Atatürk Cumhuriyeti 100 yaşında

Cumhuriyetimiz birçok badireden sonra nihayet 100 yaşını dolduruyor.

Milyonlarca insanın öldüğü ikinci dünya savaşını İsmet Paşanın ülkemizi ustaca yönetmesi sonunda, ülkemizde hiç kimsenin burnu kanamazken ikinci dünya savaşını atlatmayı başardık. Atatürk’ümüzün sağlığında Hatay’ımızı anavatanımıza katmayı başardık. Rum zulmünde olan Kıbrıs’ı Rahmetli Ecevit zamanında özgürlüğüne kavuşturduk. İkinci Dünya savaşında, Hitler zulmünden kaçıp ülkemize sığınan bilim adamları sayesinde, bilim alanında ve akademisyenlerin yetişmesinde önemli mesafeler kat edildi. İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi, ,Ege Üniversitesi, Hacettepe, Bilkent gibi, bilim mabedi haline gelmiş üniversiteleri ve muazzam bilim insanlarını yetiştirmeyi başarmıştık. Cumhuriyetin kurucularını aşağılayıp, yıpratarak, cumhuriyetin kazanımlarını, devrimlerini yıpratıp, yeniden ortaçağ karanlığına dönmeyi amaçlayanlar şunu unutmasın. Türk halkı Cumhuriyet’ten vazgeçmez Cumhuriyet, “bağımsızlık” demektir. Cumhuriyet, “kalkınma” demektir. Cumhuriyet, “uygarlık” demektir. Cumhuriyet, “demokrasi” demektir. Cumhuriyet, “özgürlük” demektir. Cumhuriyet, “eşitlik” demektir. Cumhuriyet, “adalet” demektir. Türk halkı Cumhuriyet’i sokakta bulmadı. Kanı ile canı ile elde etti. Atatürk, 1923’te ne demişti: “Cumhuriyetimiz zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lazım olanı yapmaya hazırız.” Az sayıdaki vatan, millet, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarını bir tarafa bırakın, Türk halkının büyük çoğunluğu Atatürk’ün 100 yıl önce söylediği bu sözün izindedir. Türk halkı, bağımsızlıktan vazgeçmez! Türk halkı, demokrasiden vazgeçmez. Türk haklı, uygarlıktan vazgeçmez. Türk halkı, laiklikten vazgeçmez. Türk halkı, hukuk devletinden vazgeçmez. Türk halkı, canını verir, ama Cumhuriyet’i asla teslim etmez!