whatsapp
Mehmet Kiraz
Köşe Yazarı
Mehmet Kiraz
 

Siyasal hafızamız

1950'den 1980 darbesine kadar iki kutuplu dünyada Türkiye’de kıblesi emperyalist güçler olan Batı orijinli sağ ve sol iktidarların sığ kavgalarının bedelini hep gençler, muhalifler, aydınlar ödedi. 80 darbesinden sonra yeşil kuşak projeleri Amerikan Emperyalizminin ordu eliyle temelleri atılırken bu ülkenin Devrimcileri, yurtseverleri ve eğitimli kadrolarının üzerinden silindir gibi geçerken hadım edilmiş badem bıyıklı abdestli kapitalist kimliği olan itaatkâr, kaderci, sorgulamayan yeni bir gençlik ve toplumsal taban oluşturuldu. Bilinçli olarak devlet hegemonyasını elinde bulunduran ordu ve beyaz Türkler dediğimiz sermaye dönemsel gücü elinde tutabilmek adına seküler kisveler altında tüm toplumsal tabanı konsolide edebilmek için terör, tarikat, cemaat siyaset gibi argümanları hem kullanıp hemde bunlar üzerinden sosyal yaşamı baskıladı. Bu baskıların ve sermayenin yönlendirmesi, ulusalcı dedigimiz şekilcilikten öteye geçemeyen devletçi, statükocu CHP hep kuruluş dönemindeki tramvalardan kaynaklı sermaye ve ordunun yanında durdu. 28 Şubatta Erbakan üzerinden devlet eliyle palazlanan İslamcı siyasete müdahale ederek yeni bir siyasi yol haritası çizip devlet güdümlü sermayeye hizmet edebilecek yeni bir partinin önünü açıp AKP'yi kurdurdu. AKP özünde hiç bir zaman demokrat,  seküler, insan hakları temelli olmasada sıkışan siyasette bunları kullanarak iktidara getirildi. Beyaz Türkler dediğimiz sermaye ve ordu hem radikal İslamcı korkuları bertaraf etmiş olduğunu hemde orta-Doğu’da tarihsel miras hayaliyle iştahlandığını gördük. Hâlbuki Batı kapitalizmiyle hep satıcı değil alıcı konumunda olan sermaye ve ordu kendi çıkarını koruma lüksüne düşerken dünyada ve Türkiye’de İslamcılığın gelişim anatomisini gözden kaçırdı. Terbiye edilmiş İslamcı sermaye ve toplumsal tabanı uzun soluklu, çatışmasız bir örgütlenme modeliyle dernek, parti,  cemaat,  tarikatlar üzerinden eğitimden sağlığa,  ticaretten sosyal yaşama yeni bir toplumsal taban ve sermaye birikimi oluştururken iktidar olmanın verdiği öz güvenle dönemsel kendi aralarında rant kavgalarına girip darbe aşamalarına kadar getirseler de iktidarda gücü elinde bulunduran AKP derin güç ulusalcılarında yardımıyla bertaraf edip diğer İslamcı yapıları kontrolü altına almıştır. Bugün her şeyiyle egemen olan sermaye ve abdestli Kapitalizm 20 yıldır toplumsal katmanlara 1950 yılından 2000'li yıllara kadar uyguladığı politikaları harfiyen uygulamış, bedelini hep fakir emekçiler ödemiştir. Toplumsal muhalefeti medya, yargı, eğitim kurumları, din ve parayla terbiye etmeye kalkan AKP 20 yıldır uyguladığı politikalarla yüzde 30 kesimi çok politize etsede yeni yetişen özgür birey temelli, sosyal medya ile dünyayı yakın takip eden gençliği okullarda baskılamaya dindarlaşmaya çalışsa da orta-doğudan getirdiği ucuz iş gücü, gelecek kaygısı, seküler yaşam konforu 20 milyon yeni AKP karşıtı bir muhalefeti yarattı. Bugün seçimlerde CHP'nin başarısı CHP'nin çok abartılı başarısı değil yeni kuşağın gelecek kaygısı ve emeklilerin seçim boykotudur.  Burada yapılması gereken tek şey küçük, samimi, emekten, halktan yana dokunuşlar. 1989 kazanımlarını küçük çıkarcı siyasetle kaybetmenin nedenleri üzerinden yeni çağdaş özgürlükçü, adil yerel yönetimler oluşturursak 2028 Türkiye’de yeni bir çağın başlangıcı olur.
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2024 - Çarşamba

Siyasal hafızamız

1950'den 1980 darbesine kadar iki kutuplu dünyada Türkiye’de kıblesi emperyalist güçler olan Batı orijinli sağ ve sol iktidarların sığ kavgalarının bedelini hep gençler, muhalifler, aydınlar ödedi.

