whatsapp

Aman petrol!

ANALİZ 05.05.2019 - 02:35, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Aman petrol!

Petrol, Uluslara Bahşedilmiş Bir Nimet midir Yoksa Kara Bir Lanet mi? Norveç gibi petrol ihracatçısı ülkelere bakıldığında sorunun ilk kısmı doğru görünürken, OPEC üyesi Arap ülkelerinde ikinci kısım doğru gibi görünür. Petrol endüstrisi, sermaye yoğun bir sektördür. Dolayısıyla iş yaratma kabiliyeti de buna mukabil kısıtlıdır Yani ekonomileri yüksek oranda petrole yaslanan ve tarım, sanayi ve hizmet sektörleri gelişmemiş ülkelerde işsizliğin yüksek olması kadar normal bir durum olamaz. Nitekim petrolün sağladığı fon girişi çok yüksek olduğu için büyüme yani gayri safi yurt içi hâsıla artışı yanlı olur. Diğer bir deyişle gelir eşitsizliğini artırıcı nitelikte gerçekleşir. Petrol kartelleri ve zenginler yükselirken alt tabaka giderek fakirleşir. Tabi, otokratik sistemle yönetilen ülkelerde devleti yönetenler de bu gelirlerle büyük bir güce hâkim olur. Dolayısıyla, vatandaştan elde edilecek vergi gelirlerine de ihtiyacı olmayan devlet yönetimi, halka ve halkın sorunlarına duyarsızlaşır. Nitekim bu durumun en somut örneklerinden biri şu anda Venezuela’da yaşanmaktadır. Petrol ihraç eden Arap ülkelerinin ekonomileri petrol gelirleri üzerine inşa edilmiştir. 2014 yılı verilerine göre, petrol gelirlerinin devletin toplam mali gelirlerine oranı Arap ülkelerinde ortalama 77. Yemen’de 47 olan oran örneğin Irak’ta 94 olabiliyor. Yine bu ülkelerin ihracat kompozisyonlarına baktığımızda, birleşik Arap emirlikleri haricinde hepsinin toplam ihracatlarının en az 60'ını petrol ihracatının oluşturduğunu görürüz. Yine en uç örneklerden birisi ama belirtmekte fayda var: Venezuela’nın ihracatının 98'i petrolden ibaret. Gelirlerinin büyük kısmını petrolden elde eden devletlerde zaman zaman büyük bütçe açıkları gerçekleşir. Bunun sebebi sürekli dalgalanan petrol fiyatlarıdır. Varili 120 dolar olan petrol fiyatı ertesi sene 40 dolar olabilir. Dolayısıyla bütçe gelirlerini yüksek petrol fiyatlarına endeksleyerek hesaplayan ve buna göre yatırım yapan ülkelerde petrol fiyatlarının düşmesi yıkıcı bir etki yapar. İşin sonunda ya yatırımlar yarım kalır ya da IMF’ye başvuruda bulunulur. Genellikle döngü, başarısız ve fazla yatırım petrol fiyatlarının düşmesi - bütçe açığı harcamaların kısılması ve vergilerin artırılması - hane halkının gelirinin düşmesi şeklinde devam eder. Zaten esasen tasarruf fazlası olan ülkelerde varlık fonlarının kurulması da bu sebepledir. Petrolden elde edilen gelirin arttığı dönemlerde, paranın çarçur edilmemesi ve gelecek nesillere bu fonların aktarılabilmesidir esas amaç. 

Petrol, Uluslara Bahşedilmiş Bir Nimet midir Yoksa Kara Bir Lanet mi?

Norveç gibi petrol ihracatçısı ülkelere bakıldığında sorunun ilk kısmı doğru görünürken, OPEC üyesi Arap ülkelerinde ikinci kısım doğru gibi görünür.

Petrol endüstrisi, sermaye yoğun bir sektördür. Dolayısıyla iş yaratma kabiliyeti de buna mukabil kısıtlıdır

Yani ekonomileri yüksek oranda petrole yaslanan ve tarım, sanayi ve hizmet sektörleri gelişmemiş ülkelerde işsizliğin yüksek olması kadar normal bir durum olamaz. Nitekim petrolün sağladığı fon girişi çok yüksek olduğu için büyüme yani gayri safi yurt içi hâsıla artışı yanlı olur. Diğer bir deyişle gelir eşitsizliğini artırıcı nitelikte gerçekleşir. Petrol kartelleri ve zenginler yükselirken alt tabaka giderek fakirleşir. Tabi, otokratik sistemle yönetilen ülkelerde devleti yönetenler de bu gelirlerle büyük bir güce hâkim olur. Dolayısıyla, vatandaştan elde edilecek vergi gelirlerine de ihtiyacı olmayan devlet yönetimi, halka ve halkın sorunlarına duyarsızlaşır. Nitekim bu durumun en somut örneklerinden biri şu anda Venezuela’da yaşanmaktadır.

Petrol ihraç eden Arap ülkelerinin ekonomileri petrol gelirleri üzerine inşa edilmiştir. 2014 yılı verilerine göre, petrol gelirlerinin devletin toplam mali gelirlerine oranı Arap ülkelerinde ortalama 77. Yemen’de 47 olan oran örneğin Irak’ta 94 olabiliyor. Yine bu ülkelerin ihracat kompozisyonlarına baktığımızda, birleşik Arap emirlikleri haricinde hepsinin toplam ihracatlarının en az 60'ını petrol ihracatının oluşturduğunu görürüz. Yine en uç örneklerden birisi ama belirtmekte fayda var: Venezuela’nın ihracatının 98'i petrolden ibaret.

Gelirlerinin büyük kısmını petrolden elde eden devletlerde zaman zaman büyük bütçe açıkları gerçekleşir. Bunun sebebi sürekli dalgalanan petrol fiyatlarıdır. Varili 120 dolar olan petrol fiyatı ertesi sene 40 dolar olabilir. Dolayısıyla bütçe gelirlerini yüksek petrol fiyatlarına endeksleyerek hesaplayan ve buna göre yatırım yapan ülkelerde petrol fiyatlarının düşmesi yıkıcı bir etki yapar. İşin sonunda ya yatırımlar yarım kalır ya da IMF’ye başvuruda bulunulur.

Genellikle döngü, başarısız ve fazla yatırım petrol fiyatlarının düşmesi - bütçe açığı harcamaların kısılması ve vergilerin artırılması - hane halkının gelirinin düşmesi şeklinde devam eder. Zaten esasen tasarruf fazlası olan ülkelerde varlık fonlarının kurulması da bu sebepledir. Petrolden elde edilen gelirin arttığı dönemlerde, paranın çarçur edilmemesi ve gelecek nesillere bu fonların aktarılabilmesidir esas amaç. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.