Kadın ve siyaset!

Kadınlar da bu toplumun bir parçası, hatta omurgasıdır. Verilen ve verilecek olan kararlara dâhil olmak zorundadır.

Geçmişten bu güne kadar kadının siyasetteki yerine baktığımızda, kadınlar siyasal karar alma mekanizmalarında hep dışlanmışlardır. Bir toplumda demokrasiyi gerçekten yaşamak ve yaşatmak istiyorsak kadını yok sayamayız. Gerçek demokrasi ortamında kadının politik temsili gereklidir ve önemlidir. Cinsiyetler arası eşitlik tatbiki her alanda önemlidir. Fakat demokrasiyi yaşamak ve yaşatmak için bu eşitlik bence hayati önem taşıyor.

Geçmişten bugüne baktığımız da bu konudaki eşitliğin mağdur tarafı hep kadınlar olmuş. Dünya nüfusunun %49’unun kadın olduğunu düşünürsek kadınların siyasetteki varlıklarının düşüklüğü üzerinde durulması gereken bir noktadır. Türkiye’de kadınlar 1934 yılında seçme ve seçilme hakkını yasal olarak kazandılar. Birçok Avrupa ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkı tanınmasına rağmen bugün Türk kadınının aktif siyaset içinde yeterince var olmadığı ve Türkiye’de siyasetin cinsiyet eşitsizliğinin en fark edilir alanlardan biri olduğu net. Peki, ne yapmalıyız? Bu problem nasıl çözülür?

Kadınların eşit temsilinin sağlanmasına yönelik siyasi partiler yasası ve seçim Yasası’nda gerekli değişiklikler yapılmalı. Kadın ve erkek eşitliği yasal ve anayasal metinlerde geçmesine rağmen bu eşitlik fiili anlamda gerçekleşmiyor.

Eğitimde, istihdamda ve siyasette eşitliği fiilen gerçekleştirmeliyiz. Bireyde ve toplumda cinsiyet eşitliği bilincini oturtmak için eğitimler vermeliyiz. Sosyal hayatta kadınların önlerindeki engelleri aşmalarına destek olmak demokrasinin hayata geçirilmesi için şarttır. Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre gibi birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasına öncü olan Cumhuriyetimizin kurucusu, önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla ve minnetle anıyorum.