whatsapp

28 Şubat 1997 tarihinde neler olmuştu?

ANALİZ (SG) - Seydişehir Gündem | 01.03.2022 - 15:14, Güncelleme: 01.03.2022 - 15:14
 

28 Şubat 1997 tarihinde neler olmuştu?

Görevde, 8 Temmuz 1996 tarihinde TBMM’den güvenoyu alan, Refah Partisi ile DYP’nin kurduğu “Refahyol Hükümeti” vardır.
O gün yapılan MGK (Milli Güvenlik Kurulu)toplantısı sonunda açıklanan kararlar özetle ne idi? Darbe, kimlere karşı yapılmıştı?  O günden bugüne Türkiye’de neler değişti? Değişmeyen şeyler neler? Bu yazının amacı, 28 Şubat’ta yaşananları “inciğiyle boncuğuyla” anlatmak değildir. Ya nedir? 28 Şubat 1997 ile 28 Şubat 2022’yi, yani aradan 25 yıl geçmiş olmasına rağmen geldiğimiz noktayı, yerel ve ulusal baz da, siyasi sosyal ve ekonomik çerçevede karşılaştırmaktır. O zaman neler olmuştu, bugün neler yaşıyoruz? Dünü kötüleyerek işbaşına gelenler, bugün neler yapıyorlar? Bunları araştırdık. Çok özetle, 28 Şubat 1997… Görevde, 8 Temmuz 1996 tarihinde TBMM’den güvenoyu alan, Refah Partisi ile DYP’nin kurduğu “Refahyol Hükümeti” vardır. Rahmetli Necmettin Erbakan başbakan, Tansu Çiller başbakan yardımcısıdır. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda rahmetli Süleyman Demirel oturmaktadır. Asker, ülke yönetiminde etkilidir. Bazı olaylarla ilgili rahatsızlığını yeri geldikçe belli etmektedir. “Laiklik-şeriat tartışması” had safhadadır. Bu tartışma nedeniyle her gün değişik kentlerde olaylar yaşanmaktadır. Bazı belediye başkanları, düzenledikleri etkinliklerle ve sivri konuşmalarıyla dikkat çekmektedir. Örneğin, 30 Ocak 1997’de, Sincan Belediyesi “Kudüs Gecesi” düzenlemiş, “Cihad oyunu”nu sahneye konmuş, arkasından Belediye Başkanı tutuklanmıştır. Bu olaydan kısa bir süre (4 Ocak) sonra da, Sincan’da askerler tank ve zırhlı araçlarla gösteri yapmıştır. 28 Şubat’ta Milli Güvenlik Konseyi toplantısı vardır. 9 saat sürmüştür. Hava gergindir. Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, genelkurmay başkanıdır. Toplantı sonunda, “laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu” sert bir dille açıklanır. Alınan kararlar hükümete bildirilir. Neydi o kararlar? Özetle… *Laiklik için yasalar uygulanmalı. *Tarikata bağlı okullar denetlenmeli ve Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmeli. *8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli. *Kuran kursları denetlenmeli. *Tevhidi tedrisat uygulanmalı. *Tarikatlar kapatılmalı. *İrtica deneniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı. *Kıyafet kanununa riayet edilmeli. *Kurban derileri derneklere verilmemeli. *Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı. Bunun gibi kararlar… Sonra bir dizi gelişmeler yaşandı. Dört ay sonra, 18 Haziran 1997’de, Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hükümet kurma görevini Tansu Çiller’e değil, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi.  Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Özkan’la birlikte ANASOL-D Hükümeti’ni kurdu. Daha sonraki gelişmeleri de biliyorsunuz… Bütün bu olaylardan yaklaşık 5 yıl sonra, 28 Şubat’ın hedefindeki gruptan, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP çıktı. 28 Şubat, yaşandı bitti mi? Aradan 25 yıl geçti. Türkiye’de ne değişti? İzleri silindi, 28 Şubat kaybolup gitti mi? Yoksa hâlâ devam mı ediyor? Peşinen söyleyeyim, devam ediyor… Sadece aktörler değişti, zihniyet ve uygulama yöntemi aynı. Ülkemiz, yıllar sonra yine benzer bir süreç yaşıyor. Basın baskı altına alındı; Medyanın durumu 28 Şubat 1997’den daha kötü. Fişleme yöntemi devam ediyor. Aradan 25 yıl geçti, ama “28 Şubat zihniyeti” tarihe gömülmedi. Türkiye, bu süreci atlatamadı. Sadece aktörler değişti. 28 Şubat 1997’de “askeri vesayet” vardı, şimdi “sivil vesayet” var. Eskisinden daha hiddetli ve şiddetli! Üstelik 28 Şubat’ta “çözülmesi gerekir” diye madde madde sıralanan o sorunlar, bugün “iktidarın himayesinde” hâlâ ortada. Üst düzey bürokrasi mi? Değişen bir şey yok. Şimdi başka bürokratlar var! Ülke olarak “bütün vesayetleri” yok ederek bir normalleşebilsek, düzlüğe çıkacağız.
Görevde, 8 Temmuz 1996 tarihinde TBMM’den güvenoyu alan, Refah Partisi ile DYP’nin kurduğu “Refahyol Hükümeti” vardır.

