whatsapp
Havva Dilek
Köşe Yazarı
Havva Dilek
 

Bir ebenin günlüğünden

O doğumu gerçekleştiren bir ebedir.  1987 yılında Hollanda'da Uluslararası Ebeler Konfederasyonunun düzenlediği konferansta ebeleri onurlandırmak için çıkan fikir ile 5 Mayıs dünya da ve ülkemizde “Dünya Ebeler Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır. Ülkemizde fiili olarak çalışan 53 bin 741 ebenin birisi de benim. Ebeler ağırlıklı olarak doğum salonlarında çalışırlar. Çalışılan hastane özel hastane ve ya araştırma hastanesi değil ise o hastane de gerçekleşen sezer yan haricinde diğer doğumları çoğunlukla ebeler gerçekleştirirler. Liyakatten uzak torpille işleyen sağlık sisteminden,  aceleyle çıkarılan bir torba yasa da “ay unutmuşuz ”gerekçesiyle diğer riskli birimlerden ciddi oranda daha az nöbet ücretlerinin olmasından ve beş yıldır bunun hala düzeltilmemiş olmasından, her geçen gün artan tüketilmişlikten ‘a’ sendikasına üye göstermelik yılın ebesi seçilmelerinden, ötekileştirmeden, giderek artan şiddetten bahsetmeyeceğim sizlere. Tüm bunlar bilinen gerçeklerimizdir zaten. O öve öve bitirilemeyen “sağlıkta dönüşümün” nerelere geldiğini gösteren çok basit bir örnek aktaracağım. Geçtiğimiz aylarda A hastanesinin acil servisinde doğum salonuna yetiştirilemeyen bir normal vaginal doğum gerçekleşir. Doğum bu normal olarak bir bebek geldi mi doğacaktır, önüne geçemezsiniz. Vakanın doğum olduğunu anlayan hastane karşılamasının doğum salonunu aramasıyla birlikte doğum ekibi gerçekleşen doğuma gerekli müdahalesini yapar ve stabilleşen hastayı servise alır. Buraya kadar her şey normal değil mi? Ama biz devam edelim. Loğusa diğer deyişle hasta servise alındıktan sonra acil servis doktoru doğum salonunu arayarak, doğumun acil serviste gerçekleştiğini ve doğumu kendi üzerine girmek istediğini söyler. Söylemekle de yetinmez acil sekreterini doğum salonuna göndererek, acilen doğumun nasıl girildiğini, bebek kaydının nasıl oluşturulduğunu vb. öğrenmesini ister ( Bilmeyenler için söyleyeyim, sağlıkta dönüşümle birlikte doktorlar performans sistemini göre çalışırlar. Yapılan her şeyin bir performans karşılığı yani puan, yani döner sermaye, yani para karşılığı var.). Tabi doğum salonunda nöbetçi kadın doğum uzmanı buna itiraz eder. Ona göre de o doğum kendi üzerine girilmelidir, performansı kendi üzerine yazılmalıdır. Sonra yeni doğan bebeği Çocuk doktoru görüp muayenesini yapar. Ve ister ki bu muayenesini yaptığı bebeğin ilk göbek bakımı kendi üzerine girilsin. Anlayacağınız doğumun, yeni doğan bebeğin ilk bakımının hatırı sayılır bir performans karşılığı var ve bu kavganın ana nedeni de budur. Neyse biz uzatmayalım.  Telefonlar, bağırışlar, çağırışlardan sonra olay idareye yansır. İdare de konunun daha sonra karara bağlanması için toplantı yapılacağını belirtmesi üzerine herkes derin bir nefes alır. Bu arada asıl can acıtan, gün be gün ebeleri tükenmenin ötesine götüren, değersizleştiren mesele ise, puan derdine düşülen o doğumu ne acil doktorunun ne de kadın doğum uzmanının gerçekleştirmemiş olmasıdır. Ayrıca göbek bakımını da ne Çocuk doktoru ne de Kadın doğum uzmanı yapmamıştır. O doğumu yaptıran ve yeni doğan göbek bakımını yapan bir ebedir.   Bu gerçeklikle,  “ebeler günü”  kutlamak,  ebelik falan yapmak istemiyoruz artık biz ebeler. Hepsi bu.
Ekleme Tarihi: 05 Mayıs 2019 - Pazar

Bir ebenin günlüğünden

O doğumu gerçekleştiren bir ebedir. 

