whatsapp

Deprem stres bozukluğuna yol açabilir

SAĞLIK (SG) - Seydişehir Gündem | 07.02.2023 - 12:46, Güncelleme: 07.02.2023 - 12:46
 

Deprem stres bozukluğuna yol açabilir

İAU VM Medical Park Florya Hastanesi’nden Psikiyatrist Prof. Dr. Umut Mert Aksoy, depremin öngörülemez olduğu için ruh sağlığı açısından travmatik bir deneyim olduğunu söyleyerek uzun vadede depremin stres bozukluğu oluşumuna neden olabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Aksoy, “Sağ kalım suçluluğu, bu alanda çalışan ruh sağlığı çalışanlarınca uzun süre öncesinde tanımlanmıştır. Sağ kalım suçluluğu felaketi beraber yaşadığımız ama kaybettiğimiz yakınlarımıza karşı duyduğumuz bir yas tepkisinin devamıdır. Deprem gibi öngörülmez ve yıkıcı etkisi büyük olan doğal afetlerden sonra, her şeyini yitiren insanlarda yaşama karşı bir anlamsızlık duygusu oluşur. Ayrıca bu gibi durumlardan sonra toplumsal psikoloji de oldukça olumsuz etkilenecektir. Yoğun bir öfke, yaşananlara karşı çaresizlik duygusu bu duruma egemen olur” şeklinde konuştu. DEPREM KORKUSU NEDİR? Prof. Dr. Aksoy, “Deprem korkusunun önüne davranışçı terapiler ve ilaç tedavisi ile baş edilebilir. Çocukların göçük altında kalan kişilerin görüntülerinden uzak tutulmalı ve bu görüntülere maruz bırakılmamalıdırlar. Bu görüntüler, bu travmayı yaşamayan kişilerde dahi travma benzeri bir etki oluşturabilir” dedi. KONUŞMAKTAN KAÇMAYIN Prof. Dr. Aksoy, “Deprem yaşamış kişilerde tüm bu belirtilerin görülmesi olağandır. Ancak bu yakınmalar azalmıyorsa, yaşamınızı güçleştiriyorsa, baş etmede zorlanıyorsanız, bölgedeki size yardımcı olmaya hazır ruh sağlığı uzmanlarına ya da ruh sağlığı uzmanı bulunan sağlık merkezlerine başvurmalısınız” şeklinde konuştu. Dr. Aksoy, “Çocuklar çevresinde olup bitenleri algılayamayabilir. Konuşmama ya da duygusal tepkilerinde azalma, donukluk, dalgınlık gözlenebilir. Bunun tam tersine, olaya ilgisiz davranma, oyun oynama, şarkı söyleme gibi davranışlar görülebilir. Çocuklar için her iki tür tepki de olası ve doğaldır. Ayrıca çocuklar, deprem sırasında ve sonrasında olanları hatırlamayabilir, yalnız kalmaktan, kapalı yerlerden, karanlıktan korkabilir, uykusuzluk, korkulu rüyalar görme, ani seslerden irkilme olabileceği gibi bulantı, karın ve baş ağrısı, sık tuvalete gitme, iştahsızlık görülebilir. Bu nedenle çocuklara yardımcı olabilmenin ilk koşulu ailenin duruma hâkim, sakin, güven verici, tutarlı bir tutum içinde olmasıdır. Aileler, çocuklarını yanlarından uzaklaştırmamalı, beslenme, barınma, ilgi gereksinimlerini doğrudan karşılamalı. Çocuklarınızın sizin yakınlığınıza her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu unutmayın. Bu yakınlığı da aşırı bir koruyuculuğa dönüştürmeden sürdürmelisiniz.” ÇOCUKLARA NE YAPMALARI KONUSUNDA BİLGİ VERİN Deprem sırasında ve sonrasında yaşadıklarını anlatması yönünde çocuklara destek verilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Aksoy, “Çocuklarınızı yaşadıklarını anlatmaya yüreklendirin. Korku, kızgınlık gibi duygularını ifade etmelerine izin verin hatta teşvik edin, ağlamalarını önlemeyin, tekrarlayan sorularına yanıt verin. Yaşadıklarının son derece doğal olduğunu, bir hastalık olmadığını anlatın. Çocuklarınızı rahatlatmak için ‘geçti” ya da “bir şey olmaz’ demek yerine, olası depremlerde yapması gerekenler konusunda bilgi verin. Çocuklarınızın yanında depremle ilgili konuları konuşmaktan kaçınmayın” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
İAU VM Medical Park Florya Hastanesi’nden Psikiyatrist Prof. Dr. Umut Mert Aksoy, depremin öngörülemez olduğu için ruh sağlığı açısından travmatik bir deneyim olduğunu söyleyerek uzun vadede depremin stres bozukluğu oluşumuna neden olabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Aksoy, “Sağ kalım suçluluğu, bu alanda çalışan ruh sağlığı çalışanlarınca uzun süre öncesinde tanımlanmıştır. Sağ kalım suçluluğu felaketi beraber yaşadığımız ama kaybettiğimiz yakınlarımıza karşı duyduğumuz bir yas tepkisinin devamıdır. Deprem gibi öngörülmez ve yıkıcı etkisi büyük olan doğal afetlerden sonra, her şeyini yitiren insanlarda yaşama karşı bir anlamsızlık duygusu oluşur. Ayrıca bu gibi durumlardan sonra toplumsal psikoloji de oldukça olumsuz etkilenecektir. Yoğun bir öfke, yaşananlara karşı çaresizlik duygusu bu duruma egemen olur” şeklinde konuştu.

