whatsapp

Çocukları deprem görüntülerinden uzak tutun

SAĞLIK (SG) - Seydişehir Gündem | 11.02.2023 - 23:46, Güncelleme: 11.02.2023 - 23:46
 

Çocukları deprem görüntülerinden uzak tutun

Psikolog İrem Naz Kırım, “Çocukların ekrana maruziyetini azaltın, ilkinde travma olmasa da ikincil travmaya neden olmayın. Yanında çok fazla bu duruma dair konuşmalarda bulunmayın, haber görüntülerini göstermeyin. Her görüntü ve ses, her yaşa uygun değildir” dedi.
Deprem felaketinin ülkemizde meydana getirdiği derin üzüntü ve stres ile ilgili neler yapılabileceğine değinen Medical Park Ordu Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog İrem Naz Kırım, depremin çocuklar üzerinde ne gibi etkiler doğurabileceği ve ailelere hangi görevlerin düştüğü hakkında açıklamalarda bulundu. Psk. Kırım, “Bu etkileri bilmek, tanımak, anlamlandırmak oluşturduğu psikolojik kaosla da baş etmemizi kolaylaştıracaktır. İnsanlar her olaya farklı tepki gösterdiği gibi doğal afeti anlamlandırma sürecinde de farklılık gösterecektir. Olay anında ilk gerçekleşecek şok etkisi kimi tarafından sessizce, içe kapanık bir şekilde gerçekleşirken kimi bunu ağlayarak, feryat ederek karşılayabilir” diye konuştu. Psk. İrem Naz Kırım, “Doğal afet sonrasında karşılaşılabilecek duygular korku, öfke, suçluluk, çaresizlik, umutsuzluk ya da donup kalmış bir görüntü şekline bürünebilir. Kafanız karışabilir, zamanı-mekânı ayırt etmekte, ne yaşandığını anlamakta güçlük çekebilir, kararsız kalabilirsiniz. Fiziksel olarak gergin, yorgun, uyuma güçlüğü, ağrılar, kalp ritminde düzensizlik, bulantı ve iştahta azalma görebilirsiniz. Sosyal hayatınızda sorunlar yaşanabilir, huzursuzluk, güvensizlik, öfke, kontrol etmekte zorlanma, terk edilmiş hissetme, yemek yerken ya da uyurken suçluluk hissetme, aşırı suçlayıcı olma, boşlukta hissetme yaşanabilir. Böyle bir durumda olduğunu gördüğümüz kişilerin fiziksel ihtiyaçlarını gidermek öncelikli olmalıdır. Kişinin gıda, barınma, tıbbi ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra güvende olduğunu hissettirmek gerekir. Eğer kendisi öyküsünü anlatmak isterse dinlemek, anlaşıldığını ve yalnız olmadığı hissettirilmelidir. Yaşanan durum hakkında doğru kaynaklardan doğru ve açıklayıcı net bilgiler vermek, doğruları saklamadan, kafasını karıştırmadan, güvenilir kaynaklardan olduğunu teyit ettiğimiz bilgiler iletilmelidir. Kişiyi en yakın yardım kuruluşuna götürmek, hayatta kalan yakınları ile temas etmesi için zemin hazırlanmasına yardımcı olmak gereklidir.” Kırım, “Çocuklar sizin felaket karşısında gösterdiğiniz tepkilerin benzerlerini gözlemleme yoluyla dışarıya aktarırlar. Çocuğun depremden ne denli etkilendiği onun yaşıyla ilgilidir. Okul çağından küçük çocuklar duygularını ve düşüncelerini yetişkin gibi ifade edemeyeceği için altını ıslatma, parmak emme, gece uyumakta zorlanma, sizden ayrılmama, sık sık öfkelenme ve ağlama, bulantı-kusma gibi fiziksel belirtiler gösterebilir. Tekrar tekrar depremi yaşayacağına dair korkuları olabilir. Korkmasının, kâbus görmesinin normal olduğunu, sizin ağlamanızın ve üzülmenizin de normal olduğunu açıklayın. Ülkemizde deprem oldu ve evimiz yıkıldı, bir süre evimizde kalamayacağız ama şu an kaldığımız yer güvenli ve yanındayım, seni bırakmayacağım. Bak bu konuyla ilgili birçok kişi bizi güvende tutmak ve kişilere yardım etmek için çalışıyorlar” şeklinde ifade edebilirsiniz. Var olanı abartmadan, açık ve bilgilendirici olmalısınız. Depremle ilgili sorularını dikkatlice dinleyin ve geçiştirmeden cevaplamaya gayret gösterin. Eğer talep ederse daha fazla temas kurun, ilgi gösterin” ifadelerini kullandı.
Psikolog İrem Naz Kırım, “Çocukların ekrana maruziyetini azaltın, ilkinde travma olmasa da ikincil travmaya neden olmayın. Yanında çok fazla bu duruma dair konuşmalarda bulunmayın, haber görüntülerini göstermeyin. Her görüntü ve ses, her yaşa uygun değildir” dedi.

