Millet Partisi Seydişehir ilçe başkanlığı basın bildirisi
Millet Partisi Seydişehir ilçe başkanlığı basın bildirisi
Terörsüz Türkiye ne kadar güzel bir özlem. Hangi ülke vatandaşı olursa olsun herkes ülkesinde terör istemez.
Hele hele bizim gibi en az 50.000 canını kara toprağa veren, anaların gözyaşının dinmediği, eşlerin dul ve çocukların öksüz ve yetim bırakıldığı bir ülkede, kahraman vatan evlatlarının yüzünü, kollarını, bacaklarını, gözünü kaybettiği bir ülkede terör hiç istenmez. Üstüne üstlük iktidar yetkililerinin açıkladığı doğru ise iki trilyon dolar ekonomik zararımız olmuş ve ülkenin kaynakları ve enerjisi terörle mücadeleye ayrılmış ise terörün bitmesi fazlasıyla istenir.
Aslında bu başlık belki de karartma devam ediyor, şeklinde olabilirdi. Bilindiği üzere karartmak işi askerlikte; savaş durumunda düşman uçaklarından korunmak için ışıkları söndürme biçiminde alınan önlemler bütünüdür. Siyasi iktidar ve ortağı kendilerinin vekil olduğunu, TBMM’nin de gerçekte milletin meclisi olduğunu unutarak; PKK elebaşı, bebek katili ile birlikte yürüttükleri bu süreçte adeta aziz milletimizle savaş hâlinde olduklarının farkında olarak, kendilerine göre önlem almaktalar.
Böylesine tehlikeli, vahim sonuçları olacak bu gidişata karşı Millet Partisi’nin bazı il ve ilçe başkanlıklarının binalarına astıkları ve ‘Aziz Milletimizi’ uyaran, tehlikelere dikkat çeken; bebek katili teröristlerin ve uzantılarının alay edercesine oynadıkları sinsi oyuna karşı, siyasi iktidar ile ortağının aymazlıklarını, akıl tutulmalarını gözler önüne seren afişleri, kolluk aracı kılınarak indirilmiştir.
Tam da bu sırada hani o silah bırakan (?), barış güvercini (?) PKK’nın çatı yapılanması KCK örgütünün; “15 Ağustos kahramanlarını layıkıyla anmalıyız” çağrısı üzerine teröristler, ‘İlk Kurşun Günü’ ve sözde ‘Ulusal Diriliş Bayramı’ (?) kutladılar. Sınırlarımızın ötesinde olduğu gibi yurt içinde de bu çağrıya havai fişeklerle, kalabalık gruplar halinde katılanlar olmuştur. PKK’nın, silahlı eylemlerle başladığı 15 Ağustos 1984 gecesi Siirt-Eruh, Hakkâri-Şemdinli ilçelerinde jandarma karakollarına düzenlenen saldırılarda bir askerimiz şehit olmuş ve dokuz askerimiz de yaralanmıştı. İşte bu saldırıyı barışsever (?) silah bırakma tiyatrosu oyuncuları, ‘ilk kurşun bayramı’ olarak kutlamaya bu yıl da devam ettiler. Hem de hiçbir sansüre uğramadan, yurtiçi ve yurtdışındaki yayın organlarında gösterişli görüntülerle ilan edildi.
Ey Halkım! Uyanmak için daha nelerin olması gerekiyor. Bir yandan vatanımızın bölünmesini, parçalanmasını istemeyen Millet Partili yiğit, kahraman, cesur millet evlatlarının bir afişini çok gören, değerli başkanlarımızı ifadeye çağıran siyasi irade; diğer yandan Mehmetçiğimizi şehit eden, yaralayan hain ve kalleş saldırılarını bayram olarak kutlayan (?) teröristlere gıkını çıkarmamaktadır.
Kahraman Mehmetçiğimize kurşun sıktıkları ilk günü, havai fişeklerle kutlayan teröristlere sesini çıkarmayan siyasi iktidar, Millet Partisi’nin sesini boğmaya çalışmakta, afişlerini indirtmektedir. Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru kabul edilen bir siyasi partinin, Millet Partisi’nin düşünce ve ifade özgürlüğünü, demokrasiyi, teşkilatlanma hak ve özgürlüğünü ortadan kaldırmaktadır. Yaptıkları anayasaya, kanunlara açıkça aykırıdır. Oysaki yıllardır söylediğimiz gibi; “Güneşe kelepçe vurmuşlar, kelepçe demir. Güneş demiri eritir.” Hak ve Millet Davasının kahraman, yiğit, cesur, fedakâr evlatlarını yollarından milim şaşırtamayacaklardır.
Türkiye’nin ilimle, hikmetle, akılla yönetilmeme, halka ve evrensel değerlere karşı zorba bir yönetim olması, gerçekten hukuk devletinin ve demokrasinin hâkim olmaması temel sorundur. Bu sorunların varlığı, sınırlarımız içinde yaşayan etnik köken veya mezhebine bakılmaksızın tüm vatandaşlarımızı etkisi altına alan ve huzurlu, mutlu, zengin, güçlü bir toplum ve devlet olmama sonuçlarının sebebidir. Bazı siyasiler, Türk ismini ağzına almaktan şeytan görmüş gibi kaçarken, Kürt ismini yüzlerce kez ifade etmekle sorunun çözüleceği aldanışı içindedirler. Ülkede kişinin mensup olduğu etnik köken veya mezhebe göre değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin eşit siyasi, insani hak ve özgürlüklere sahip olduğu temel alınmadan hiçbir sorunun çözümü mümkün değildir.
Terörsüz Türkiye aldatmacası karanlık bir süreçtir. Eyalet ve özerklik istekleri vatan bölme tuzağıdır. Vatanı bölme girişimlerine karşı tüm vatanseverleri ortak hareket etmeye davet ediyoruz.
Bir kez daha bu sürecin Türk Milleti’ni devletsiz, vatansız ve milletsiz bırakma teşebbüsü, Sevr’in hortlatılması girişimi, BOP-BİP uzantısı, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli birlik ve kardeşliğe sokulan ağulu bir hançer, karanlık bir süreç olduğunu, bütün vatanseverlerin demokratik ve meşruiyet sınırları içinde iş birliği ve güç birliğinin zaruret olduğunu hatırlatıyoruz.
Orhan Polat/ Millet Partisi Seydişehir ilçe başkanı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.