whatsapp

Sarıkaya, hayat hikâyesini dizi yapmak istiyor

KÜLTÜR - SANAT 26.12.2019 - 03:11, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Sarıkaya, hayat hikâyesini dizi yapmak istiyor

Özel haber;
Yüzlerce şiir ve şarkı sözü yazan, aynı zamanda 40 tane de albüm yapan namı değer halk müzik sanatçısı Seydişehir’de yaşayan Muzaffer Sarıkaya, vefasızlıktan ve sahipsizlikten yakındı. Bir dönemin müzik dehası Sarıkaya’nın bir tek isteği var o da: Sanata ve sanatçıya önem verilmesi, eserlerine sahip çıkılması… Türkiye’de müzik kariyerinde önemli bir yere sahip olan Sarıkaya; “ Yaşadığı çağın bütün acılarına katlanmış; şiirlerine, müziklerine tutunaraktan yaşamış… Şiirleri de o yüzden hani öyle bir okuyuşta hemen ortaya çıkmıyor; bir deniz feneri gibi, ona ne kadar çok yaklaşırsanız o kadar yakından görebiliyorsunuz. Türk halk müziği sanatçısı Muzaffer Sarıkaya (76), 13 yaşında müzikle tanıştığını belirten Sarıkaya, ‘’1944 yılında Yalıhüyük ilçesinde doğdum. 1969 yılında Almanya’ya işçi gittim. Aynı tarihte sahneye çıktım. Birçok ülkede konserler verdim. İstanbul’a döndüm albüm yaptım. Şimdiye kadar 40 albümüm var. 10 tane Konya, Bozkır ve Seydişehir’e ait eserlerim var. Okunmadık eserlerim de var bestelerim de var isteyen alabilirler. Birçok ünlü sanatçıyla tanıştım. Bunlardan Müslüm Gürses, Neşet Ertaş, Ahmet Sezgin, Yıldıray Çınar, Erkan Ocaklı, Âşık Mahsuni Şerif, Ali Kızıltuğ, Mulis Akarsu’ dur. Konyalı hemşerilerimiz bizlere sahip çıkaydın şimdi daha iyi yerlere gelebilirdik.’’ dedi. Hayat hikâyemi dizi yapmak istiyorum! Hikâyesinin 300 diziyi bulabileceğini aktaran Sarıkaya, ‘’ Yardımcı olurlarsa hayat hikâyemi dizi yapmak istiyorum. 3 ülkede evli hanımım ve çocuklarım var. Mesela bunların birindeki eşimden 7 aylık hamile iken cezaevine düştüm. Cezam bitince sınır dışı edildim. Kaçak yollardan Almanya’ya geri döndüm. İkişnci çocuğumun doğduktan sonra hemen öldüğünü söylediler. 2007 yılında bir telefon şaşkınlık yaşadım. Bana biri Alman’ca ‘’Ben senin kızınım’’ diyordu. 2 yıl boyunca telefonla konuştuğum kızımla 33 yıl sonra Antalya’da kavuştum. Benim hikâyem Mardin – Münih hattı dizisinden daha acıklı. Bir roman kitabı haline gelebilecek öykülü yaşamım var. Biz bu dünyadan göçeriz. Eserlerim kalır. Bu toprakların çocuğu olarak unutulmayız. Bütün hemşerilerimin gözlerinden öpüyorum.’’
Özel haber;

Yüzlerce şiir ve şarkı sözü yazan, aynı zamanda 40 tane de albüm yapan namı değer halk müzik sanatçısı Seydişehir’de yaşayan Muzaffer Sarıkaya, vefasızlıktan ve sahipsizlikten yakındı. Bir dönemin müzik dehası Sarıkaya’nın bir tek isteği var o da: Sanata ve sanatçıya önem verilmesi, eserlerine sahip çıkılması… Türkiye’de müzik kariyerinde önemli bir yere sahip olan Sarıkaya; “ Yaşadığı çağın bütün acılarına katlanmış; şiirlerine, müziklerine tutunaraktan yaşamış… Şiirleri de o yüzden hani öyle bir okuyuşta hemen ortaya çıkmıyor; bir deniz feneri gibi, ona ne kadar çok yaklaşırsanız o kadar yakından görebiliyorsunuz. Türk halk müziği sanatçısı Muzaffer Sarıkaya (76), 13 yaşında müzikle tanıştığını belirten Sarıkaya, ‘’1944 yılında Yalıhüyük ilçesinde doğdum. 1969 yılında Almanya’ya işçi gittim. Aynı tarihte sahneye çıktım. Birçok ülkede konserler verdim. İstanbul’a döndüm albüm yaptım. Şimdiye kadar 40 albümüm var. 10 tane Konya, Bozkır ve Seydişehir’e ait eserlerim var. Okunmadık eserlerim de var bestelerim de var isteyen alabilirler. Birçok ünlü sanatçıyla tanıştım. Bunlardan Müslüm Gürses, Neşet Ertaş, Ahmet Sezgin, Yıldıray Çınar, Erkan Ocaklı, Âşık Mahsuni Şerif, Ali Kızıltuğ, Mulis Akarsu’ dur. Konyalı hemşerilerimiz bizlere sahip çıkaydın şimdi daha iyi yerlere gelebilirdik.’’ dedi. Hayat hikâyemi dizi yapmak istiyorum! Hikâyesinin 300 diziyi bulabileceğini aktaran Sarıkaya, ‘’ Yardımcı olurlarsa hayat hikâyemi dizi yapmak istiyorum. 3 ülkede evli hanımım ve çocuklarım var. Mesela bunların birindeki eşimden 7 aylık hamile iken cezaevine düştüm. Cezam bitince sınır dışı edildim. Kaçak yollardan Almanya’ya geri döndüm. İkişnci çocuğumun doğduktan sonra hemen öldüğünü söylediler. 2007 yılında bir telefon şaşkınlık yaşadım. Bana biri Alman’ca ‘’Ben senin kızınım’’ diyordu. 2 yıl boyunca telefonla konuştuğum kızımla 33 yıl sonra Antalya’da kavuştum. Benim hikâyem Mardin – Münih hattı dizisinden daha acıklı. Bir roman kitabı haline gelebilecek öykülü yaşamım var. Biz bu dünyadan göçeriz. Eserlerim kalır. Bu toprakların çocuğu olarak unutulmayız. Bütün hemşerilerimin gözlerinden öpüyorum.’’

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.