80 darbesinden sonra yeşil kuşak projeleri Amerikan Emperyalizminin ordu eliyle temelleri atılırken bu ülkenin Devrimcileri, yurtseverleri ve eğitimli kadrolarının üzerinden silindir gibi geçerken hadım edilmiş badem bıyıklı abdestli kapitalist kimliği olan itaatkâr, kaderci, sorgulamayan yeni bir gençlik ve toplumsal taban oluşturuldu.

Bilinçli olarak devlet hegemonyasını elinde bulunduran ordu ve beyaz Türkler dediğimiz sermaye dönemsel gücü elinde tutabilmek adına seküler kisveler altında tüm toplumsal tabanı konsolide edebilmek için terör, tarikat, cemaat siyaset gibi argümanları hem kullanıp hemde bunlar üzerinden sosyal yaşamı baskıladı. Bu baskıların ve sermayenin yönlendirmesi, ulusalcı dedigimiz şekilcilikten öteye geçemeyen devletçi, statükocu CHP hep kuruluş dönemindeki tramvalardan kaynaklı sermaye ve ordunun yanında durdu.

28 Şubatta Erbakan üzerinden devlet eliyle palazlanan İslamcı siyasete müdahale ederek yeni bir siyasi yol haritası çizip devlet güdümlü sermayeye hizmet edebilecek yeni bir partinin önünü açıp AKP'yi kurdurdu. AKP özünde hiç bir zaman demokrat,  seküler, insan hakları temelli olmasada sıkışan siyasette bunları kullanarak iktidara getirildi. Beyaz Türkler dediğimiz sermaye ve ordu hem radikal İslamcı korkuları bertaraf etmiş olduğunu hemde orta-Doğu’da tarihsel miras hayaliyle iştahlandığını gördük. Hâlbuki Batı kapitalizmiyle hep satıcı değil alıcı konumunda olan sermaye ve ordu kendi çıkarını koruma lüksüne düşerken dünyada ve Türkiye’de İslamcılığın gelişim anatomisini gözden kaçırdı.

Terbiye edilmiş İslamcı sermaye ve toplumsal tabanı uzun soluklu, çatışmasız bir örgütlenme modeliyle dernek, parti,  cemaat,  tarikatlar üzerinden eğitimden sağlığa,  ticaretten sosyal yaşama yeni bir toplumsal taban ve sermaye birikimi oluştururken iktidar olmanın verdiği öz güvenle dönemsel kendi aralarında rant kavgalarına girip darbe aşamalarına kadar getirseler de iktidarda gücü elinde bulunduran AKP derin güç ulusalcılarında yardımıyla bertaraf edip diğer İslamcı yapıları kontrolü altına almıştır.

Bugün her şeyiyle egemen olan sermaye ve abdestli Kapitalizm 20 yıldır toplumsal katmanlara 1950 yılından 2000'li yıllara kadar uyguladığı politikaları harfiyen uygulamış, bedelini hep fakir emekçiler ödemiştir.

Toplumsal muhalefeti medya, yargı, eğitim kurumları, din ve parayla terbiye etmeye kalkan AKP 20 yıldır uyguladığı politikalarla yüzde 30 kesimi çok politize etsede yeni yetişen özgür birey temelli, sosyal medya ile dünyayı yakın takip eden gençliği okullarda baskılamaya dindarlaşmaya çalışsa da orta-doğudan getirdiği ucuz iş gücü, gelecek kaygısı, seküler yaşam konforu 20 milyon yeni AKP karşıtı bir muhalefeti yarattı.

Bugün seçimlerde CHP'nin başarısı CHP'nin çok abartılı başarısı değil yeni kuşağın gelecek kaygısı ve emeklilerin seçim boykotudur. 

Burada yapılması gereken tek şey küçük, samimi, emekten, halktan yana dokunuşlar. 1989 kazanımlarını küçük çıkarcı siyasetle kaybetmenin nedenleri üzerinden yeni çağdaş özgürlükçü, adil yerel yönetimler oluşturursak 2028 Türkiye’de yeni bir çağın başlangıcı olur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.