Ekmeğini topraktan çıkaran bir çiftçi analizi

Çiftçilik getirisi düşük, emeği bol ve zor, üstelik riskli bir meslektir. Bu nedenle, özellikle gelişmiş ülkelerde bu işi yapmak isteyen insan sayısı oldukça azdır. 
Lakin insanların yemek yemesi gerekli. Yani üretim şart. 

Dünyadaki hemen hemen tüm (özellikle de tarımda liderliğe oynayan) devletler, çiftçilerine sahip çıkar.

Peki nasıl?

Modern devletler, bütçe üzerinden, ürettiklerine göre çiftçiye maddi destek verirler. Mesela Hollanda’da geçen yıl için tarıma aktarılan destek tutarı GSMH’nin 8,6’sıdır.

Yine devletler, çiftçinin temel gideri olan mazotu ucuz verir. yine Hollanda’da yapılan "kırmızı mazot" uygulaması mesela.. Bu uygulamada devlet, tarımsal üretim yapan çiftçilere, rengi kırmızı olan ve sadece tarımsal üretimde kullanılması amacı ile çok çok ucuz bir fiyattan sadece vergisiz olarak mazotu verir. Çiftçi de bu ucuz mazot sayesinde bol ve kaliteli işçilik yapar. Verimini artırır. Ürünün kalitesi artar. Örnek Almanya’nım ortalama buğday verimi 1000 metrekarelik alanda 960kg/da iken Türkiye’nin ortalama buğday verimi 297 kg.  

Yalnız kimse iyimser olmasın. Bu ucuza mal ettiği ürünü, sırf ucuza mal oluyor diye ucuza satmaz. Kooperatifleşme sayesinde gerçek değerine satar. Ciddi para kazanır. Kendi de kalkınır, ülke de.

Yine yanlış anlaşılmasın. Bu destekler çiftçinin karakaşına, kara gözüne yapılmaz. Amaç, bu adamların hayatlarını, daha doğrusu "üretimlerini devam ettirebilmelerini" sağlamaktır. Çünkü bu adamlar, aldıkları mazotu Bodrum’a tatile gitmek için kullanmaz, sizin her gün sofranızda gelen ekmeği üretmek için kullanır. Hatta kursağınızdan geçen her şeyi üretmek için. Hepsinin içinde bu adamların alın terleri vardır.

Çünkü onlar üretemezse, ürün azalır, arz düşer, fiyat artar, alım zorlaşır. 1 kg patates 4 lira olur. Toplumda "bu nedir kardeşim" naraları yükselmeye başlar. Hükümet tepki çekmemek için ithalatı açar. Osman emminin malı ise bu ithalat yüzünden malı pul olur. Çatır çatır, göz göre göre "haksız rekabete" sokulur. Osman emmi maliyeti kurtaramaz. Borçlarını ödeyemez. Tarlayı satar, anası ağlar. Bundan sonrası tam anlamı ile kısır döngüdür.

Şu an öyle bir sistem var ki, çiftçi ile çalışan herkes para kazanıyor, çiftçi kazanamıyor.