whatsapp

MÜSİAD; Seydişehir-Beyşehir birlikte il olur!

SİVİL TOPLUM (SG) - Seydişehir Gündem | 17.06.2023 - 23:19, Güncelleme: 17.06.2023 - 23:19
 

MÜSİAD; Seydişehir-Beyşehir birlikte il olur!

10 ilçe, 228.683 nüfusu, 9.967 kilometrekare yüzölçümü, 3 fakülte 8 farklı bölüm, 7 meslek yüksekokulu, 1 yüksekokulu ile Konya’yı savunma ihracatında 3.sıraya taşıyan silah sanayii ve Türkiye’nin en büyük birincil alüminyum üretiminin yapıldığı, büyük SEYDİBEY Ekonomik ve Sosyal Havzası il olmadır. İl merkezi de Seydişehir ve Beyşehir arasında planlanmalıdır.
Kalkınma bir bölgenin sadece ekonomik olarak gelişmiş olması ile ifade edilemez. Kalkınmadan bahsederken, ekonomik refah payının artışına paralel olarak, eğitim, kültür, sanat, spor gibi sosyal hayatın olmazsa olmazlarının da yükselişinden söz edebilmeliyiz. Dolayısı ile bürokratik ve siyasi gücün varlığı olmadan kalkınmanın gerçekleşemeyeceğini artık görmemiz gerekiyor. İş adamları olarak ülkemizde, bölgemizden çok daha küçük ve gelişemeyen iller olduğunu gözlemliyor, bir bölgenin kalkınmasının sadece vilayet olmasından geçtiği gibi bir hayale kapılmıyoruz. Ancak; var olan potansiyelimizi daha da ileri seviyeye yükseltmek için yeterli siyasi ve bürokratik destek alamadığımız gerçeğini de ASLA GÖRMEMEZLİKTEN gelemeyiz. Bu anlamda bölgemizin, ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğini düşünen bir vizyon ile hareket etmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Maalesef, son milletvekili seçimlerinde gördüğümüz gibi, Türkiye’nin silah sanayiinin başkenti haline gelen Beyşehir gibi ve Türkiye’nin alüminyum başkenti olan Seydişehir gibi önemli iki ilçeye, bölgede yetişmiş, bölgeyi ve sorunlarını dert edecek birer milletvekili bile verilmemiştir. Bu ahval haliyle bölgemiz, Konya siyaseti ve bürokrasisinin gölgesinde kalacak, zaman ve imkân bulamadıkları için üvey evlat muamelesi görecek, göstermelik destek ve projelerle yılları kaybedilecek kadar değersiz küçük bir bölge değildir. Türkiye seçim atmosferinden çıktığı için ve artık politik bir malzeme yapılmayacağı için, bölge halkı, kanaat önderleri, siyasetçileri ve iş adamları olarak, artık bölgemizin geleceğini ilgilendiren konuları hassasiyetle, ciddiyetle ve bütün samimiyetimizle politik bir duruş sergilemeden takip etmeliyiz. Konya, coğrafi olarak Türkiye’nin en büyük şehridir. Sosyolojik, ekonomik ve diğer göstergeler de dikkate alındığında bu kadar büyük bir coğrafyaya yayılmış 31 ilçenin de artık sadece Konya’dan yönetilemeyecek kadar büyük olduğu aşikârdır. Ankara’nın bu gerçeği artık görmesi gerekmektedir. Çektiğimiz sıkıntılar, mevcut Konya siyasetçileri ve bürokratları ile ilgili olmayıp, basın açıklamamız onları hedef gösteren bir gayeyi taşımamaktadır. Aksine, onların yükünü hafifletecek, bölgemizin bu yükü paylaşacak irade, güç ve birikime sahip olduğunu deklare etmektir. Bu minvalde hem Ankara hem Konya siyaset ve bürokrasisinden de samimi desteklerini bekliyoruz.  Potansiyeli, sorunları ve coğrafi büyüklüğü açısından, Konya siyaset ve bürokrasisine kimler yön verirse versin, taşra ilçeleri hakkettiği ilgi ve değeri görmeyecek, arzu edilen yatırımları alamayacak, vizyon projeleri gerçekleştiremeyecektir. Bu gerçekler ışığında Konya gibi büyük bir şehirden sadece Ereğli’yi il olarak çıkarmak doğru ve yeterli değildir. Konya ve Antalya’yı birbirinden ayıran, 2 yıl önce haritasını paylaştığımız Toros dağları boyunca uzanan, sosyolojik olarak da güç ve kader birlikteliği yapması gereken taşra ilçelerinin de artık sadece kendileri ile ilgilenecek siyasi ve bürokratik güçlü bir il yapılanmasına ihtiyaçları vardır. Bölgemiz, organize sanayi ve diğer devlet teşviklerinde Konya’nın ilçeleri olarak Konya’nın gelişmişlik statüsü kapsamında değerlendirildiği için, yeterli ilgiyi görmediği gibi, bırakın pozitif ayrımcılık görmeyi; aksine, bu bağlamda büyük zarar görmektedir.  