O gün yapılan MGK (Milli Güvenlik Kurulu)toplantısı sonunda açıklanan kararlar özetle ne idi?
Darbe, kimlere karşı yapılmıştı? 
O günden bugüne Türkiye’de neler değişti?
Değişmeyen şeyler neler?
Bu yazının amacı, 28 Şubat’ta yaşananları “inciğiyle boncuğuyla” anlatmak değildir.
Ya nedir?
28 Şubat 1997 ile 28 Şubat 2022’yi, yani aradan 25 yıl geçmiş olmasına rağmen geldiğimiz noktayı, yerel ve ulusal baz da, siyasi sosyal ve ekonomik çerçevede karşılaştırmaktır.
O zaman neler olmuştu, bugün neler yaşıyoruz?
Dünü kötüleyerek işbaşına gelenler, bugün neler yapıyorlar?
Bunları araştırdık.

Çok özetle, 28 Şubat 1997…

Görevde, 8 Temmuz 1996 tarihinde TBMM’den güvenoyu alan, Refah Partisi ile DYP’nin kurduğu “Refahyol Hükümeti” vardır.
Rahmetli Necmettin Erbakan başbakan, Tansu Çiller başbakan yardımcısıdır.
Cumhurbaşkanlığı koltuğunda rahmetli Süleyman Demirel oturmaktadır.
Asker, ülke yönetiminde etkilidir.
Bazı olaylarla ilgili rahatsızlığını yeri geldikçe belli etmektedir.
“Laiklik-şeriat tartışması” had safhadadır.
Bu tartışma nedeniyle her gün değişik kentlerde olaylar yaşanmaktadır.
Bazı belediye başkanları, düzenledikleri etkinliklerle ve sivri konuşmalarıyla dikkat çekmektedir.
Örneğin, 30 Ocak 1997’de, Sincan Belediyesi “Kudüs Gecesi” düzenlemiş, “Cihad oyunu”nu sahneye konmuş, arkasından Belediye Başkanı tutuklanmıştır.
Bu olaydan kısa bir süre (4 Ocak) sonra da, Sincan’da askerler tank ve zırhlı araçlarla gösteri yapmıştır.
28 Şubat’ta Milli Güvenlik Konseyi toplantısı vardır.
9 saat sürmüştür.
Hava gergindir.
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, genelkurmay başkanıdır.
Toplantı sonunda, “laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu” sert bir dille açıklanır.
Alınan kararlar hükümete bildirilir.
Neydi o kararlar?
Özetle…
*Laiklik için yasalar uygulanmalı.
*Tarikata bağlı okullar denetlenmeli ve Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmeli.
*8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli.
*Kuran kursları denetlenmeli.
*Tevhidi tedrisat uygulanmalı.
*Tarikatlar kapatılmalı.
*İrtica deneniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı.
*Kıyafet kanununa riayet edilmeli.
*Kurban derileri derneklere verilmemeli.
*Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı.
Bunun gibi kararlar…
Sonra bir dizi gelişmeler yaşandı.
Dört ay sonra, 18 Haziran 1997’de, Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hükümet kurma görevini Tansu Çiller’e değil, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi.
 Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Özkan’la birlikte ANASOL-D Hükümeti’ni kurdu.
Daha sonraki gelişmeleri de biliyorsunuz…
Bütün bu olaylardan yaklaşık 5 yıl sonra, 28 Şubat’ın hedefindeki gruptan, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP çıktı.

28 Şubat, yaşandı bitti mi?

Aradan 25 yıl geçti.
Türkiye’de ne değişti?
İzleri silindi, 28 Şubat kaybolup gitti mi?
Yoksa hâlâ devam mı ediyor?
Peşinen söyleyeyim, devam ediyor…
Sadece aktörler değişti, zihniyet ve uygulama yöntemi aynı.
Ülkemiz, yıllar sonra yine benzer bir süreç yaşıyor.
Basın baskı altına alındı;

Medyanın durumu 28 Şubat 1997’den daha kötü.
Fişleme yöntemi devam ediyor.

Aradan 25 yıl geçti, ama “28 Şubat zihniyeti” tarihe gömülmedi.
Türkiye, bu süreci atlatamadı.
Sadece aktörler değişti.
28 Şubat 1997’de “askeri vesayet” vardı, şimdi “sivil vesayet” var.
Eskisinden daha hiddetli ve şiddetli!

Üstelik 28 Şubat’ta “çözülmesi gerekir” diye madde madde sıralanan o sorunlar, bugün “iktidarın himayesinde” hâlâ ortada.
Üst düzey bürokrasi mi?
Değişen bir şey yok. Şimdi başka bürokratlar var!
Ülke olarak “bütün vesayetleri” yok ederek bir normalleşebilsek, düzlüğe çıkacağız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.