Kapitalizme karşı kitapla direnmek
Kapitalizme karşı kitapla direnmek
Kapitalizme karşı kitapla direnmek; Düşünceler, fikirler, hayaller… İnsanı insan yapan en kıymetli unsurlar bunlardır. Okuyan insan, düşünen insandır. Düşünen insan ise sorgulayan, araştıran, gelişen bir bireydir.
Yüce Atatürk binlerce kitap okumuş bir liderdi. Bu okumalar onun hem askerî dehasını hem de politik zekâsını beslemiş, şekillendirmiştir. Muğla, bu anlamda Türkiye’nin sayılı kentlerinden biridir. Okuma oranı yüksektir. Bu da kültür seviyesini yükselten başlıca etkenlerden biridir. Benim çocukluk hayalim hem yazar olmak hem de küçük bir kitabevi işletmekti. Yazarlık oldu da. Kitapeviolmadı. Çünkü vahşi kapitalizm buna izin vermedi.
Bugün Muğla’da küçük bir kitabevi açmak neredeyse imkânsız. Yapılır mı? Elbette yapılır. Ama yaşar mı? İşte orası muamma. Çünkü artık kitaplara ulaşmak kolaylaştı. İnternetten almak daha ucuz geliyor insanlara. Üç kuruş bile olsa, tasarruf etmek istiyorlar. Bu da anlaşılır bir durum elbette. Ama mesele sadece fiyat değil. Bir kitabevi, bir dükkândan fazlasıdır. Bir kültür merkezidir. Bir gelenektir. Bir yaşam biçimidir. Kitabevi aslında bir nevi eczanedir. Eczaneden aldığınız ilaçla bedeniniz iyileşir, kitabevinden aldığınız kitapla zihniniz.80 darbesi öncesinde kitapçılar popülerdi.
O dönemin gençliği okuyan, araştıran, sorgulayan bir kuşaktı. Bu yazıda amacım bugünün gençlerini yermek değil, sakın yanlış anlaşılmasın. Benim meselem sistemi eleştirmek. Kapitalizm büyüdü, serpildi ve kitaplara da el attı. Küçük kitabevlerinin yerini büyük zincirler aldı. İçeri girdiğinizde buram buram nostalji kokan o yerlerin yerini klimalı ama ruhsuz, cafcaflı ama yüzeysel büyük mağazalar doldurdu. Küçük bir kitabevine girdiğinizde geçmişi hissedersiniz. Tozlu raflardan bir kitap çektiğinizde bir nesli, bir hafızayı tutarsınız elinizde. Ama o büyük yerlerde…Orada emperyalizmin raflara dizilmiş hâlini görürsünüz.
Menteşe’de artık sayılı kitabevi kaldı. Bu meslek, ha öldü ha ölecek. Bir zamanlar o kitabevleri yazarları getirirdi. İnsanlar gelir, kitaplarını imzalatır, onlarla sohbet ederdi. Yıllar önce Osman Pamukoğlu’nun geldiği bir etkinlik vardı. Halkla iç içeydi. İnsanlar sorular sordu, cevaplar aldı, aydınlandı. Kapitalizmin devleri bunu yapmaz. Onlar için önemli olan maliyettir, kâr oranıdır. Hikâye satmaz, rakam satar. Ama unutmayın, kitap almak bir tercihtir. Nereden aldığınız da bir duruştur.
Evet, kitap okumak güzel. Ama lütfen o kitabı küçük bir kitabevinden alın. Çünkü bu bir gelenektir ve gelenekler yaşatılmadıkça kaybolur. Bu düzeni, bu sistematik yalnızlaştırmayı, bu kültürel kıyımı değiştirmek mümkün. Ama bunun yolu düşünmekten, okumaktan, yazmaktan geçer. Küçük bir kitabeviyle başlayan bir yolculuk, koskoca bir kültürel direnişe dönüşebilir. Bu bir hayaldir belki ama her şey önce bir hayalle başlar.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.