Aynı yatırım teşviklerine sahip Konya merkez dururken, bölgemize yatırımcı çekmek olağanüstü bir çabayı gerektirmektedir. Ayrıca kalkınmadan bahsedebilmek için bölgemizin mevcut potansiyelinin, ürettiklerinin, sahip olduğu değerlerin fotoğrafını güzel çekmeli, üretebileceklerine, artı değer oluşturabileceği alanlara odaklanmalıyız. Yukarıda belirtilen temel ilkeler çerçevesinde bölgemizin bir fotoğrafını çekecek olursak, Konya      -Antalya sınırında ki taşra ilçelerin hiç birisi, kendi başlarına, arzu edilen ve hayal edilen bir kalkınmayı başarabilecek imkân ve potansiyele sahip değildir. Ancak bölgesel çalışmalar yapılarak, el birliği ile bölgesel bir kalkınmadan bahsedebiliriz. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için sadece birkaç örnek verecek olursak; Turizmden bahsedecek isek, hiçbir ilçemiz tek başına bunun için yeterli potansiyele sahip değildir. Hangi tur firmasını Seydişehir, Beyşehir ya da diğer ilçelerde birkaç gün program yapması için ikna edebilirsiniz?  Ancak bütün taşra ilçelerinde ki ortak değerleri birleştirerek bir turizm destinasyonu oluşturabilirsiniz. O da büyük bir emek, çaba ve sabır ister. Tek bir ilçenin eğitim kalitesinin yükselmesinden bahsedemezsiniz. Ancak bölgedeki bütün meslek yüksekoulları ve fakültelerin tek bir çatı altında toplanması ile bölgemize kurulacak, Konya’dan bağımsız bir rektörlük ile ve uzun yıllar sonra bunu başarabilirsiniz. Tek bir ilçenin, sanatsal, kültürel ve spor faaliyetlerinin ulusal lige çıkmasından bahsedemezsiniz. Ancak güçlü bir siyasi ve bürokratik destek ile taşra ilçelerinin el birliği ile merdivenlerin basamaklarını tek tek çıkabilirsiniz. Hayatın bütün gerçekliklerini ve olağan akışını bizzat görenler, bütün yatırımlarını ve planlamalarını bu doğrultuda yapıp risk alarak üretim ve ticaret yapan insanlar, iş adamlarıdır. Başta Seydişehir ve Beyşehir olmak üzere bölgenin iş adamları bir araya gelerek, bölgesel kalkınmanın temellerini oluşturmak için 26 haziran 2021 tarihinde MÜSİAD Seydişehir’in ismini değiştirerek MÜSİAD SEYDİBEY ‘i kurmuşlar, 2030 SEYDİBEY vizyon planını açıklayarak, 6 temel madde ile birlikte bölgenin kalkınması için 20 maddelik bir eylem planı hazırlamışlardır. Bu hazırlık, devlet kurumlarının bilimsel değerlerle ortaya çıkardıkları mevcut tablo göz önünde bulundurularak, başta Seydişehir ve Beyşehir ticaret odası ve belediye başkanlarımız olmak üzere bölgede ki bütün STK’lar, siyasi kurum ve bürokratik temsilciler olmak üzere işadamları ile defalarca yapılan toplantılar neticesinde ortaya çıkmıştır.  Ancak bölge olarak, taşra ilçeleri muamelesi yapıldığı için, bırakın bölgenin uzun vadeli vizyon projelerini konuşup değerlendirmeyi, bırakın hızlı tren ve yük treninin akıbetini sormayı, henüz Seydişehir - Alacabel tüneli bile hizmete açılamamıştır.                     Bir ilden bahsedebilmemiz için birçok değer ve potansiyelin bir arya gelmesi gerekir. Paylaştığımız haritada ki ilçelerin kader birliği yapması için gereken sosyolojik, ekonomik, kültürel bütün enstrümanlar mevcuttur. 2 yıl önce hazırladığımız detaylı sunumu okuyarak, videoyu izleyip sosyal medyalarından paylaşarak gündem oluşturulmasını, kamuoyundan, kıymetli hemşerimizden, Stk ’ larımızın ve siyasi partilerimizin kıymetli başkanlarından, değerli gazetecilerimizden hassasiyetle rica ediyoruz.    MÜSİAD SEYDİBEY Şube Başkanı/ Yasir Dumlupınar
10 ilçe, 228.683 nüfusu, 9.967 kilometrekare yüzölçümü, 3 fakülte 8 farklı bölüm, 7 meslek yüksekokulu, 1 yüksekokulu ile Konya’yı savunma ihracatında 3.sıraya taşıyan silah sanayii ve Türkiye’nin en büyük birincil alüminyum üretiminin yapıldığı, büyük SEYDİBEY Ekonomik ve Sosyal Havzası il olmadır. İl merkezi de Seydişehir ve Beyşehir arasında planlanmalıdır.

