Cemal Oğuz Öcal, bir şair

Seydişehir İncesu köyünde doğdu. Merkez İlkokulunu bitirdikten sonra Konya ve İstanbul öğretmen okullarında okudu. Gazi Terbiye Enstitüsü Pedagoji Bölümü mezunu. Uzun bir süre Eskişehir’de olmak üzere Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde öğretmenlik yaptı. Mayıs 1944’te Turancılık davasında yargılananlar arasında yer aldı, sonuçta aklandı.

Eskişehir gazetesinde yazarlık, Şeker Fabrikasında puantörlük, Seyitgazi Toprak Mamulleri Ofisinde memurluk, Seydişehir ve Konya bölge müdürlüklerinde mümeyyizlik gibi işlerde çalıştı. 1947 yılında İstanbul’a döndü ve öğretmenlik mesleğini sürdürdü. Millî duyguları dile getiren şiirleriyle tanınmıştır.

Eserleri (Şiir):

Yurttan Sesler (1939), Türk Geliyor (1944), Ata Sevgisi (1946),Savulun Kızıllar, Gençlik Geliyor (1949), Türk Çocuklarına Millî Şiirler (1951), Her Şey Vatan İçin (1953), Kıbrıs’a Seferim Var (makaleler ve şiirler, 1958), Ramazan Şiirleri (1960), Eyüp Sultan’ı Ziyaret (1960), Olan Oldu Bizlere (1960), Yavrularımıza Okul ve Bayram Şiirleri (1960), Vatan Bahçemizden Sesler (1967), Bir Millet Şahlanıyor (1968).

Seydişehir Destanı;

Sorarsanız adı Seydişehir’dir

Doğduğum yer başka yere benzemez

Ondan ayrı bana hayat zehirdir

Doğduğum yer başka yere benzemez

Yurt seçmiş bu mutlu yeri

Seyyid Harun adlı Horasan eri

Adıyla anılır o günden beri

Doğduğum yer başka yere benzemez

Sarmış etrafın dağlar, höyükler

Gezinir koynunda alageyikler

Yurdun İsviçre’si demiş büyükler

Doğduğum yer başka yere benzemez

Kuş bakışı bakan suğla gölüne

Aslanlar yatağı yarım beline

Vurulur bu güzel Türkmen iline

Doğduğum yer başka yere benzemez

Toros’un boynunda bir incidir o

Kazalar içinde birincidir o

Yüreğimde tatlı bir sancıdır o

Doğduğum yer başka yere benzemez

Şirin manzarası cana safadır

Havuzları bin bir derde şifadır

Halkının şiarı dostluk ve vefadır

Doğduğum yer başka yere benzemez

Yandıkça hey dostlar gönül çırası

Sevdalı gençlerin kanar gönül yarası

İki gündür Konya ili arası

Doğduğum yer başka yere benzemez

Buradan çıkar en çok subay, öğretmen

Doktor, hâkim çiftçi, esnaf öğretmen

Mebusumuz centilmen mi centilmen

Doğduğum yer başka yere benzemez

Düşmez âşıkların elinden sazı

Burada gör baharı yazı

Burada seyret köpoğlu, yuf ayvazı

Doğduğum yer başka yere benzemez

İç ayranı Gül Fatma’nın elinden

İç de anla Türkmenlerin dilinden

Geçilir mi yayların gülünden

Doğduğum yer başka yere benzemez

Hararet söndürür yolcu çeşmesi

Başları döndürür yolcu çeşmesi

Ne hazindir bu yarayı deşmesi

Doğduğum yer başka yere benzemez

Hasretim yıllardır pınar başına

Ana bağ kırına deve taşına

Gurbet elde bastım otuz yaşına

Doğduğum yer başka yere benzemez

Ağaçlarda meyveleri sallanır

Gün vurdukça şekerlenir ballanır

Sepet sepet eşe dosta yollanır

Doğduğum yer başka yere benzemez

Çayırdan sofra bekliyor sizi

Fındığı bademi dudu cevizi

Mısırlar tabakta bir altın dizi

Doğduğum yer başka yere benzemez

Leblebisi ün salmıştır her yana

Nar güveci iştah verir insana

İç ağa oluktan iç kana kana

Doğduğum yer başka yere benzemez

Koçhisar’dan gelir deveyle tuzu

Temmuzda çözülür küpenin buzu

Yemekle tükenmez kavun karpuzu

Doğduğum yer başka yere benzemez

Perşembe günleri dernek kurulur

Köylü kentli birbirine sarılır

Çıkınlar dolarak eve varılır

Doğduğum yer başka yere benzemez

Ayrı düşen bencileyin yurdundan

Feryat eder karlı dağın ardından

Öleceğim ben bu sıla derdinden

Doğduğum yer başka yere benzemez

Dinlesin sazımı ferzine kuğulu

Anlasın sözümü her kızıl tuğlu

Ses versin sesime âşık Kılıoğlu

Doğduğum yer başka yere benzemez

Öcal der, varınca Türkmen soyuna

Aşka gelir destan yazdım boyuna

Doyamadım havasına suyuna

Doğduğum yer başka yere benzemez