1987 yılında Hollanda'da Uluslararası Ebeler Konfederasyonunun düzenlediği konferansta ebeleri onurlandırmak için çıkan fikir ile 5 Mayıs dünya da ve ülkemizde “Dünya Ebeler Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır.

Ülkemizde fiili olarak çalışan 53 bin 741 ebenin birisi de benim. Ebeler ağırlıklı olarak doğum salonlarında çalışırlar. Çalışılan hastane özel hastane ve ya araştırma hastanesi değil ise o hastane de gerçekleşen sezer yan haricinde diğer doğumları çoğunlukla ebeler gerçekleştirirler.

Liyakatten uzak torpille işleyen sağlık sisteminden,  aceleyle çıkarılan bir torba yasa da “ay unutmuşuz ”gerekçesiyle diğer riskli birimlerden ciddi oranda daha az nöbet ücretlerinin olmasından ve beş yıldır bunun hala düzeltilmemiş olmasından, her geçen gün artan tüketilmişlikten ‘a’ sendikasına üye göstermelik yılın ebesi seçilmelerinden, ötekileştirmeden, giderek artan şiddetten bahsetmeyeceğim sizlere. Tüm bunlar bilinen gerçeklerimizdir zaten.

O öve öve bitirilemeyen “sağlıkta dönüşümün” nerelere geldiğini gösteren çok basit bir örnek aktaracağım.

Geçtiğimiz aylarda A hastanesinin acil servisinde doğum salonuna yetiştirilemeyen bir normal vaginal doğum gerçekleşir. Doğum bu normal olarak bir bebek geldi mi doğacaktır, önüne geçemezsiniz.

Vakanın doğum olduğunu anlayan hastane karşılamasının doğum salonunu aramasıyla birlikte doğum ekibi gerçekleşen doğuma gerekli müdahalesini yapar ve stabilleşen hastayı servise alır.

Buraya kadar her şey normal değil mi?

Ama biz devam edelim.

Loğusa diğer deyişle hasta servise alındıktan sonra acil servis doktoru doğum salonunu arayarak, doğumun acil serviste gerçekleştiğini ve doğumu kendi üzerine girmek istediğini söyler. Söylemekle de yetinmez acil sekreterini doğum salonuna göndererek, acilen doğumun nasıl girildiğini, bebek kaydının nasıl oluşturulduğunu vb. öğrenmesini ister ( Bilmeyenler için söyleyeyim, sağlıkta dönüşümle birlikte doktorlar performans sistemini göre çalışırlar. Yapılan her şeyin bir performans karşılığı yani puan, yani döner sermaye, yani para karşılığı var.).

Tabi doğum salonunda nöbetçi kadın doğum uzmanı buna itiraz eder. Ona göre de o doğum kendi üzerine girilmelidir, performansı kendi üzerine yazılmalıdır.

Sonra yeni doğan bebeği Çocuk doktoru görüp muayenesini yapar. Ve ister ki bu muayenesini yaptığı bebeğin ilk göbek bakımı kendi üzerine girilsin.

Anlayacağınız doğumun, yeni doğan bebeğin ilk bakımının hatırı sayılır bir performans karşılığı var ve bu kavganın ana nedeni de budur.

Neyse biz uzatmayalım.  Telefonlar, bağırışlar, çağırışlardan sonra olay idareye yansır. İdare de konunun daha sonra karara bağlanması için toplantı yapılacağını belirtmesi üzerine herkes derin bir nefes alır.

Bu arada asıl can acıtan, gün be gün ebeleri tükenmenin ötesine götüren, değersizleştiren mesele ise, puan derdine düşülen o doğumu ne acil doktorunun ne de kadın doğum uzmanının gerçekleştirmemiş olmasıdır. Ayrıca göbek bakımını da ne Çocuk doktoru ne de Kadın doğum uzmanı yapmamıştır.

O doğumu yaptıran ve yeni doğan göbek bakımını yapan bir ebedir.  

Bu gerçeklikle,  “ebeler günü”  kutlamak,  ebelik falan yapmak istemiyoruz artık biz ebeler. Hepsi bu.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.