Kalkınma bir bölgenin sadece ekonomik olarak gelişmiş olması ile ifade edilemez. Kalkınmadan bahsederken, ekonomik refah payının artışına paralel olarak, eğitim, kültür, sanat, spor gibi sosyal hayatın olmazsa olmazlarının da yükselişinden söz edebilmeliyiz. Dolayısı ile bürokratik ve siyasi gücün varlığı olmadan kalkınmanın gerçekleşemeyeceğini artık görmemiz gerekiyor.

İş adamları olarak ülkemizde, bölgemizden çok daha küçük ve gelişemeyen iller olduğunu gözlemliyor, bir bölgenin kalkınmasının sadece vilayet olmasından geçtiği gibi bir hayale kapılmıyoruz. Ancak; var olan potansiyelimizi daha da ileri seviyeye yükseltmek için yeterli siyasi ve bürokratik destek alamadığımız gerçeğini de ASLA GÖRMEMEZLİKTEN gelemeyiz. Bu anlamda bölgemizin, ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğini düşünen bir vizyon ile hareket etmek zorunda olduğumuzu biliyoruz.

Maalesef, son milletvekili seçimlerinde gördüğümüz gibi, Türkiye’nin silah sanayiinin başkenti haline gelen Beyşehir gibi ve Türkiye’nin alüminyum başkenti olan Seydişehir gibi önemli iki ilçeye, bölgede yetişmiş, bölgeyi ve sorunlarını dert edecek birer milletvekili bile verilmemiştir. Bu ahval haliyle bölgemiz, Konya siyaseti ve bürokrasisinin gölgesinde kalacak, zaman ve imkân bulamadıkları için üvey evlat muamelesi görecek, göstermelik destek ve projelerle yılları kaybedilecek kadar değersiz küçük bir bölge değildir.

Türkiye seçim atmosferinden çıktığı için ve artık politik bir malzeme yapılmayacağı için, bölge halkı, kanaat önderleri, siyasetçileri ve iş adamları olarak, artık bölgemizin geleceğini ilgilendiren konuları hassasiyetle, ciddiyetle ve bütün samimiyetimizle politik bir duruş sergilemeden takip etmeliyiz.

Konya, coğrafi olarak Türkiye’nin en büyük şehridir. Sosyolojik, ekonomik ve diğer göstergeler de dikkate alındığında bu kadar büyük bir coğrafyaya yayılmış 31 ilçenin de artık sadece Konya’dan yönetilemeyecek kadar büyük olduğu aşikârdır. Ankara’nın bu gerçeği artık görmesi gerekmektedir.

Çektiğimiz sıkıntılar, mevcut Konya siyasetçileri ve bürokratları ile ilgili olmayıp, basın açıklamamız onları hedef gösteren bir gayeyi taşımamaktadır. Aksine, onların yükünü hafifletecek, bölgemizin bu yükü paylaşacak irade, güç ve birikime sahip olduğunu deklare etmektir. Bu minvalde hem Ankara hem Konya siyaset ve bürokrasisinden de samimi desteklerini bekliyoruz.  Potansiyeli, sorunları ve coğrafi büyüklüğü açısından, Konya siyaset ve bürokrasisine kimler yön verirse versin, taşra ilçeleri hakkettiği ilgi ve değeri görmeyecek, arzu edilen yatırımları alamayacak, vizyon projeleri gerçekleştiremeyecektir.

Bu gerçekler ışığında Konya gibi büyük bir şehirden sadece Ereğli’yi il olarak çıkarmak doğru ve yeterli değildir. Konya ve Antalya’yı birbirinden ayıran, 2 yıl önce haritasını paylaştığımız Toros dağları boyunca uzanan, sosyolojik olarak da güç ve kader birlikteliği yapması gereken taşra ilçelerinin de artık sadece kendileri ile ilgilenecek siyasi ve bürokratik güçlü bir il yapılanmasına ihtiyaçları vardır.

