Fakir Baykurt - Eşekli Kütüphaneci

Araştırmacı yazar Tarihçi: Mehmet Kiraz..

Beyim diyor, bizim yolumuz, köprümüz, çeşmemiz yok; kitaplığı ne yapacağız?

Anlatıyorum ona: Eğer kitaplığınız olursa, yolunuz, çeşmeniz, köprünüz de olur!

Okursanız ama çok okursanız (niteliksiz çakma kitaplardan yarım yamalak değil, derinden ve vatanperver namuslu yazarları seçerek okursanız) sağlıklı düşünürsünüz, etraflı araştırırsınız, analitik sorgularsınız. Hokkabazlara kanmazsınız.

Bu muhteşem beyni yeteneklerine uygun kullanabilirsiniz!

Akledip bağ kurabilirsiniz, olaylar ve veriler arasında...

"Hak verilmez, alınır" bunun bilincine varırsınız!

"Peki, namuslu vatanperver yazarları nasıl seçip anlayacağız"?

Çok kolay! Atatürk'e ve Cumhuriyete, doğrudan veya dolaylı yan bakan ise yırt at kitabını çöpe, okuma bile, o zaman okuman daha zararlı okumaman daha evladır! Hiç değilse uzun yıllar beyninden sökülüp atılamayacak derecede beynine tecavüz ettirmemiş olursun!

Fakir Baykurt, Türk edebiyatının öncülerinden birisi ve Köy Enstitülerinden yetişen nice ünlü yazarlarımızdandı. O kuşaktan sonra zaten Türkiye'de Aydın yetişmesi kesildi...

Onlar Atatürk'ün emaneti bir nesildi.

Ve bu yüzden Amerikancı iktidarlarca bu Köy Enstitüleri; Toprak reformunu engellemek isteyen köy ağaların desteğiyle, halkı da arkalarını alabilmek için her zamanki gibi "din iman" ileri sürülerek, Amerika'nın Yeşil Kuşak teorisine uygun biçimde "komünizmi dinciliği yaygınlaştırarak engelleyebilmek" adına "Komünizm propagandası yapılıyor, ahlaksızlık yapılıyor" bahane, korku ve iftirası ile amerikancı İnönü, Menderes ve Bayar eliyle kapatıldı

Türk halkı; tarihi boyunca, "Şeytanlarca, din ve Allah ile aldatılmaktan" bıkmadı usanmadı

FATIR 5.

Çünkü Türk halkının ekseriyeti iman ettiği dininin kitabını bilmiyor, ayetlerini bilmiyor, bilse de birçoğu "bu ayetlere, örneğin fatır 5, iman ettim" dediği halde, bu ayetlerin uyarı ve hükümlerini kesinlikle dikkate almıyor.

Kur'an'dan ayrık sadece şekilci bir din anlayışına sahip%90'a yakını.

Zaten Diyanet'in 2010'da yaptığı ankette; "Müslümanım" diyenlerin %92'sinin Kur'an'ı hiç okumadığı, %20'sinin elini bile değdirmediği tespit edilmişti.  %8'in de büyük çoğunluğu "sadece Arapça okunması" Emevici kandırmacalarına kanmış olduğundan "okumuş" olan yüzde 8'in de Kur'an'ı bileni yüzde 1 çıkarsa, o da belki...

Sonuç; Kuransız, kulaktan dolma, tarikatten cemaatten ezberleme, Dergah yayınlarından, hacıdan hocadan sohbetten molla'dan evliyadan türbeden yatırdan beyni sulanmış bir sözde iman ve sözde bir saç, kıl, tüy, örtü, oruç namazdan şekilciliği aşamayan bir din anlayışı