Bahaddin Paslı'nın şiirinden

Sevmek bizden

Çok başkanlar geldi geçti serinden

Hepsi sana; hizmet için vardılar

Kimi cibbildenden, kimi derinden

Her biri bir cerihanı sardılar…

Kimi; makyaj için çare türetti

Kimi asfalt döktü, beton üretti

Kimisi de kültürünü köreltti

Yüzüne bol boya, cila sürdüler…

Kültür dindir; kültür dildir, kültür kült,

Kültür yoksa;uygarlık kör, ümran küt.

Terakki yoz; izan kısır, irfan kıt

Çoğu onu; angaryadan gördüler…

Göğsümüzü gere gere:” Bu bizim!”

Deyceğimiz; neyimiz var azizim?

Şarkı, türkü, beste, güfte, folk, resim

Hala horlar, horlandılar, hordular…

Yedi asır; ot muymuşuz biz yani

Koymamışız; dört satırlık bir mani?

Oysa bizdik aşkın, meşkin ummanı

Lakin bunlar; aşkı bile sürdüler…

Âşıkların; cem olduğu yerdik biz

Seyyid Harun Dergâhında erdik biz.

Hakk’ı çalar; Hakk’ı dinler; derdik biz

Sazımız nar; sözlerimiz kordular.

Aşk sultanı Yunus Emre gelecek,

Koca bir yıl; bizden feyiz alacak,

Yedi yüzyıl, bu da gizli kalacak.

Kültür hor ya; yıllar da ker, kördüler.

Eller olsa: hiç böyle mi yapardı

Gökte bulsa onu yerden, kapardı.

Allar - pullar; türbesini çatardı

“Kültürüm! ” der, öper başa kordular.

Bak; bir günlük gazetemiz yok hala

Bir ekranı yaşatırdık, pekala.

Ummadığın; bunca akil-ukala

“Kültür de ne?” deyip, onu yerdiler

Çift tivimiz vardı, üç de radyomuz

Battı gitti, vermeyince biz omuz.

Vardı elbet, paramız ve pulumuz

Vardı da hep makyajına serdiler

Şöyle dönüp; bir baksan maziye

Gözden ırak; bir köpeksiz köy diye

Dört eşkıya; gemi aldı azıya

Kanını ve iliğini sordular…

Düne değin; son duraktın, yayandın

Düne değin; biz bakındık sen yandın.

Boyaların döküldükçe boyandın

Düne değin, hep ananı sordular…

Senin çehren; makyajsız da güzeldi

Doğan cennet; doğallığın özeldi.

Hakk diledi; talihin de düzeldi

Kültürünü; can evinden vurdular

Güzelliği; çok boyarsan piç olur

Kültürün de; kuşa döner hiç olur.

Boyasız da; oy toplamak güç olur

Kimi böyle; boyayla oy derdiler…

Asıl olan kültüründü, hâsılı

Makyaj ile perdeledik asılı.

Makyaj zaten, göz boyama usulü

Çoğu böyle; ol makama erdiler…

İlk kez; Nevzat Akbaş andı kültürü

Yapamadı; yoksulluktan ötürü.

Muz değil ki; gitsen alsan götürü

O; çaresiz alt yapını ördüler…

Kocaoğlu çıktı sonra mindere

Bayrağını çekmek için göndere.

Tarihini verdi Mehmet Önder’e

O ana dek, neyin varsa sırdılar…

İlk kalıcı yolu yaptı Halıcı

Yolları da; birbirinden kalıcı

Akademik biri için çok acı

Kültürüne; o da soğuk durdular…

Ne bedbahtlık nihaidir ne de mut

Çıkmadık can için vardır hep umut.

Abdulkadir Çat’tan geldi ilk komut

Meseleye; ta damardan girdiler                                                                                

O; yıllarca, kültür ile didişti

Hem de senin kültürünle yetişti

Şansın yaver gitti, yol sana düştü

Kem talihin; defterini dürdüler

Önce; birkaç kültür evi alındı

Restore ve tefriş ifa olundu.

Yeni termal kaynakların bulundu

Ilıca’ndan; daha sıcak, gürdüler…

Kültürle de yetinmedi Başkan Çat

Kuğulu’nu genişletti birkaç kat.

Piknikçiler diz dizeyken, çok rahat

Yer sofrası serip, bağdaş kurdular…

Kabristanın; güller gibi bakıldı

Yolu bitti; Ferzine ’ne çıkıldı

Mal ve sebze pazarların yıkıldı

Çünkü basık, çamur, çolpak, dardılar

Yolun, suyun halledildi hamdolsun

“Kuğu Göl’ün” su toplasın tam dolsun.

Kuğuların; yine öyle nam olsun

Şahlan artık, bağlarını kırdılar…

Şahlan artık; seni birlik bekliyor

Şahlan artık; seni bir ilk bekliyor.

Şahlan artık; seni illik bekliyor

Şahlan artık; bizi aşkla kardılar

Paslı der ki: - Şahlan artık, gün senin

Dualıdır temellerin, çün senin.

Sevmek bizden, yanmak bizim, ün senin

Üstümüze; sökün gelse, ordular…

Bahaddin Paslı/Gazeteci yazar, Şair