Bölgemiz, organize sanayi ve diğer devlet teşviklerinde Konya’nın ilçeleri olarak Konya’nın gelişmişlik statüsü kapsamında değerlendirildiği için, yeterli ilgiyi görmediği gibi, bırakın pozitif ayrımcılık görmeyi; aksine, bu bağlamda büyük zarar görmektedir.  Aynı yatırım teşviklerine sahip Konya merkez dururken, bölgemize yatırımcı çekmek olağanüstü bir çabayı gerektirmektedir.

Ayrıca kalkınmadan bahsedebilmek için bölgemizin mevcut potansiyelinin, ürettiklerinin, sahip olduğu değerlerin fotoğrafını güzel çekmeli, üretebileceklerine, artı değer oluşturabileceği alanlara odaklanmalıyız.

Yukarıda belirtilen temel ilkeler çerçevesinde bölgemizin bir fotoğrafını çekecek olursak, Konya      -Antalya sınırında ki taşra ilçelerin hiç birisi, kendi başlarına, arzu edilen ve hayal edilen bir kalkınmayı başarabilecek imkân ve potansiyele sahip değildir. Ancak bölgesel çalışmalar yapılarak, el birliği ile bölgesel bir kalkınmadan bahsedebiliriz.

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için sadece birkaç örnek verecek olursak;

Turizmden bahsedecek isek, hiçbir ilçemiz tek başına bunun için yeterli potansiyele sahip değildir. Hangi tur firmasını Seydişehir, Beyşehir ya da diğer ilçelerde birkaç gün program yapması için ikna edebilirsiniz?  Ancak bütün taşra ilçelerinde ki ortak değerleri birleştirerek bir turizm destinasyonu oluşturabilirsiniz. O da büyük bir emek, çaba ve sabır ister.

Tek bir ilçenin eğitim kalitesinin yükselmesinden bahsedemezsiniz. Ancak bölgedeki bütün meslek yüksekoulları ve fakültelerin tek bir çatı altında toplanması ile bölgemize kurulacak, Konya’dan bağımsız bir rektörlük ile ve uzun yıllar sonra bunu başarabilirsiniz.

Tek bir ilçenin, sanatsal, kültürel ve spor faaliyetlerinin ulusal lige çıkmasından bahsedemezsiniz. Ancak güçlü bir siyasi ve bürokratik destek ile taşra ilçelerinin el birliği ile merdivenlerin basamaklarını tek tek çıkabilirsiniz.

Hayatın bütün gerçekliklerini ve olağan akışını bizzat görenler, bütün yatırımlarını ve planlamalarını bu doğrultuda yapıp risk alarak üretim ve ticaret yapan insanlar, iş adamlarıdır. Başta Seydişehir ve Beyşehir olmak üzere bölgenin iş adamları bir araya gelerek, bölgesel kalkınmanın temellerini oluşturmak için 26 haziran 2021 tarihinde MÜSİAD Seydişehir’in ismini değiştirerek MÜSİAD SEYDİBEY ‘i kurmuşlar, 2030 SEYDİBEY vizyon planını açıklayarak, 6 temel madde ile birlikte bölgenin kalkınması için 20 maddelik bir eylem planı hazırlamışlardır. Bu hazırlık, devlet kurumlarının bilimsel değerlerle ortaya çıkardıkları mevcut tablo göz önünde bulundurularak, başta Seydişehir ve Beyşehir ticaret odası ve belediye başkanlarımız olmak üzere bölgede ki bütün STK’lar, siyasi kurum ve bürokratik temsilciler olmak üzere işadamları ile defalarca yapılan toplantılar neticesinde ortaya çıkmıştır.  Ancak bölge olarak, taşra ilçeleri muamelesi yapıldığı için, bırakın bölgenin uzun vadeli vizyon projelerini konuşup değerlendirmeyi, bırakın hızlı tren ve yük treninin akıbetini sormayı, henüz Seydişehir - Alacabel tüneli bile hizmete açılamamıştır.

                    Bir ilden bahsedebilmemiz için birçok değer ve potansiyelin bir arya gelmesi gerekir. Paylaştığımız haritada ki ilçelerin kader birliği yapması için gereken sosyolojik, ekonomik, kültürel bütün enstrümanlar mevcuttur. 2 yıl önce hazırladığımız detaylı sunumu okuyarak, videoyu izleyip sosyal medyalarından paylaşarak gündem oluşturulmasını, kamuoyundan, kıymetli hemşerimizden, Stk ’ larımızın ve siyasi partilerimizin kıymetli başkanlarından, değerli gazetecilerimizden hassasiyetle rica ediyoruz.   

MÜSİAD SEYDİBEY Şube Başkanı/ Yasir Dumlupınar

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.