Deprem felaketinin ülkemizde meydana getirdiği derin üzüntü ve stres ile ilgili neler yapılabileceğine değinen Medical Park Ordu Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog İrem Naz Kırım, depremin çocuklar üzerinde ne gibi etkiler doğurabileceği ve ailelere hangi görevlerin düştüğü hakkında açıklamalarda bulundu.

Psk. Kırım, “Bu etkileri bilmek, tanımak, anlamlandırmak oluşturduğu psikolojik kaosla da baş etmemizi kolaylaştıracaktır. İnsanlar her olaya farklı tepki gösterdiği gibi doğal afeti anlamlandırma sürecinde de farklılık gösterecektir. Olay anında ilk gerçekleşecek şok etkisi kimi tarafından sessizce, içe kapanık bir şekilde gerçekleşirken kimi bunu ağlayarak, feryat ederek karşılayabilir” diye konuştu.

Psk. İrem Naz Kırım, “Doğal afet sonrasında karşılaşılabilecek duygular korku, öfke, suçluluk, çaresizlik, umutsuzluk ya da donup kalmış bir görüntü şekline bürünebilir. Kafanız karışabilir, zamanı-mekânı ayırt etmekte, ne yaşandığını anlamakta güçlük çekebilir, kararsız kalabilirsiniz. Fiziksel olarak gergin, yorgun, uyuma güçlüğü, ağrılar, kalp ritminde düzensizlik, bulantı ve iştahta azalma görebilirsiniz. Sosyal hayatınızda sorunlar yaşanabilir, huzursuzluk, güvensizlik, öfke, kontrol etmekte zorlanma, terk edilmiş hissetme, yemek yerken ya da uyurken suçluluk hissetme, aşırı suçlayıcı olma, boşlukta hissetme yaşanabilir. Böyle bir durumda olduğunu gördüğümüz kişilerin fiziksel ihtiyaçlarını gidermek öncelikli olmalıdır. Kişinin gıda, barınma, tıbbi ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra güvende olduğunu hissettirmek gerekir. Eğer kendisi öyküsünü anlatmak isterse dinlemek, anlaşıldığını ve yalnız olmadığı hissettirilmelidir. Yaşanan durum hakkında doğru kaynaklardan doğru ve açıklayıcı net bilgiler vermek, doğruları saklamadan, kafasını karıştırmadan, güvenilir kaynaklardan olduğunu teyit ettiğimiz bilgiler iletilmelidir. Kişiyi en yakın yardım kuruluşuna götürmek, hayatta kalan yakınları ile temas etmesi için zemin hazırlanmasına yardımcı olmak gereklidir.”

Kırım, “Çocuklar sizin felaket karşısında gösterdiğiniz tepkilerin benzerlerini gözlemleme yoluyla dışarıya aktarırlar. Çocuğun depremden ne denli etkilendiği onun yaşıyla ilgilidir. Okul çağından küçük çocuklar duygularını ve düşüncelerini yetişkin gibi ifade edemeyeceği için altını ıslatma, parmak emme, gece uyumakta zorlanma, sizden ayrılmama, sık sık öfkelenme ve ağlama, bulantı-kusma gibi fiziksel belirtiler gösterebilir. Tekrar tekrar depremi yaşayacağına dair korkuları olabilir. Korkmasının, kâbus görmesinin normal olduğunu, sizin ağlamanızın ve üzülmenizin de normal olduğunu açıklayın. Ülkemizde deprem oldu ve evimiz yıkıldı, bir süre evimizde kalamayacağız ama şu an kaldığımız yer güvenli ve yanındayım, seni bırakmayacağım. Bak bu konuyla ilgili birçok kişi bizi güvende tutmak ve kişilere yardım etmek için çalışıyorlar” şeklinde ifade edebilirsiniz. Var olanı abartmadan, açık ve bilgilendirici olmalısınız. Depremle ilgili sorularını dikkatlice dinleyin ve geçiştirmeden cevaplamaya gayret gösterin. Eğer talep ederse daha fazla temas kurun, ilgi gösterin” ifadelerini kullandı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.