Bulgar güreşçileri minderde tarih yazmıştı

İşte en önemli anahtar cümle; güreşin zekâ, kuvvet ve ahlaki kimliğin bir arada yoğrulduğu spor dalı olmasıdır.

Eti Alüminyum Spor bünyesinde ilçenin gençleri güreş sporunda müsabakalarında başarılı sonuçlar alıyordu. 1990 lı yıllarda soğuk savaşın etkisiyle Türkiye’ye gelen 23 Bulgar güreşçileri Seydişehir’e getirilmişti. O tarihten sonra Dünya ve Avrupa güreş Şampiyonasında, Türkiye’yi gururlandırmayı sürdürmüşlerdi. Eti SAS güreş takımı antrenörü Musa Tunalı yapıyordu. Bunlardan 82 kiloda Efrahim Kamberoğlu, Avrupa şampiyonu ve Dünya ikincisi olmuştu. 82 kiloda Behcet Selimoğlu Avrupa üçüncüsü Dünya 5. cisi olmuştu. 100 kiloda Ali Kayalı, dünya şampiyonasında Gümüş madalya, Avrupa şampiyonasında defalarca altın madalya kazanan ilk Türk sporcu olarak kayıtlara geçti. 2 yıl Milli takım güreş antrenörlüğü yaptı. Gençlere güreşi sevdiren Ali Kayalı, dillere düşen aşkıyla Bulgaristan’dan eşini kaçırarak Seydişehir’e gelin getirdiğini gazeteci olarak takip etmiştik. Rahmetli Babası Akyol kabristanında yatmaktadır. 48 kiloda besin Kahraman, 52 kiloda Reyhan Yahyaooğlu, Nermidin Selimoğlu, 57 kiloda Mehmet Haliloğlu, 62 kiloda Mustafa Çerkezoğlu, İsmail Faikoğlu, 68 kiloda Mahmut Yıldırım, 70 kiloda İsmail Hacıoğlu, 74 kiloda Mustafa Yılmaz, Remzi Mustafaoğlu, 82 kiloda Rüştü Özgür, Fevzi Mustafaoğlu, 90 kiloda Sezgin Ayık güreşin popüleriydi. Eti SASta güreşen Tür sporcularından bazıları ise; Abdurrahman Kuyucak, Göksel Teke, Hamdi Özduman, İbrahim Ünal, Hasan Soykan, Sayamadığımız birçok yetenekli sporcumuz Türkiye, Avrupa ve Balkan şampiyonalarında madalya kazanmışlardı. Eti alüminyum sporun şanlı günlerinden daha ilerlere gitmesi gerekirken Güreşte ve futbolda neredeyse unutulur hale geldik. ETİ SAS kulübü bünyesin futbol, güreş, voleybol, tenis, satranç gibi birçok dalda sporcu faaliyet gösteriyordu. ETİ SAS anıları bazen bir tebessüm, bazen bir mutluluk verir ama gerçek olan şudur nesiller boyu hiç bitmeyecek olan Seydişehir coşkusu ve sevincidir. Ben Eti SAS kulübünde 4 yıl görev aldım. Maalesef üzülerek söylüyorum olumsuz şartlardan dolayı Güreş takımının faaliyetlerine son vermiştik. O imzayı atmak benim için çok zor günlerdi. O güreşçiler başta Samsun, İstanbul, Yalova gibi şehirlere savrulmuşlardı. ‘’Pehlivanlar Kenti" olarak bilinen ilçemiz sporda da kaybetmeye başlamıştı. Yarım Asrı geçen bir dönemde Eti Spora Hizmet edenleri gönül verenleri saygı ve hürmetle anıyoruz. Amatörler hariç Uzun süredir profesyonel olarak güreş yapılmayan ilçemizde Son üç yıldır Başkan Mehmet Tutal döneminde Kuğulu parkta yağlı güreşler düzenlenmektedir. Bu ilçemizde güreş tutkusunu ve heyecanını artıracaktır. Kuğulu parkta pehlivanların yaptığı yağlı güreşleri sadece spor yarışması olarak değerlendirmeyin; Kuşaktan kuşağa aktarılan kültürel ve sanatsal değerleriyle, renkli hareketleriyle festival havasında kendine has özellikler taşıyan bir kültür mirasımızı, geleneksel spor dalı olarak değerlendirmek gerekir... Mustafa Kemal Atatürk “Benim en çok sevdiğim spor güreştir. Hangi Türk neferini, köylüsünü alıp güreş sahasına çıkartırsanız çıkartınız; dik ve sporcu duruşu ile kafa yapısıyla, insanın ruhuna güven ve neşe veren bir kimlik sergiler. Spor, sadece beden gücünün bir üstünlüğü değildir. Olayı idrak etmek, zekâ ve ahlâk bu sporun temel taşıdır. Zekâsı ve olayı kavrama yeteneği düşük olan kuvvetliler; zekâsı yeteneği ve becerisi yüksek ama az kuvvetli olanlarla başa çıkamazlar. Ben onun için sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.” demiştir. İşte en önemli anahtar cümle; güreşin zekâ, kuvvet ve ahlaki kimliğin bir arada yoğrulduğu spor dalı olmasıdır. Eminim ki Seydişehir’de güreş yapan sporcularımız hak ettiği yeri ve saygıyı bundan sonraki hayatlarında da sürdüreceklerdir.