whatsapp

Bu vatanı milli devrimle kurduk

ANALİZ 30.08.2021 - 00:08, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Bu vatanı milli devrimle kurduk

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını başlatmak üzere Samsun’a çıkışı ile 30 Ağustos Büyük Zaferi arasında üç yıl vardır. O üç yıl Kurtuluş Savaşının siyasi ve askeri örgütlenmesini, halk kitleleri ile bütünleşmesini, siyasi erki doğrudan halk kitlelerine yaslayan demokratik dönüşümleri ve uluslararası alanda Milli Devrimin kendisini kabul ettirmesini sağlayan olaylarla doludur. Bu kadar kısa bir zaman içinde bunları başarmak bir mucizedir. Atatürk’ün önderliğindeki devrimci halk ve onun içinden çıkan milli ordu olmasaydı, 600 yıllık Osmanlı devleti, Ankara bozkırının çevresindeki bir-iki vilayete sıkıştırılmış bir kukla devlet olacaktı. Bu vatanı milli devrimle kurduk. Sadece o kadarla da kalmadık, yenilmiş/yıkık feodal Osmanlı’nın bağrından tam bağımsız, belli başlı demokratik dönüşümlerini gerçekleştirmiş, pırıl pırıl bir laik cumhuriyet çıkartmayı da başardık. İslam dünyasında ilkti. Diyanet, 30 Ağustos temalı Cuma hutbesinde, milli kurtuluş savaşımızı organize eden, başlatan, 30 Ağustos’ta emperyallere kesin darbeyi indiren milli ordunun Başkumandanının/Atatürk’ün adını anmadı! Bunu anlıyoruz, ama kabul etmiyoruz. Osmanlıcı siyasi İslamcılar, fikri doğaları gereği, laisizme karşıdırlar. Her yıl milli bayramları metazori kutlarlar, ama Osmanlının içinden laik bir devlet çıkaran Atatürk’e hınçlarını da edilgen tepkilerle dile getirirler. Bu yıl da yaşadık bunu. Üzücüdür, ama çok önemsememek gerekir: Laik Türkiye Cumhuriyeti 99 yıldır dimdik ayakta. Onu kuran kişiyi tanısanız ne olur, tanımasanız ne olur? O, büyük ederiyle birlikte yaşıyor ve yaşayacak… Büyük Zaferi kutluyoruz.

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını başlatmak üzere Samsun’a çıkışı ile 30 Ağustos Büyük Zaferi arasında üç yıl vardır.

O üç yıl Kurtuluş Savaşının siyasi ve askeri örgütlenmesini, halk kitleleri ile bütünleşmesini, siyasi erki doğrudan halk kitlelerine yaslayan demokratik dönüşümleri ve uluslararası alanda Milli Devrimin kendisini kabul ettirmesini sağlayan olaylarla doludur.

Bu kadar kısa bir zaman içinde bunları başarmak bir mucizedir.

Atatürk’ün önderliğindeki devrimci halk ve onun içinden çıkan milli ordu olmasaydı, 600 yıllık Osmanlı devleti, Ankara bozkırının çevresindeki bir-iki vilayete sıkıştırılmış bir kukla devlet olacaktı.

Bu vatanı milli devrimle kurduk.

Sadece o kadarla da kalmadık, yenilmiş/yıkık feodal Osmanlı’nın bağrından tam bağımsız, belli başlı demokratik dönüşümlerini gerçekleştirmiş, pırıl pırıl bir laik cumhuriyet çıkartmayı da başardık.

İslam dünyasında ilkti.

Diyanet, 30 Ağustos temalı Cuma hutbesinde, milli kurtuluş savaşımızı organize eden, başlatan, 30 Ağustos’ta emperyallere kesin darbeyi indiren milli ordunun Başkumandanının/Atatürk’ün adını anmadı!

Bunu anlıyoruz, ama kabul etmiyoruz.

Osmanlıcı siyasi İslamcılar, fikri doğaları gereği, laisizme karşıdırlar. Her yıl milli bayramları metazori kutlarlar, ama Osmanlının içinden laik bir devlet çıkaran Atatürk’e hınçlarını da edilgen tepkilerle dile getirirler.

Bu yıl da yaşadık bunu.

Üzücüdür, ama çok önemsememek gerekir:

Laik Türkiye Cumhuriyeti 99 yıldır dimdik ayakta. Onu kuran kişiyi tanısanız ne olur, tanımasanız ne olur? O, büyük ederiyle birlikte yaşıyor ve yaşayacak…

Büyük Zaferi kutluyoruz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.