DEPREM KORKUSU NEDİR?

Prof. Dr. Aksoy, “Deprem korkusunun önüne davranışçı terapiler ve ilaç tedavisi ile baş edilebilir. Çocukların göçük altında kalan kişilerin görüntülerinden uzak tutulmalı ve bu görüntülere maruz bırakılmamalıdırlar. Bu görüntüler, bu travmayı yaşamayan kişilerde dahi travma benzeri bir etki oluşturabilir” dedi.

KONUŞMAKTAN KAÇMAYIN

Prof. Dr. Aksoy, “Deprem yaşamış kişilerde tüm bu belirtilerin görülmesi olağandır. Ancak bu yakınmalar azalmıyorsa, yaşamınızı güçleştiriyorsa, baş etmede zorlanıyorsanız, bölgedeki size yardımcı olmaya hazır ruh sağlığı uzmanlarına ya da ruh sağlığı uzmanı bulunan sağlık merkezlerine başvurmalısınız” şeklinde konuştu.

Dr. Aksoy, “Çocuklar çevresinde olup bitenleri algılayamayabilir. Konuşmama ya da duygusal tepkilerinde azalma, donukluk, dalgınlık gözlenebilir. Bunun tam tersine, olaya ilgisiz davranma, oyun oynama, şarkı söyleme gibi davranışlar görülebilir. Çocuklar için her iki tür tepki de olası ve doğaldır.

Ayrıca çocuklar, deprem sırasında ve sonrasında olanları hatırlamayabilir, yalnız kalmaktan, kapalı yerlerden, karanlıktan korkabilir, uykusuzluk, korkulu rüyalar görme, ani seslerden irkilme olabileceği gibi bulantı, karın ve baş ağrısı, sık tuvalete gitme, iştahsızlık görülebilir. Bu nedenle çocuklara yardımcı olabilmenin ilk koşulu ailenin duruma hâkim, sakin, güven verici, tutarlı bir tutum içinde olmasıdır. Aileler, çocuklarını yanlarından uzaklaştırmamalı, beslenme, barınma, ilgi gereksinimlerini doğrudan karşılamalı. Çocuklarınızın sizin yakınlığınıza her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu unutmayın. Bu yakınlığı da aşırı bir koruyuculuğa dönüştürmeden sürdürmelisiniz.”

ÇOCUKLARA NE YAPMALARI KONUSUNDA BİLGİ VERİN

Deprem sırasında ve sonrasında yaşadıklarını anlatması yönünde çocuklara destek verilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Aksoy, “Çocuklarınızı yaşadıklarını anlatmaya yüreklendirin. Korku, kızgınlık gibi duygularını ifade etmelerine izin verin hatta teşvik edin, ağlamalarını önlemeyin, tekrarlayan sorularına yanıt verin.

Yaşadıklarının son derece doğal olduğunu, bir hastalık olmadığını anlatın. Çocuklarınızı rahatlatmak için ‘geçti” ya da “bir şey olmaz’ demek yerine, olası depremlerde yapması gerekenler konusunda bilgi verin. Çocuklarınızın yanında depremle ilgili konuları konuşmaktan kaçınmayın” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.