Coğrafyamın Anadolu kadınları
Coğrafyamın Anadolu kadınları
Bir şey anlatmak için sözcük bulmanın zorluğu yaşanır kimi zaman.
Adına şiirler, şarkılar yazılan kadınlar vardır, sevilip âşık olunan, uğruna dağlar delmeye çalışılan, peşinden mecnun olunanlar hatta. Yetmez efsanelere konu kadınlar, adına hanlar, saraylar yapılan hatta şehirler kurulan kadınlar tarihin derinliklerine, hikayelerini yazar.
Hani her gün şiddete maruz kalan, öldürülen, kıyıya köşeye savrulup korunmaya muhtaç duruma düşürülen yurdum kadınlarından en zor şartlarda çalışan yurdum kadınından söz ediyorum.
Çalışkan bir yapıya sahiptir coğrafyamın kadınları, çile çekmeyi yüksünmez. Genç kızlık döneminde vahşi doğada açan eşsiz çiçekler kadar hırçın, güzel ve etkileyici görür kendini. Dağları omuzlasa taşıyacak kadar güçlü, ulaşılmaz zirveler kadar yüksek, narin çiçekler kadar da güzel görür kendini.
Sever, sevilir, yavuklu olur, eş sonra ve gün gelir ana, sonra büyük ana ve sonra kaçınılmaz sona doğru yürür giderler. Bel bükülür, renkler solar, yüzler buruşur, saçlar ağarır vesaire…
Dağ başlarında su taşır, çocuk doğururlar seçeneksiz, ekmek aş pişirirler acı-soğan kuru yavan. Balta sallar orman işçisi olurlar, koyun-keçi güderek de çoban. Bakar büyütür, çoğaltır dağıtır.
Ovaya iner çift-çubuk, bağ-bahçe demeden çalışır. Ekin biçer sarı başaklar içinde tozu dumana katarak, toplar harman yerine, döver sapı-samanı ayırır ambara koyar yetiştirdiklerini ve bereket diler ilahi kuvvetlerden.
Yaşam der, yarın der, umut der. O alın teri ki; ekmek olacak, aş olacak, çoluk çocuğa gelecek olacaktır. Düğün-dernek onunla kurulup, borç-harç onunla ödenecektir. Onun için hasat mevsiminde harman tozunun acısını bal bilirler.
Her şeye ve her duruma karşı içinde açan çiçeklere engel olmaz yurdum kadını. Allı morlu fistanlara bürünür yaş baş konusunu sorun etmeden. Çalar söyler ve oynar dağlarda akan dereler, ovalarda süzülen kuşlar gibi. Yeşil ördek gibi göllere dalar, bülbül gibi dikenlere konar, sarı yazma da bağlar bürümcük çemberi de. Kara yazıyı da bilir gül dallı çekiyi de… Ama illa ki içindeki biriken coşkuya haykırır inadına. Vurdukça kaşıklar birbirine dile gelir sanki içindeki o ses onun çığlığı, haykırışı ve inancıdır aslında…
Umudu her dem yeşildir onların, başları ise hep dik. Dün öndeydiler yarında önde olacaklardır eminim.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.