whatsapp
Enver Haykır
Köşe Yazarı
Enver Haykır
 

8 Mart bir mücadele günüdür

Yunan demokrasisinde kadınların oy hakkı bulunmuyordu. Atina demokrasisinde kadınlar, kölelerle birlikte, “yurttaş” sayılmıyorlardı… İngiltere’de kadınlara oy hakkı, Atatürk Türkiye’sinden sonra verildi. Bizde kadınlar yurttaşlık haklarına 1926 tarihli Medeni Kanun’la kavuşmuşlardır. Kadınlar yasalar karşısında erkeklerde eşit birey haline gelmek için yüzyıllar süren mücadeleler verdiler. Buna karşılık, bugün bile örneğin İslam devletlerinde kadın hala erkeğe tabidir ve yasal hakları sınırlıdır. Kur’an ve dinsel inançlar hükmüne dayandırılmaktadır. Türkiye’de de bu hükmün uygulanması, Osmanlı döneminde olduğu gibi kadının sadece “evinin kadını” olmasını bugün dahi isteyenler var. Anayasamızdaki laiklik ilkesine karşı çıkanlar… Her 8 Mart dünya kadınlar gününde sanki yeni bir şeymiş gibi sadece kadın cinayetlerini öne çıkartıyorlar. Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal yaşam içindeki pozisyonlarına pek değinen olmuyor. Diyeceğim o dur ki kadın sorunu sadece cinayetlerden ibaret değildir. Birçok kesim bugün hala cılız gösteriler düzenleyerek kadın hakları sorunun saptırılmasına göz yumup üzerinin örtülmesini istemektedir. 8 Mart bir mücadele günüdür. Eşit işe eşit ücret sloganında ilk ifadesini bulur. 8 Mart, tarihte kalmış bir mücadele günü değildir, günceldir. Geleceğin yaşamıdır. Çünkü kadın ayrımcılığı, ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamda hala sürüyor. Özellikle emekçi kadınların hakları bugün de kâğıt üzerinde kalıyor. Kadın cinayetleri toplumsal bir yaradır. Yaranın gitgide daha çok kanamasında kadın-erkek eşitliğini sindirememiş sosyal ve siyasal gericiliğin de çok önemli rolü vardır. Kadın cinayetlerini asgariye indirmenin yolu, demokrasimizin kalitesi ile kültür düzeyimizin yükselmesine bağlıdır. Bu aynı zamanda, kadının öteki alanlardaki mağduriyetini ortadan kaldıracak bir çözümdür de. Kadın sorunu, bunların tümünü içine alan bir bütündür. Mücadelenin birlikte yürütülmesi gerekir. Son bir hatırlatma; İktidar yanlılarının İstanbul sözleşmesinden çekilmesi. Büyük bir hatadır. Bu olaylar dünyayla entegrelidir. Demokrasinin güçlenmesi, insan hakları ve özgürlükler ekonomik yaşamların gelişmesi bu sözleşmeye bağlı gelişmiş ülkelerle mümkün olacaktır.
Ekleme Tarihi: 05 Mart 2022 - Cumartesi

8 Mart bir mücadele günüdür

Yunan demokrasisinde kadınların oy hakkı bulunmuyordu.

Atina demokrasisinde kadınlar, kölelerle birlikte, “yurttaş” sayılmıyorlardı…

İngiltere’de kadınlara oy hakkı, Atatürk Türkiye’sinden sonra verildi. Bizde kadınlar yurttaşlık haklarına 1926 tarihli Medeni Kanun’la kavuşmuşlardır.

Kadınlar yasalar karşısında erkeklerde eşit birey haline gelmek için yüzyıllar süren mücadeleler verdiler.

Buna karşılık, bugün bile örneğin İslam devletlerinde kadın hala erkeğe tabidir ve yasal hakları sınırlıdır. Kur’an ve dinsel inançlar hükmüne dayandırılmaktadır.

Türkiye’de de bu hükmün uygulanması, Osmanlı döneminde olduğu gibi kadının sadece “evinin kadını” olmasını bugün dahi isteyenler var. Anayasamızdaki laiklik ilkesine karşı çıkanlar…

Her 8 Mart dünya kadınlar gününde sanki yeni bir şeymiş gibi sadece kadın cinayetlerini öne çıkartıyorlar. Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal yaşam içindeki pozisyonlarına pek değinen olmuyor.

Diyeceğim o dur ki kadın sorunu sadece cinayetlerden ibaret değildir.

Birçok kesim bugün hala cılız gösteriler düzenleyerek kadın hakları sorunun saptırılmasına göz yumup üzerinin örtülmesini istemektedir.

8 Mart bir mücadele günüdür. Eşit işe eşit ücret sloganında ilk ifadesini bulur.

8 Mart, tarihte kalmış bir mücadele günü değildir, günceldir. Geleceğin yaşamıdır.

Çünkü kadın ayrımcılığı, ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamda hala sürüyor. Özellikle emekçi kadınların hakları bugün de kâğıt üzerinde kalıyor.

Kadın cinayetleri toplumsal bir yaradır. Yaranın gitgide daha çok kanamasında kadın-erkek eşitliğini sindirememiş sosyal ve siyasal gericiliğin de çok önemli rolü vardır.

Kadın cinayetlerini asgariye indirmenin yolu, demokrasimizin kalitesi ile kültür düzeyimizin yükselmesine bağlıdır.

Bu aynı zamanda, kadının öteki alanlardaki mağduriyetini ortadan kaldıracak bir çözümdür de.

Kadın sorunu, bunların tümünü içine alan bir bütündür. Mücadelenin birlikte yürütülmesi gerekir.

Son bir hatırlatma; İktidar yanlılarının İstanbul sözleşmesinden çekilmesi. Büyük bir hatadır. Bu olaylar dünyayla entegrelidir. Demokrasinin güçlenmesi, insan hakları ve özgürlükler ekonomik yaşamların gelişmesi bu sözleşmeye bağlı gelişmiş ülkelerle mümkün olacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.