Asyalı çocukların kalbini gören var mı annelerinden gayrı ? Minareler istavroz zamanlı bir zaman mı ki  ? Bu dünya sana da kalmadı  Süleyman ! … Yeni güne yeni mektuplar bırakmalı şimdi Zil çalan etekleri olmalı çocukların Zarfların içinde, Bide gülümsemeleri       Yeryüzünün en kuytu köşelerinde.
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2016 - Salı

Otur Süleyman !

Sallayıp durma öyle,  yüzüme  bakmadan otur.

Dalga dalga bayraklaşan karanlığa dokun hele

Ağırlıkların dökülsün eteğinden.

Kentin kayıp kadınlıklarının dudaklarından öp önce

hayat bulsun düşleri…

Çocuklarını emzir yetimhanelerde

Gölgelerin çıngırakları incitmeden yıldızlarını

Bileklerinde ki intiharları kazı

geceye görünmeden gizlice.

Geçmiş zaman deme …

Baksana

Sesim bozulmuş kuş yuvası dalında

Akşamım mısır tarlası caddelerde domuzlarını besliyor habire.

Nefesim eski  İstanbul sokakları

Sallanıp duruyor doklarda,

14. yüzyılın Venedikli tacirleri boğazımdan çalıyor gibi yine.

Oysa otuzuncu yaşımı aşmıştım çoktan

Sandıklara kilitlemiştim ağıtları,

Çığlıkları

Su yollu aynalara saklamıştım.

Aynalar nedensiz asmaz insanın yüzünü,

Nedensiz dağılmaz yatak odaları

21. Yüzyılda.

Oturma odaları misafirlerine incelik içiriyor

Sanırsın labratuvar numunesi

Vitrinlik takımlar sohbetin dip noktasında

Kendini vuruyor metal  insanlar yemek masalarında

Sırayla…              

İçimde  ince bir ağrı

Ağrı Dağı…

Kral yolu nerdeydi ?

Patika nerde ?

Metro duraklarından doğuruyor sabahları.

Eski pencerelerde yeni çiçekler açmaz ki Süleyman…

Şu bulutları söküp atmalı

Oturdukları koltuklarıyla yerlerinden.

Yanaklarımda ki şemsiyenin tellerini dişlerime geçirmiş rüzgar

Bir vardiya  gıcırtısı akşam.

Nasıl bir yazdır bu böyle ?

Ağustos sıcağında yer yerinden oynasa yaprak kımıldamaz mı ?

Pencereyi kapat üşüyorum Süleyman…

Saksıda ki kuşlar ihtiyar çiçekler gibi

El üstünde

Kaydıraktan kayıyor her sabah reklamlık hayatlar,

Taş suratlı kaldırımlara benziyor git gide insanlar…

Ön Asyalı çocukların kalbini gören var mı annelerinden gayrı ?

Minareler istavroz zamanlı bir zaman mı ki  ?

Bu dünya sana da kalmadı  Süleyman !

Yeni güne yeni mektuplar bırakmalı şimdi

Zil çalan etekleri olmalı çocukların

Zarfların içinde,

Bide gülümsemeleri      

Yeryüzünün en kuytu köşelerinde.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.